|
SORU-CEVAP
Vergi danışmanınız
Veysi Seviğ - 09 Nisan 2005 Cumartesi - Dünya
SORU: Apartman yönetim kurulu olarak almış bulunduğumuz karar uyarınca apartman
sakinlerinden almış bulunduğumuz gider karşılıklarından, giderler için ufak bir
karşılık ayırıp, kalan paramızı birkaç bankada değerlendirmekteyiz. Bizim bu
değerlendirmemiz karşılığında bir banka bizim açtırmış bulunduğumuz mevduat
hesabı için yürüttüğü faiz üzerinden gelir vergisi kesintisi yapmaktadır.
Diğer bankalar ise mevduat faizi üzerinden herhangi bir kesintisi yapmamaktadır
.
Bu durum bizi arayışa yöneltmiş bulunmaktadır.
Yapılan uygulamadan hangisi doğrudur?
YANIT: Gelir Vergisi Yasası'nın 94'üncü maddesi uyarınca "Kamu idare ve
müesseseleri, iktisadi kamu müesseseleri, sair kurumlar, ticaret şirketleri, iş
ortaklıkları, dernekler, vakıflar, dernek ve vakıfların iktisadi işletmeleri,
kooperatifler, yatırım fonu yönetenler, gerçek gelirlerini beyan etmeye mecbur
olan ticaret ve serbest meslek erbabı, zirai kazançlarını bilanço veya zirai
işletme hesabı esasına göre tespit eden çiftçiler söz konusu yasa maddesinde
sayılmak suretiyle belirtilen ödemelerden 'istihkak sahipleri'nin gelir
vergilerine mahsuben tevkifat yapmak zorundadırlar.
Yasa maddesinde de hükme bağlandığı üzere gelir vergisi stopajı yani vergi
kesintisi hak sahibinin gelir vergisine mahsuben yapılmaktadır.
Apartman yönetimlerinin yetki ve sorumlulukları Kat Mülkiyeti Yasası'nın 27 ve
devam eden maddelerinde belirlenmiş bulunmaktadır. Bu nedenle apartman
yönetimleri söz konusu yasal düzenleme çerçevesinde faaliyetini sürdürmektedir.
Yasal düzenleme gereği apartman yönetimleri vergi yükümlüsü konumunda
olmadıkları için Gelir Vergisi Yasası'nın 94'üncü maddesinde yer alan tevkifat
işlemlerinin de muhatabı olarak kabul edilemez. Bir başka anlatımla apartman
yönetimlerinin bankalar nezdinde açmış bulundukları hesaplara tahakkuk ettirilen
faizler üzerinden ayrıca gelir vergisi kesintisi yapılamaz. Bu bilgiler ışığında
sizin mevduat hesabınız üzerinden yürütülen faizi stopaja tabi tutan bankanın
yapmış olduğu işlem mevcut yasal düzenleme ile örtüşmemektedir.
SORU: Uzun süredir eşimden ayrı yaşıyorum. Ancak aramızdaki evlilik bağı
sürmektedir. Ücretli olarak bir kurumda çalışmakta olup, evlilikten önce veraset
yolu ile edinmiş bulunduğum bir dairede eğitimde bulunan çocuklarımla beraber
oturuyorum.
Eşim geçen yıl bir trafik kazası sonucu hayatını kaybetti. Ancak sonradan
öğrendiğimiz kadarıyla müteahhitlik yapan eşimin vergi dairesine bizim ödeme
olanağımız olmayacak boyutta vergi borcu olduğundan çocuklarım adına ben ve
dolayısıyla da kendim mirası red isteminde bulunduk.
Ancak buna rağmen vergi dairesi bana babamdan miras yolu ile intikal eden dairem
üzerine haciz işlemi yaptı. Bu işlem doğru mudur?
YANIT: Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında'ki 6183 sayılı yasanın 7'nci
maddesinde hükme bağlandığı üzere, "Borçlunun ölümü halinde, mirası reddetmemiş
mirasçılar hakkında da söz konusu yasa hükümleri uygulanır. Bu bağlamda
borçlunun ölümünden evvel başlamış olan muamelelere devam olunur. Terekenin bir
mahkeme veya iflas dairesi tarafından tasfiyesini gerektiren hallerde bu yasa
maddesi uygulanmaz.
Yasal düzenlemeden de anlaşılacağı üzere mirasın reddedilmesi halinde murisin
vergi borcu nedeniyle kanuni ve mahsup mirasçılar üzerinde işlem yapılamaz.
Konuya ilişkin olarak Danıştay Dördüncü Dairesi tarafından verilen bir karardan
da anlaşılacağı üzere "Mirası reddeden kanuni ve mahsup mirasçılar hakkında,
murisin vergi borcu nedeniyle" işlem yapılamaz. (E. No: 2004/1522, K. No:
2004/2048)
Bu bilgiler ışığında vergi dairesinin size babanızdan intikal eden daire üzerine
haciz işlemi uygulaması hukuken mümkün değildir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|