Yasaların hazırlanışında özensizlik var

 

29.03.2005

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Yasaların hazırlanışında özensizlik var

Veysi Seviğ - 29 Mart 2005 Salı - Dünya


Ülkemizde Avrupa Birliği'ne uyum çalışmaları çerçevesinde yapılmaya çalışılan yasal düzenlemeler kendi içersinde tutarsız ve adeta birbirleri ile çelişir niteliktedir. Bu nedenle yapılan ve yapılmakta olan yasal değişikliklerin ileride sorun yaratması kaçınılmaz olacaktır.

Örneğin Türk Ceza Yasası'nın 209'uncu maddesi uyarınca "Belirli bir tarzda doldurulup kullanılmak üzere kendisine teslim olunan imzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı, verilme nedeninden farklı bir şekilde dolduran kişi, şikayet üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır."

Diğer yandan yasal düzenleme gereği olarak "İmzalı ve kısmen veya tamamen boş bir kağıdı hukuka aykırı olarak ele geçirip veya elde bulundurup da hukuki sonuç doğuracak şekilde dolduran kişi belgede sahtecilik ve hükümlerine göre" cezalandırılacaktır.

Türk Ceza Yasası'nda yer alan bu suçun ortaya çıkması hali, yasal düzenleme içersinde belirlenmiş bulunmaktadır. Şöyle ki;

"Bir kişi diğerine belirli bir tarzda doldurulmak üzere imzalı ve fakat boş bir kağıt verecektir; böylece suçun oluşması için imzanın gerçek olması temel koşuldur. Ayrıca verilen kağıt hukuken geçerli bir belge oluşturmayacaktır; suç böylece gerçek bir belgenin tahrif veya tağyiri şeklinde işlenecek olursa, belgede sahtecilik suçu söz konusu olur." (Türk Ceza Yasası, gerekçe)

Ceza Yasası'nda yer alan söz konusu suçun oluşması için imzalı kağıdın, tevdi ve teslim nedeninden farklı bir şekilde doldurulması gerekir."

Bu tür suçların soruşturulması ve kovuşturulması, şikayete bağlıdır. İmzalı boş kağıt ancak taraflar arasında belirli bir ilişki şeklinin varlığı halinde söz konusu olabileceğinden, kovuşturmanın şikayete bağlı tutulması uygun görülmüştür.

Oysa "Türk Borçlar Yasa Tasarısı"nın 15'inci maddesi gereği olarak "Açığa atılan imzanın üzerine sonradan yazılan metnin, imza atanın iradesine uygun olduğu kabul edilir. Durumun özelliği aksini göstermedikçe, imzayı atan yazılan, metnin anlaşmaya aykırı olduğunu ispatlamakla yükümlüdür."

Tasarıda yer alan "açığa imza" veya "beyaza imza" olarak nitelendirilen hukuki olayda Türk Ceza Yasası'nda cezalandırılması gereken bir fiil varlığı olasıdır.

Borçlar Yasa Tasarısı'nda "Boş bir kağıda veya buna benzer diğer maddelere atılan imzaların üstünün, sonradan doldurulup borç senedine dönüştürülmesi durumunda, sonradan yazılan metnin o metindeki imzayı atanın iradesine uygun olduğu bir adi karine olarak kabul edilmiştir."

Bir başka anlatımla Ceza Yasası'nın cezalandırılmasını öngördüğü bir fiil Borçlar Yasası tarafından "karine" haline dönüştürülerek hak doğurucu bir işleme neden olacaktır.

Borçlar Yasa Tasarısı'na göre "imzayı atan, sonradan yazılan metnin anlaşmaya aykırı olduğunu ispat etmek zorundadır."

Böyle bir durumda elinden herhangi bir şekilde imzalı kağıt alınan kişi, eğer bu kağıdın üstü doldurularak imza sahibini borç altına sokacak hale dönüştürülürse, bu takdirde bir yandan suç duyurusunda bulunacak, bu eylemi ceza hukuku açısından değerlendirilecek ve muhtemelen de söz konusu kağıdın üstünü doldurarak kendi çıkarına kullanan kişinin mahkumiyetine neden olabilecek, diğer yandan da Borçlar Yasası uyarınca da söz konusu borcu ödemek zorunda veyahut da diğer yazılı yükümlülükleri yerine getirmek durumunda kalacaktır.

Ülkemizde son yıllarda yapılan yasal düzenlemelerin büyük bölümü hem düzenlemiş ve hem de diğer yasalarla olan ilişkisi açısından hukuki denetimden ve daha açıkçası konunun uzmanlarınca incelenme ortamından uzak tutulmaktadır. Bunun sonucunda da ortaya çıkan yasal düzenlemeler bekleneni vermemekte bir süre sonra da yasanın içeriğinden daha çok yasa yapıcılar eleştirilir olmaktadır.

Türk Ceza Yasası uyarınca "Kambiyo senedi veya emtiayı temsil eden evrak, imzalı ve boş olarak faile tevdi edilmiş olup da, fail, bunu tevdi maksadından farklı bir şekilde doldurmuşsa, o takdirde açığa atılan imzanın, kötüye kullanılmasına ilişkin Ceza Yasası hükmü uygulanacaktır. "Çünkü, bu durumda, tevdi edilen kağıt, imzalı ve fakat boş olarak verildiği için, henüz belge niteliğini kazanmamıştır."

Teknik olarak Türk Borçlar Yasası açısından kabulü mümkün bulunmayan bir işlemin bilerek yapılması veyahut da tesis edilmesi halinde bu durumun Ceza Yasası açısından müeyyidelendirilmesi gerekli iken, Ceza Yasası'nın ceza kapsamına aldığı bir fiil Borçlar Yasa Tasarısı'nda kabul edilebilir olarak değerlendirilmiş ve yasal düzenlemenin bu bağlamda yapılması uygun görülmüştür.

Türk Ceza Yasası'nın 211'inci maddesi uyarınca "Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek cezanın" yarısı oranında indirim yapılması öngörülmüştür.

Bu hüküm gereği "...resmi ve özel belgede sahtecilik suçunun bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelendirilmesi amacıyla işlenmesi, suçun temel şekline göre daha az ceza ile cezalandırılması gereken bir hal olarak" kabul edilmiştir.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nın 288'inci maddesi uyarınca "Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar ve değerleri belli bir tutarı geçmesi halinde senetle yani yazılı bir metinle kanıtlanması gerekmektedir. Burada geçerli olan belge var olan bir imzanın üstüne doldurulmuş ve tamamen bu metnin yazanın iradesine ve keyfine bırakılmış yükümlülükleri içeren bir metin olarak değerlendirilemez. Ne yazık ki şu anda "Türk Borçlar Yasa Tasarısı"nda yer alan bazı madde taslakları diğer yasa tasarılarında var olan benzerleri gibi hukuki açıdan "düzen sağlayıcı" özellikten yoksun bulunmaktadır.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 2064

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Yasaların hazırlanışında özensizlik var