|
BİZE GÖRE
Türk Ticaret Yasası değişiyor
Veysi Seviğ - 01 Mart 2005 Salı - Dünya
Ülkemizde 2005 yılının hemen başlarında özel hukuk açısından ve günlük ekonomik
yaşamımızı doğrudan etkilemesi söz konusu olabilecek iki yasa tasarısı gündeme
gelmiş bulunmaktadır.
Bu yasa tasarısından birisi Prof. Dr. Ernest E. Hirsh tarafından bundan yaklaşık
50 yıl önce kaleme alınmış ve 01.01.1957 tarihinde yürürlüğe giren Ticaret
Yasası'nın yenilenmesine yöneliktir. Diğeri ise Borçlar Yasası'nın yenilenmesi
ile ilgilidir.
Elli yıllık süreç içersinde özellikle Avrupa'da Ticaret Hukuku alanında ortaya
çıkan değişim yanında teknolojik gelişmeler ister istemez mevcut ekonomik hukuk
düzenini tam anlamı ile yenilemiş bulunmaktadır.
Bunun sonucunda yeni bir Türk Ticaret Yasası'nın yapılması, tüketicinin
korunmasına yönelik yeni düzenlemelerin uygulamaya konulması, kurumsal ticari
faaliyetlerinde bireysel tasarruflarında katılımcı olması, pay sahiplerinin
haklarının korunması, elektronik ortamda hukuki işlem kurmanın yaygınlık
kazanması, çevre ve deniz kirliliğinin yaygınlaşmasını önlemeye yönelik özel
düzenlemelere gidilmesi kaçınılmaz olmuştur.
Ülkemizde bir süredir yeni bir Türk Ticaret Yasası hazırlama görevini üstlenmiş
bulunan komisyon çalışmalarına TC Adalet Bakanlığı, üniversite öğretim üyeleri,
Yargıtay üyeleri, Sermaye Piyasası Kurulu, Türk Noterler Birliği, Türkiye
Muhasebe Standartları Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Sanayi
ve Ticaret Bakanlığı, Ulaştırma Bakanlığı, Hazine Müsteşarlığı ve Türkiye Odalar
Birliği temsilcileri görev almış, 2000 yılından bu yana çalışmalarını aralıksız
sürdüren komisyon tarafından hazırlanan yeni Ticaret Yasa Tasarısı geçtiğimiz
hafta tartışmaya açılmış bulunmaktadır.
Altı kitap ve 1514 maddeden oluşan yeni Ticaret Yasa Tasarısı'nın temel özelliği
Avrupa Birliği hukuk düzenine uyumlu olmasıdır.
Söz konusu tasarıda yer alan kitaplar;
. Ticari İşletme,
. Ticaret Şirketleri,
. Kıymetli Evrak,
. Taşıma İşleri,
. Deniz Ticareti,
. Sigorta Hukuku, başlıklarını taşımaktadır.
Tasarı gerekçesinde de ifade edildiği üzere, yasallaşması öngörülen
düzenlemelerin çoğu Avrupa'nın çeşitli ülkelerinden, özellikle 1970 yılından bu
yana gerçekleştirilen reformlardan esinlenerek kaleme alınmıştır. Bu bağlamda
ticaret sicili, ticaret unvanı, haksız rekabet gibi günümüzde tartışma konusu
olan, ülkemizdeki uygulamaları açısından özellikle önem arz eden ve uyuşmazlığa
açık müesseselerde Avrupa Birliği uygulamalarına paralel yeni düzenlemelerin
yapılmasına gerek görülmüştür.
Avrupa Birliği ülkelerinde Denetim Hukuku'na verilen önem dikkate alındığında
özellikle ticari yaşamda ortaya çıkan ve giderek yaygınlaşan yanıltıcı
işlemlerin önlenmesine yönelik zaman içinde yeni düzenlemelere gidilmesine
gereksinim duyulmuştur.
Tasarının 405'inci maddesinde hükme bağlanması öngörüldüğü üzere "Şirket ile
denetçi arasında şirketin ve topluluğun yıl sonu hesaplarına finansal
tablolarına ve faaliyet raporuna ilişkin, kanun, idari düzenleme veya esas
sözleşme hükümlerine yorumu veya uygulanması konusunda doğan görüş ayrılıkları
hakkında, yönetim kurulunun veya denetçinin talebi üzerine şirketin merkezinin
bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesi karar verme" yetkisine sahip olacaktır. Bu
bağlamda söz konusu ihtilaf acele işlere özgü usule göre karara bağlanacak ve bu
karar kesin olacaktır.
Avrupa Birliği'nin birleşmelere ilişkin 78/855 ve bölünmeler hakkındaki 82/891
sayılı yönergeleri, birlik ülkelerinde birleşmelerin, bölünmelerin ve tür
değiştirmelerin ayrıntılı bir biçimde düzenlenmesine neden olmuştur. Avrupa
Birliği üyesi ülkeler dışında, İsviçre de dinamiklikten etkilenmiştir. Bazı
ülkeler, yeniden yapılandırmalarını ve tür değişmelerini, şirketleri aşan bir
genişlikte ele almışlardır. Almanya ve İsviçre, yapısal ve türsel değişiklik
hükümlerinin kapsamına, ticari işletmeyi, derneği, vakıfları, bazı kamu tüzel
kişilerini de sokmuşlardır. İsviçre ayrıca malvarlığı devirlerini de, yeniden
yapılandırma kavramı içersinde değerlendirmiş ve buna ilişkin hükümlere Birleşme
Yasası'nda yer vermiştir. Üç yapısal değişiklik, şekillenme serbestisi,
ortakların korunması, ortaklığın (üyeliğin) sürekliliği ve ortaklık ile intifa
senedi sahipleri gibi hak sahiplerinin korunması temelleri üzerine inşa
edilmiştir. Bölünmede kısmi külli halefiyet yeni vurgulanan bir ilkedir; ayrılma
akçesi, denkleştirme, alacaklıların korunması, birleşmeye bölünmeye ve tür
değiştirmeye katılanların özel sorumlulukları ile ilişkilerinin geçmesi tasarıda
yeni bir anlayışla ele alınmıştır.
Anonim şirketlerde güvenli kuruluş ve sermayenin korunması ilkeleri esas
alınmıştır. Bu bağlamda basit ve güvenli kuruluş anlayışı çerçevesinde Avrupa'da
tedrici kuruluş kaldırılmıştır. Bu tür kuruluş işlemlerinin hantal olduğu kadar
karışık olduğu da ifade edilmiştir.
Gerçekte yeni Ticaret Yasası tasarısı yoğun ve yorucu bir çalışmanın ürünü
olarak gündeme gelmiş bulunmaktadır. Tasarı, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde
yapılacak çalışmalar sırasında şekillenecek ve kesinlik kazanacaktır. Tasarıda
Avrupa Birliği'ndeki değişim ve ilkeler esas alınmış bulunmaktadır.
Tasarının gerekçesinde de ifade edildiği üzere "on beş yıldan beri, özellikle
pay senetleri; borsada işlem gören anonim şirketlerde, pay sahipleri başta olmak
üzere tüm ilgililerin menfaatlerini ideal düzende korumaya yönelmiş yeni bir
kurallar sistemi kendisini kabul ettirmeye çalışmaktadır. Bu kurallar organların
doğru kararı doğru zamanda alabilme yeteneklerini artırmayı hedeflemekte, onun
için şirketlerin yeni bir ortaksal yapıya kavuşturucu önerilerine ağırlık
vermektedir. Anılan kuralların temelleri, şeffaflık, iyi ve hesabı verilebilir
bir yönetim ve etkili bir iç ve dış denetimdir. Söz konusu ilkeler kurumsal
yönetim ilkeleri olarak adlandırılmıştır. Uluslararası alanda "corporate
governance" terimi ile anılan bu ilkeler esasında hisse senetleri borsada işlem
gören anonim şirketler için öngörülmüştür. Ancak diğer anonim şirketlere ve tüm
işletmelere hatta yönetim ve denetimin olduğu her kuruma ve kuruluşa nihayet
devlete de tavsiye edilecek bir kapsam ve yaygınlık kazanmıştır. "Bu bağlamda da
mevcut tasarıda yer alan düzenlemeler başlı başına hukuksal oluşum ve değişim
açısından önem arz etmektedir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|