Vergi hukukunda yanılma ve yeni düzenleme |
08.06.2010 |
|
| ||
Vergi hukukunda yanılma ve yeni düzenleme
Veysi Seviğ - 08 Haziran 2010 Salı -
Referans Yetkili makamlar yazı ile istenecek izahatı yazı ile veya sirkülerle cevaplandırmak zorundadırlar. Diğer yandan zaman içinde bir vergi hükmünün uygulanma tarzında idarenin görüş veya kanaati de değişebilir, yine bazı hallerde içtihat değişikliği ortaya çıkmış olabilir. Vergi Usul Yasası'nın 369'uncu maddesinde bu gibi durumlar vergi cezası uygulaması açısından dikkate alınmış ve ‘Yanılma' başlığı altında hükme bağlanmıştır. Vergi Usul Yasası'nın 369'uncu maddesi gereği olarak aşağıda yazılı hallerde vergi cezası kesilmez: * Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile izahat vermiş olmaları; * Bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili
makamların görüş ve kanaatini değiştirmiş veya bu hükme ait bir içtihadın
değişmiş olması, Maliye Bakanlığı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne sunulan ‘Gelir Vergisi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı' ile Vergi Usul Yasası'nın 369 ve 413'üncü maddelerinde değişiklik yapılması ve özelge (mukteza) verilmesinin de harca tabi tutulması öngörülmektedir. Vergi Usul Yasası'nın 369'uncu maddesinde yapılması öngörülen değişiklik uyarınca "Yetkili makamların mükellefin kendisine yazı ile yanlış izahat vermiş olmaları veya bir hükmün uygulanma tarzına ilişkin" bir içtihadın değişmiş olması halinde, mükellefe vergi cezası uygulanmayacak ve gecikme faizi de hesaplanmayacaktır. Diğer taraftan bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların genel tebliğ veya sirkülerle belirli bir değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaatini değiştirmesi halinde de oluşan yeni görüş ve kanaate ilişkin genel tebliğ ve sirküler yayımlandığı tarihten geçerli olacak, bu bağlamda da yapılan değişiklikler geriye dönük olarak uygulanmayacaktır. Yapılması öngörülen yeni değişiklikle Vergi Usul Yasası'nın 369'uncu maddesinin başlığı ‘Yanılma ve Görüş Değişikliği' olarak yeniden belirlenmiştir. Söz konusu maddenin yasallaşması halinde "Yetkili makamların mükellefin kendisine vermiş olduğu izahat" doğrultusunda işlem yapılan mükellefe bilahare bu işlem dolayısıyla ceza kesilemeyeceği gibi kendisinden konuya ilişkin olarak gecikme faizi de talep edilemeyecektir. Yapılması öngörülen bu değişiklikle idarede istikrar ve vergide öngörülebilirlik ilkelerine uygun bir şekilde, mükellefin yetkili makamların genel tebliğ veya sirküler vasıtasıyla oluşturdukları görüş ve kanaatlerini değiştirmiş olmaları nedeniyle geriye dönük olarak bir tarhiyat yükümlülüğü ile karşı karşıya kalmamaları sağlanacaktır. Anayasa Mahkemesi kararlarında da vurgulandığı üzere, hukuk güvenliği ilkesi, hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de hukuk normlarında bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılmaktadır. Bu bağlamda da hukuk devletinin hukuk güvenliği
ilkesi vergilendirmede belirliliği gerektirmektedir. Belirlilik ilkesi,
yükümlülüğün hem kişiler hem de idare yönünden belli ve kesin olmasını, hukuk
normlarının, ilgili kişilerin mevcut şartlar altında belirli bir işlemin ne tür
sonuçlar doğurabileceğini makul bir düzeyde öngörmelerini mümkün kılacak bir
şekilde düzenlenmesini ve uygulanmasını gerektirir. (Vergi Usul Yasası'nın
369'uncu maddesi gerekçesi.) Diğer yandan, bir hükmün uygulanma tarzı hususunda yetkili makamların tebliğ ve sirkülerde değişiklik yapmak suretiyle görüş ve kanaat değiştirmesi, buna ilişkin genel tebliğ veya sirkülerin yayımlandığı tarihten itibaren geçerli olacak ve geriye dönük olarak mükellefler hakkında işlem yapılamayacaktır. İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |
Veysi Seviğ
Okunma: 642 | |||
Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı
|