Aynı konuda vergiyi iki defa almak

 

24.04.2010

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

Aynı konuda vergiyi iki defa almak

Veysi Seviğ - 24 Nisan 2010 Cumartesi - Referans

Geçen günlerde okurlarımızdan bize intikal ettirilen bir vergi olayını bugün okurlarımızla paylaşmayı düşündük.

2001 yılının ortalarında arsasını satan okurumuz, kendisine düşen tapu harcını ödemiş, buna bağlı olarak da satmış olduğu arsa alıcı adına tapuda tescil edilmiştir.

Ancak bilahare tapu harcının eksik alındığı iddia edilerek, arsayı satan adına ceza tarhiyat yapılmıştır.

Bunun üzerine satıcı konumunda olan tarafından tapu harcının doğru hesaplanıp ödendiği, aradan beş yıl geçtikten sonra kendisine gönderilen ikmalen salınan tapu harcı ile bu harca bağlı cezalı tarhiyat yapılmasının doğru olmadığı varsayımı ile İstanbul Vergi Mahkemesi nezdinde dava açılmış, kanuni dayanaktan yoksun olarak vergi dairesince ikmalen salınan vergi ve cezanın iptali talep edilmiştir.

Vergi Mahkemesi tarafından verilen kararda ise vergi dairesinin yapmış olduğu ikmalen tarhiyatta esas aldığı ve satışa konu olan arsa değerinin yüksek hesaplandığı, ancak bu bağlamda da arsayı satan tarafından satış sırasında gösterilen değerin de gerçeği yansıtmadığı ifade edilerek, idarece hesaplanan ve cezalı tarhiyata konu olan 47.230.83 TL olarak belirlenen arsa değeri 32.608.51 TL'ye düşürülmüştür.

Söz konusu vergi mahkemesi kararı aynı şöyledir:

"Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabülüne, dava konusu tarhiyatın 32.608.51 TL matrah esas alınarak ve daha önceden ödenen vergiler mahsup edilerek yapılan tarhiyatın onanmasına, bu miktardan fazlasının kaldırılmasına, vergi ziyaı cezasının ise hesaplanacak vergi aslının bir katına isabet eden kısmının yüzde 25'ine tekabül eden kısmının onanmasına, fazlaya ilişkin kısmının kaldırılmasına, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin 8.70 TL'sinin davacı üzerinde bırakılmasına, kalan kısmının davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davacıdan 14 TL'den az olmamak üzere binde 3,6 karar harcı alınmasına, artan posta gideri varsa istemi halinde davacıya iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde itiraz yolu açık olmak üzere karar" verilmiştir.

Ancak ilgili vergi dairesi bu karara bölge idare mahkemesi nezdinde itiraz etmiş, bölge idare mahkemesi de bu itiraza karşı ‘davalı idare itirazının reddine' karar vermiştir.

Bu karar üzerine ilgili vergi dairesi mükellefe iki ayrı vergi/ceza ihbarnamesi düzenleyerek dava konusu tapu harcını iki ayrı ihbarname ile iki defa yani iki kat istemiş bulunmaktadır.

2001 yılında arsa satışını gerçekleştirene vergi dairesi tarafından gönderilen iki ayrı ihbarnamede vergi mahkemesinde tespit edilen ve karara esas alınan 32.608.51 TL esas alınarak harç hesaplanmış, sanki mükellef hiç harç ödememiş gibi söz konusu harçları ayrı ayrı cezalı olarak mükelleften talep etmiştir.

Gerçekte vergi mahkemesi kararı uyarınca satış değeri olarak belirlenen 32.608.51 TL üzerinden tapu harcı hesaplanarak bulunacak miktardan davacı olan arsa satıcısının tapu işlemleri sırasında ödemiş bulunduğu tapu harcının indirilmesi (yani düşülmesi) kalan kısım üzerinden ikmalen tapu harcının hesaplanması gerekirken vergi dairesi sanki satış sırasında hiç tapu harcı ödenmemiş gibi mahkemece belirlenen değer üzerinden tapu harcı hesaplanmıştır.

Arsasını satan ve davacı konumunda olan kişi söz konusu durumu vergi dairesine anlatamamış, sonuçta da yine çıkış yolunu vergi dairesi tarafından düzenlenen ihbarnamelerin doğru olmadığı savı ile yeniden yargı yoluna başvurmuştur.

Diğer taraftan söz konusu mağdur davacı, yıl içerisinde kendisine ulaşan ödeme emri gereğince vergi ziyaı cezasını ödemiş olmasına rağmen kendisinden ayrıca talep edilen vergi ziyaı cezasını ödemiş olmasına rağmen, bu ceza miktarı da herhangi bir şekilde düzeltilmeden ve gerekli mahsup işlemi yapılmadan kendisinden yeniden talep edilmiştir.

Böyle bir durumda mükellefin, yani arsasını satan kişinin kalmış olacağı mali yük dikkate alındığında, bu mağduriyetin giderilebilmesi için yapılan girişimler başarısız kaldığından yargı yoluna başvurmak davacı için tek çıkış yolu olmuştur.

Kaldı ki söz konusu vergi ve ceza ihbarnamelerinde hesaplanan gecikme zamlarının da gerçeği yansıtmadığı anlaşılmış bulunmaktadır.

Vergi daireleri açısından 2 no'lu Vergi/Ceza İhbarnamesi'nin nasıl düzenleneceği bilinmektedir. Bu ihbarnamelere karşı dava açma olanağı sınırlıdır.

Mükelleflerin bu ve benzeri nitelikte olaylarla karşılaşmaları halinde başvuracakları kanun yolu konusunda duraksamaya düştükleri ve sonuçta mağdur oldukları gözlenmektedir.

Bu bağlamda da acaba yapılan bu tür işlemlerde daha titiz davranmak mümkün değil midir? Kanımızca bu durumun idarece dikkate alınarak mükellef mağduriyetine yönelik işlemlerin önlenmesi gerekir.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz.

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 678

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Aynı konuda vergiyi iki defa almak