Türk Ticaret Yasa Tasarısı'na göre finansal tablolar

 

29.04.2005

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

BİZE GÖRE

Türk Ticaret Yasa Tasarısı'na göre finansal tablolar

Veysi Seviğ - 29 Nisan 2005 Cuma - Dünya


Türk Ticaret Yasası Tasarısı'nda yer alan öngörüye göre "Aksine yasal hükümler saklı kalmak kaydıyla, yıl sonu finansal tablolarının ticari işletmenin tüm varlıklarını, borçlarını, peşin ödenen giderler ile peşin tahsil edilen geliri (dönem ayırıcı hesapları) bütün gelir ve giderleri doğru bir şekilde değerlendirilmiş olarak gösterilmesi zorunludur." Bu bağlamda "Mülkiyeti saklı tutulması kaydıyla iktisap edilen ve işletmenin kendisinin veya üçüncü kişilerin borçları için rehnolunan ya da başka bir şekilde güvenceye verilen mal varlığı unsurları, güvence verenin bilançosunda gösterilecektir. Nakdi tevdilerin söz konusu olduğu hallerde, bunlar güvence alanın bilançosunda yer alacaktır (Tasarı madde: 72). Finansal kiralamaya ilişkin işlemler bu düzenlemenin kapsamı dışında tutulmuştur.

Öngörülen tanımlamaya göre ticari faaliyetin başında ve her faaliyet döneminin sonunda, varlık ve borçların tutar ilişkisini gösteren finansal tabloya bilanço denilmektedir. Bu bağlamda bilançoda duran ve dönen varlıklar, özsermaye, borçlar ve dönem ayırıcı hesaplar ayrı kalemler olarak gösterilir ve yeterli ayrıntıya inilerek şemalandırılır. Duran varlıklar içinde ise işletmeye devamlı surette tahsis edilmiş bulunan varlıklar yer almaktadır. Kural olarak;

. İşletmenin kuruluşu ve özsermaye edinimi amacıyla yapılan harcamalar için bilançoya aktif kalem konulamayacaktır.

. Bedelsiz olarak elde edilmiş, maddi olmayan duran varlıklar için bilançonun aktifinde hesap açılamıyacaktır.

. Sigorta sözleşmelerinin yapılması için yapılan giderler aktifleştirilemeyecektir.

Türk Ticaret Yasası Tasarısı'nın gerekçesinde de ifade edildiği üzere "bilirkişi, kuruluş denetçisi, noter, avukat ücretleri, tescil giderleri ve çeşitli resimler gibi kuruluş giderleri sonucunda işletmeye herhangi bir varlık girmez. Aynı şekilde öz sermayenin sağlanabilmesi için yapılan ihraç, izahname, pay senedi basımı giderleri ile aracı kurum komisyonları da işletmeye bir varlık kazandırmamaktadır. Bu tür giderler kural olarak tamlık ilkesinin gereği olarak ihraç priminden (agıo) mahsubu da mümkün değildir.

Bir işletmenin kendi yarattığı, kendisine ait ticaret unvanı, marka, patent, faydalı model, tasarım gibi fikri mülkiyet hakları peştemaliye benzeri işletme değerleri de aktifleştirilemez.

Diğer yandan karşılıklar, bilanço hukukunun en önemli kalemlerinden birisi olup, şüpheli borçlardan, askıdaki işlemlerden, gelecekte yerine getirilecek borçlardan doğması olması kayıplar için ayrılan, amaç hükmü belirli yedek akçelerdir. Bundan böyle öngörülen yasal düzenleme gereği karşılıklar Türkiye muhasebe standartlarına göre ayrılacaktır.

Gerçekte yine öngörülen yasal düzenlemeye göre gerçek ve tüzel kişiler gerek ticari defterlerini tutarken, gerek münferit ve konsolide finansal tablolarını düzenlerken, Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından yayımlanan, Türkiye Muhasebe Standartları'na ve kavramsal çerçevede yer alan muhasebe ilkelerine aynen uymak ve bunları uygulamak zorundadırlar.

Bu düzenlemeler, uygulamada birliği sağlamak ve finansal tablolara uluslararası pazarlarda geçerlilik kazandırmak amacıyla, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'na tam uyumlu olacak şekilde yalnız Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından belirlenecek ve uygulanacaktır.

Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu tarafından değişik ölçütlerdeki işletmeler ve sektörler itibariyle, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları'ndan farklı istisnai uygulamalara izin verildiği hallerde, bunları uygulayanlar, söz konusu durumu finansal tablo dipnotlarında açıklayacaklardır.

Yasalarla, belirli alanları düzenlemek ve denetlemek üzere kurulmuş bulunan kurum ve kurullar, Türkiye Muhasebe Standartları'na uygun olmak ve Türkiye Muhasebe Standartları Kurulu'nun onayını almak koşuluyla, kendi alanları için geçerli olacak standartlar ile ilgili olarak ayrıntıya ilişkin sınırlı düzenlemeleri yapabilirler.

Uygulamada, Türkiye Muhasebe Standartları'nda hüküm bulunmayan hallerde ilgili oldukları alanlar itibariyle yukarıda yer alan ayrıntılı düzenlemelere, anılan düzenlemelerde de hüküm bulunmadığı hallerde dünyada yaygın uygulaması bulunan genel kabul gören muhasebe ilkeleri uygulanacaktır.

Yapılması öngörülen yasal düzenleme ile Türkiye Muhasebe Standartları'nda ve ilgili oldukları alana özgülenerek özel standartlarda hüküm olmayan hallerde "dünyada yaygın uygulaması bulunan genel kabul gören muhasebe ilkelerine" uyulacağı belirtilmiştir. Bu hükümle US-GAAP diye anılan ABD'nin genel kabul görmüş ilkeleri kastedilmektedir.

Dünyada en yaygın olan US-GAAP'tır. US-GAAP'ı uygulamayan şirketler ABD menkul kıymetler borsalarına kabul edilmemekte, kote olunmamaktadır. Bu nedenle AB kendi standartlarından vazgeçmiş, IFRS'yi kabul etmiştir. IFRS ile US-GAAP gittikçe birbirine yaklaşmıştır.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 734

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Türk Ticaret Yasa Tasarısı'na göre finansal tablolar