Tatil yörelerinde bazı yasalar çalışmıyor

 

28.08.2010

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

Tatil yörelerinde bazı yasalar çalışmıyor

Veysi Seviğ - 28 Ağustos 2010 Cumartesi - Referans

Yaklaşık 20 gündür ülkemizin güney sahillerini dolaşıyoruz. Son olarak Bodrum'da basında sıkça yer alan koyları dolaşma fırsatı bulduk. Bu yerlerde, mesleğimiz gereği ünlü restoran ve dinlenme tesislerinde vergi yasalarının ne kadar geçerli olduğunu gözlemlemeye çalıştık.

Her şeyden önce bazı meslektaşlarımızın köşelerine konu olmuş restoranlarda karşılaştığımız olaylar bizi şaşkınlığa düşürdüğü için sizlerle paylaşmayı uygun gördük.

Dinlenme yerlerinde ve meslektaşlarımızın bazılarından övgüler almış ünlü tesislerde çalışanların büyük bir bölümü üniversite öğrencisi.

Yaz aylarında dil bilgilerini de kullanarak hizmet işlerinde çalışan gençlerin ortak sorunları, kendilerinin günde 18-20 saat çalıştırılmaları. Bu gençlere günde 18-20 saat çalışmaları karşılığı ödenen günlük ücretse 20-30 TL arası. Ancak bu gençlerin tümü sigortasız.

Üniversite eğitimi alan, güler yüzde bu gençlerin gece 4-5 saat dinlenmeleri için işverence sağlanan yerlerse utanç verici.

Gençlerse çalışarak kazandıkları paraları biriktirerek eğitimlerini sürdürebildiklerini söylüyorlar. Onların bu tutumları gelecek açısından önemli.

Ancak rastladığımız bazı olaylar var ki bunları da sizlerle hem paylaşmak hem ilgililerin dikkatini çekmek istiyorum.

İki yıl önce bir köşe yazarımızın methine mazhar olmuş bir restoranda yaşadığımız olay, bizi gerçekten şaşırtmıştır.

Dört kişilik masada sadece su içilmiş ve içinde bulunduğumuz ayın özelliğine uygun olarak yemek yenmiş ve yemeğin sonunda da hesap talep edilmiştir.

Cicili-bicili bir kutunun içinde gelen hesabın 200 TL'nin üzerinde olması nedeniyle önce kredi kartıyla ödeme yapılması istenmiş, ancak bu isteğe karşı hesabı getiren elemanın yanıtı çok net olmuştur:

"Müessesede kredi kartı kullanılmamaktadır." Müessese ‘nakit' çalışmaktadır.

Bu yanıt üzerine söz konusu işletmeden fatura talep edilmiştir.

İstemimize verilen yanıt, birinci yanıttan daha ilginçtir. "Müessese fatura kullanmamaktadır."

Biz bu nedenle yazarkasa fişi talep ettiğimizde, ilgili eleman müessese yetkilisine durumu iletmek için yanımızdan ayrılmış, bir süre sonra kendisini müessese yetkilisi olarak tanıtan kişi de yazar kasalarının bozuk olduğunu ifade ederek birkaç gün sonra uğramamız halinde yazar kasa fişini verebileceklerini ifade ederek, hesabın ancak nakit olarak ödenebileceğini bir defa daha belirtmeyi kendince uygun görmüştür.

Bu restoran Bodrum'un ünlü koylarından birinde faaliyet göstermekte olup, yaklaşık 250 civarında masası bulunan ve rezervasyonla gidilebilen bir yerdir. Restoran hakkında tirajı yüksek bir günlük yayın organımızda, bundan iki yıl önce bir köşe yazarımız tarafından övgü dolu bir yazı yazılmıştır.

Mütevazı bir iftar yemeği için alınan bedel dikkate alındığında ve devamlı dolu olan bu restoranın nakit çalışması ve de fatura kullanmaması herhalde bilinen bir olay olmalıdır.

Söz konusu müessese açısından Vergi Usul Yasası çalışmamaktadır.

Bir süredir üzerinde ısrarla durduğumuz bir konu vardır. Artık ülkemizde Gelir Vergisi Yasası çalışmamaktadır. Gelir Vergisi Yasası, ‘Stopaj Vergisi' yasası haline gelmiştir. Göz göre göre bazı kurum ve kuruluşlar vergiden kaçınabilmektedir. Bunlar bilinmesine rağmen kendileri hakkında gerekli hukuki işlem yapılmamakta veya yapılamamaktadır.

Tatil yörelerinde vergi kayıp ve kaçağına neden olan olaylar yukarıda verdiğimiz örneklerle sınırlı değildir. Şöyle ki:

* Genel olarak restoran ve benzeri yerlerde fiş verme alışkanlığı yoktur.

* Birçok alanda nakit satışa ağırlık verilmekte, banka ve kredi kartı kullanımına önem verilmemekte ve hatta bazı işyerleri ‘kredi kartı' ile iş yapmadıklarını açıkça söyleyebilmektedirler.

* Yaz aylarında tatil yörelerine yabancılar da ilgi göstermektedir. Bu kişiler daha çok ülkemize özgü halı ve benzeri el işlemesi ürünlerini satın almaktadırlar. Bu işlemlerde de belge kullanımından kaçınılmaktadır.

* Döviz bozdurma işlemlerinde ise belge kullanımının geçerli olmadığı gözlenmektedir.

Yukarıdaki işlemlere daha birçoğunu eklemek mümkündür. Bu bağlamda özellikle gayrimenkul satışlarında yaşanan vergi kayıplarının tatil yörelerinde tahminlerin çok üzerinde olduğunu söylemek mümkündür.
Oysa yaz aylarında ülkemizin tatil yörelerinde kayıtdışı yapılan işlemlerin azaltılması ve bu yöntemle de yapılan işlemlere hem güvence sağlanması hem de vergi yasalarının uygulanmasına olanak sağlamak suretiyle vergi gelirlerinin artırılması mümkün bulunmaktadır.

Ancak bugünkü haliyle ülkemizin güzide tatil yöreleri için sanki özel nitelikte vergiden bağışıklık sağlanmış gibidir.

Oysa mevcut yasaların ülkemizin her yöresinde aynı titizlikle uygulanması hem gereklidir hem de zorunludur.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz.

 

Veysi Seviğ

 

Okunma: 688

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Tatil yörelerinde bazı yasalar çalışmıyor