Ekonomik krize çare bulunuyor mu |
04.10.2008 |
|
| ||
Ekonomik krize çare bulunuyor mu
Veysi Seviğ - 04 Ekim 2008 Cumartesi -
Referans Gerçekte ilk kurtarma operasyonu ile birlikte ABD'de dahi para kıt kaynak haline gelmiştir. Bu durumu aşabilmek için piyasaya sağlanması düşünülen parasal destek ile bu ülke bütçesinin açığı yüzde 100'e ulaşarak tam anlamı ile yeni bir tehlikenin sinyalini verdi. Buna neden olan kredilendirme piyasasının bugüne kadar sürdürmüş olduğu faaliyetin ne derece riskli olduğu daha net görülmüştür. Ancak sağlanan desteklerle piyasanın yeniden dengeye ulaşması mümkün görülmediğinden hazırlanan yeni bir paketle piyasaya 700 milyar dolarlık bir destek sağlanması öngörülerek Amerikan halkının sokaklara dökülmesi durdurulmaya çalışılmıştır. Bu günlerde ABD'de kimse parasını harcamak istemiyor. Piyasalar tam anlamı ile durdu. Hatta işsiz kalan üst düzey profesyoneller yeni gelir alanı olarak dilenmeyi tercih ettiler. Bu satırları okuduğunuz gün de muhtemelen yeni
kurtarma paketi Temsilciler Meclisi'nden geçmiş olacaktır. Türkiye dış finansman kaynağına gereksinimi
olan bir ülkedir. Bu gereksinimi her geçen gün artmaktadır. Dolayısıyla dünyada
yaşanan finansal nitelikteki sorunların biraz gecikmeli de olsa Türkiye'ye
yansıması kaçınılmaz olmaktadır. Bir yandan milli para birimimize yüksek faiz uygularken diğer yandan kurların belli bir aralık içerisinde hareketliliğini sağlamak suretiyle yabancı paraya sağlanan ekonomik avantaj dikkate alındığında Türkiye'nin bu durumda devamlı zararlı çıktığı sonucuna kolayca varılabilmektedir. Böyle bir tablo karşısında Türkiye'nin de olması gereken bütün ihtimalleri dikkate alarak olayı irdelemesi, ekonomi yönetiminin bu konuyu derhal masaya yatırması artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Dış dünyada yaşanan sorunlarda ismi geçen finans kurumlarından birkaçı ülkemizde de faaliyettedir. Hatta bu kurumlar Türkiye'de mali piyasaya oldukça iddialı girmişlerdir. Ancak yine basından edindiğimiz bilgilere göre dünyada finansman sorunu çeken kuruluşlara yapılan devlet katkısı ile beraber yönetim anlayışları da değişikliğe uğramaktadır. Bu durum ise oldukça ilginçtir ve Türkiye'nin oluşuma önem vermesi gerekir. Bu aşamada ABD'de yeni oluşturulan destek
paketine karşı farklı görüşler ileri sürülürken bir süredir söz konusu ülkedeki
ekonomik oluşumu gözlemleyen bazı iktisatçılar uygulanan politikanın çok riskli
olduğunu açıklamışlardır. Geçen yıllarda bu riskin varlığı anlaşılır olmasına rağmen yapılmayan denetimler sonucunda tasarruf sahipleri ile çalışanlar bu oluşumun içerisine çekilmişlerdir. Şimdilerde ABD'de ve Avrupa Birliği'nde işsiz sayısı her geçen gün artarken piyasalar bu oluşumla yeni işsizlerle tanışmakta, dolayısıyla ekonomi her geçen gün artan işsizlerin maliyetini de taşımak zorunda kalmaktadır. Türkiye'nin yurtdışından kredi bulma olanağı giderek daralmaya başlamıştır. Bu gelişme kredi bulamayacağımız anlamına gelmemektedir. Türkiye yabancı para birimine göre her vakit kredi bulabilecektir. Ancak kredi faizleri geçmişteki maliyetten yüksek olacaktır. Bunun sonucu iç piyasaya yabancı finansman olanaklarının sağlanabilmesi için de faizlerin günün koşullarına uygun olarak yükselmesi gerekmektedir. Artık eski tüketim alışkanlıklarından vazgeçme zamanı gelmiştir. Bu konuda yeteri kadar bilinçlendiğimizi söyleyebilmemiz mümkün değildir. İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |
Veysi Seviğ
Okunma: 712 | |||
Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı
|