|
BİZE GÖRE
Yeni Ceza Yasası ve aklama suçları
Veysi Seviğ - 08 Mart 2005 Salı - Dünya
Günlük yaşamımızda yasa dışı işlemlerden sağlanan ekonomik gücün giderek
etkinleştiği gözlenmektedir. Bu bağlamda suçtan kaynaklanan malvarlığı
değerlerine meşruiyet (yasalara uygunluğu) görüntüsü verilerek ekonomik sisteme
sokulması suç işleminin kazanç elde etme açısından cazip bir yol olarak
görülmesine neden olmuştur.
Çoğu kez kaynağı suç olan eylemler sonucunda oluşturulan güç, toplumların
yönetilmesine talip olanlarda maddi destek kaynağı olmaktadır. Başka bir
anlatımla suç işlemek suretiyle veya dolayısıyla elde edilmiş olan ekonomik
değerlerin meşruiyet görüntüsü kazandırılarak ekonomik sisteme sokulması, aynı
zamanda suç delillerinin değiştirilmesi, gizlenmesi ve dolayısıyla suçlunun
kayrılması sonucunu doğurmaktadır.
Yürürlükte bulunan Karaparanın Aklanmasının Önlemesine, Uyuşturucu Maddelerin
Murakabesi Hakkındaki Yasa'nın birinci maddesinde sayılmak suretiyle belirlenen
fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen karaparanın;
. Elde edenlerce meşruiyet kazandırılması amacıyla değerlendirilmesi,
. Başkalarınca istisap edilmesi, bulundurulması,
. Elde edenlerce veya başkalarınca kullanılması,
. Kaynak veya niteliğinin veya zilyet ya da malikinin değiştirilmesi,
gözlenmesi,
. Sınır ötesi harekete tabi tutulması veya hareketin gizlenmesi,
. 4802 sayılı yasanın birinci maddesinde sayılmak suretiyle belirlenen suçların
hukuki sonuçlarından failin kaçmasına yardım etmek amacıyla kaynağının veya
yerinin değiştirilmesi veya transfer yoluyla aklanması veya karaparanın
tespitini önlemeye yönelik fiiller,
"karapara aklama suçu" olarak kabul edilmiştir.
5237 sayılı yeni Türk Ceza Yasası'nın 282'nci maddesinde "Suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerlerine aklama suçları", "Adliyeye karşı suçlar" arasında
sayılmış bulunmaktadır. Bu bağlamda da "Suçtan kaynaklanan malvarlığı
değerleri"nin yurt dışına transfer edilmesi veya bunların gayri meşru kaynağını
gizlemek ve meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla
çeşitli işlemlere tabi tutulması ayrı bir suç olarak tanımlanmış bulunmaktadır.
Yasal düzenleme gereği olarak "Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama"
suçu sayılan haller ve cezaları şöyledir:
. Alt sınırı bir yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan
kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayri
meşru kaynağını gizlemek ve meşru bir yolda elde edildiği konusunda kanaat
uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tabi tutan kişi, iki yıldan beş yıla
kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılır.
. Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi tarafından bu
mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı
oranında artırılır.
. Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
. Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik
tedbirlerine hükmolunur.
. Bu suç nedeniyle kovuşturma başlamadan önce suç konusu malvarlığı değerlerinin
ele geçirilmesini sağlayan veya bulunduğu yeri yetkili makamlara haber vererek
ele geçirilmesini kolaylaştıran kişi hakkında ceza uygulanmayacaktır.
Kısaca "Aklama suçu" olarak ifade edilen bu suçun konusunu suçtan kaynaklanan
malvarlığı değerleri oluşturmaktadır. Bu bağlamda yeni Türk Ceza Yasasa'nın
aklama suçunu suça bağlı menfaat temin etme şeklinde tanımlamış olması; konunun
kaynağı ile örtüşen bir hukuki bağlantıdan dolayıdır. Ayrıca söz konusu yasa
gerekçesinde de ifade edildiği üzere aklama suçlarında elde edilen mal varlığı
değerlerinin elde edildiği suçun türü veya mahiyeti açısından önemli olmayacağı
hususu kabul edilmiş bulunulmaktadır. Burada önemli olan, suçun konusunu
oluşturan ekonomik değerlerin başka bir suçun işlenmesi suretiyle veya
dolayısıyla elde edilmiş olmasıdır.
Söz konusu suç, seçimlik hareketli bir suç olarak tanımlanmış bulunmaktadır.
Birinci seçimlik hareket, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerinin, yurt
dışına transfer edilmesidir. Bu seçimlik hareketin gerçekleştirişi sırasında,
yurt dışına transfer edilen malvarlığı değerlerinin suçtan elde edilmiş
olduğunun bilinmesi gerekir. Bir başka anlatımla, bu seçimlik hareket açısından
kastın varlığı yeterli olmaktadır.
İkinci seçimlik hareket ise, serbest hareket olarak belirlenmiştir. Bu tür
hareketler açısından önemli olan, bunların gerçekleştirilişi sırasında güdülen
amaçtır. Bu bağlamda suçtan elde edilen malvarlığı değerlerinin gayri meşru
kaynağını gizlemek ve meşru bir yolla edinildiği konusunda kanaat uyandırmak
maksadıyla çeşitli işlemlere tabi tutulması söz konusudur. Bu işlemler değişik
şekillerde gerçekleşebilir. Örneğin, yurt dışında işlenmiş olan bir suçtan
kaynaklanan gelirin, meşru yolla elde edilmiş bir para görüntüsüyle yabancı
sermayeyi teşvik mevzuatı çerçevesinde ülkeye sokulması halinde de bu suçun
oluştuğunu kabul etmek gerekecektir.
Suçun kamu görevlisi tarafından görevini yaparken ve görevinin sağladığı
kolaylıktan yararlanarak ya da belli bir meslek sahibi kişi tarafından
mesleğinin icrası sırasında ve sağladığı kolaylıktan yararlanarak işlenmesi
halinde yasal düzenleme gereği olarak cezası artırılacaktır.
Daha önce de belirttiğimiz üzere "Aklama suçu" Türk Ceza Yasası'nın 282'nci
maddesinde yer alan suçlar olarak belirlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle halen
yürürlükte bulunan "Karaparanın Aklanmasının Önlenmesine, 2313 sayılı Uyuşturucu
Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun'da, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nda
ve 178 sayılı Maliye Bakanlığı'nın Teşkilatı ve Görevleri Hakkında Kanun
Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair" 4208 sayılı yasada değişiklik
yapmaya yönelik olarak "Mali Suçları Araştırma Kurumunun Teşkilatı ve Görevleri
ile Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Yolsuzluğun Önlenmesi Hakkında Kanun"
tasarısının Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde görüşülerek yasallaşması
gerekmektedir. Yeni Ceza Yasası 01.04.2005 tarihinde yürürlüğe girecek olup, bu
tarihten itibaren "Aklama suçları"nın söz konusu yasal düzenleme çerçevesinde
değerlendirilmesi ve kovuşturulması gerekmektedir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|