Mükellef sayısı azalırken vergi yükü artıyor

 

15.02.2005

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Mükellef sayısı azalırken vergi yükü artıyor

Veysi Seviğ - 15 Şubat 2005 Salı - Dünya


Avrupa Birliği içersinde vergi yükünün en ağır olduğu ülke Fransa'dır. Birliğe yeni dahil olan ülkelerin vergi yükü ise eski üyelere göre daha düşüktür. Aday ülkelerde ise vergi oranlarını düşürme eğilimi vardır.

Örneğin Romanya; vergi yasalarında yapmış bulunduğu değişiklikler sonucunda daha önce yüzde 18- yüzde 40 arasında kademeli olarak uygulanan gelir vergisi, 01.01.2005 tarihinden itibaren yüzde 16 olarak tek oranlı uygulanmaya başlamıştır. Kurumlar vergisi oranı da yüzde 16'ya indirilmiştir.

Kâr payları üzerinden stopaj yoluyla alınan gelir vergisi de yüzde 10'a indirilmiştir.

Avrupa Birliği ülkelerinde tevkifat yoluyla alınan vergiler giderek önemini kaybederken vergilendirmenin kişiselleştirilmesi yönünde yapılan atılımların vergilendirmede verimliliği artırdığı gözlenmektedir.

Ülkemizde bir yandan vergi yükünün hızla artışı sağlanırken, diğer yandan vergilendirmede stopaj (tevkifat) müessesesine önem verilmeye ve bu sistemden azami ölçüde yararlanılmaya çalışıldığı gözlenmektedir.

Avrupa Birliği kurucu üyeleri ile yeni üyeleri arasında vergi yükü açısından var olan farklılığın temel nedeni, yeni üyeleri vergilendirmede teknik seçim açısından yeterli olamamalarıdır.

Gerçekte birliğin yeni üyeleri hali hazırda ekonomik açıdan sorunlarını çözememişlerdir. Bu durum Avrupa Birliği'nin yeni üyelerini zorlayacak, eski üyelerin ise bu durumdan rahatsız olmalarına neden olacaktır.

Türkiye bir yandan Avrupa Birliği'ne dahil olma uğraşını verirken, diğer yandan uzun süredir sürdürülmeye çalışılan açık bütçe uygulamasının yaratmış bulunduğu finansman sorunlarını aşmaya çalışmaktadır.

Bu bağlamda daha çok dolaylı vergilere verilen önem, bir başka açıdan bazı sorunları gündeme getirmektedir. Şöyle ki;

. Dolaylı vergilerin en yoğun artış beklendiği alan dış ticaret işlemleridir. Çünkü ithalat arttığı sürece vergi gelirlerinde belli bir artış sağlanacaktır. Bilindiği üzere ithalat işlemleri bir yandan belli mal grupları itibariyle özel tüketim vergisi hasılatı ile katma değer vergisi hasılatını artırmaktadır. Ancak buna karşılık ithalatın artması dış işlemler dengesini olumsuz etkilemekte, yerli üretimi zora sokmaktadır.

. İthalat işlemlerinin giderek artması bir başka açıdan özel ve kamu sektörünün ithalat boyutları ile paralel finansman giderlerini ve sorunlarını da artırmaktadır.

. İç piyasada bir süredir yaşanan durgunluğu aşabilmek için oluşturulan ithalat politikalarında daha çok ucuz ve kalitesiz mallara öncelik tanınmaktadır.

. Bu tür malların piyasa hakimiyetini ele geçirir olması benzer ve fakat daha kaliteli yerli üretimi piyasadan çekilmeye zorlamaktadır.

. Diğer yandan vergi yasalarında yapılan değişikliklerle vergi sorumluluğunun kapsamı genişletilmektedir. Bunun sonucunda tevkifat suretiyle vergilendirme ve dolaylı vergilere ağırlık verilmektedir.

Sonuçta ülkemizde hemen hemen üç milyon aktif gelir ve kurumlar vergisi yükümlüsü ülke çapında tüm vergileri toplar hale gelmiş bulunmaktadır. Bu yükümlülerden yaklaşık 500 bini ise toplam vergi hasılatının yüzde seksenini sağlayan ve vergi dairesine yatıran kişi ve kurumlardır.

Tüm vergi yükünün sınırlı sayıda bir kesimin üzerine yıkılmaya çalışılması birbirine bağlı bir çok sorunu gündeme getirmektedir.

Yaşamını kamu adına vergi ve diğer kamu paylarını hesaplamak ve ilgili kurumlara yatırmak suretiyle geçiren vergi yükümlüleri sonuçta işlerini terk etmekte ve dolayısıyla ülkemizde vergi mükellefi sayısı yeterince çoğaltılamamaktadır. Bu durumun bir başka yüzü ise kayıtdışılıktır.

Türkiye'de mesleki ve ticari kazanç sahipleri ile kurumlar;

. Her ay mal ve hizmet teslimleri nedeniyle almış olduğu katma değer vergisinden aynı dönem içersinde satın almış olduğu ve mal ve hizmetler için ödediği vergiyi indirim konusu yapacak geri kalan kısmı ertesi ayın 26. günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine ödeyecektir.

Uygulamada bazı mal ve hizmetler için ödenmesi gereken katma değer vergisini bir seferde müşteriden tahsil etmek pek mümkün olmamaktadır. Bu takdirde söz konusu malı satan veyahut da teslim eden kurum ve kuruluş hesaplanan katma değer vergisini kendi olanakları ile ödemek zorunda kalmaktadır.

. Ticari ve mesleki kazanç sahipleri serbest meslek erbabına yanında çalışanlara yapacağı ödemelerden veyahut da işyerini kiralamış bulunuyorsa kira bedelleri üzerinden kesinti yaparak muhtasar beyanname ile beyan edip ödemek,

. Damga vergisine tabi işlemi varsa bu işlemlerle ilgili damga vergisi beyanı yapıp ödemek,

. Üçer aylık dönemler halinde peşin vergi ödemek,

. İşyerinde çalışanların sigorta primlerini hesaplayıp ödemek,

. Süresi içersinde yıllık beyanda bulunup gerekli ödemeleri yapmak zorundadır.

Olay, bu yükümlülüklerin tam olarak yerine getirilmesi ile bitmemektedir. Çünkü Maliye Bakanlığı tarafından yapılan denetimler sırasında bu yükümlüler vergi idaresince çağrılarak beyanlarının yükseltilmesi istenmektedir.

. Ayrıca son yapılan yasal değişikliklerle de vergi yükümlülerinin yerel yönetimlere (belediyelere) yapmış oldukları katkı vergi, resim ve harçların artırılması nedeniyle daha da artmış bulunmaktadır.

Yükümlüler üzerinde yoğunlaştırılan baskılar ülkemizde yükümlü sayısının azalmasına veyahut da yeteri kadar artmamasına neden olmaktadır.

Türkiye'de vergilendirme ile ilkeler belirlenirken yükümlü psikolojisi dikkate alınmamaktadır.

Günümüzde ticari ve mesleki kazanç sahipleri ile kurumlar; vergiyi toplamakla görevlendirilmiş birer kuruluş haline getirilmiş bulunmaktadır. Çünkü bu kurum ve kuruluşlar hem vergi mükellefi ve hem de vergi sorumlusu konumuna getirilmiştir.

Ülkemizde Maliye Bakanlığı bu güne kadar yükümlü ile birlikte olup ülkemizde mevcut bulunan vergisel sorunlara çözüm aramaya yönelik bir çalışmayı gerçekleştirememişlerdir.

Türk müteşebbisi ve yatırımcısı yanında yabancı sermaye temsilcileri de bu durumu gözlemlemekte ve yatırım açısından ülkemizde isteksiz davranmaya başlamış bulunmaktadır. Bu gelişme ise ekonomiyi belli bir durgunluk dönemine sürüklemektedir.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 961

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Mükellef sayısı azalırken vergi yükü artıyor