|
BİZE GÖRE
"Türkiye'de net mali yansıma"
Veysi Seviğ - 07 Haziran 2005 Salı - Dünya
Vergi gelirlerinin oluşumundaki yapı hem Maliye politikası uzmanlarını ve hem de
iktisatçıları ilgilendirmektedir. Bu konuda özellikle son yıllarda vergi
gelirlerinin içersinde dolaysız vergilerin payı giderek artarken bu bağlamda
üretilen görüşler ve eleştiriler de giderek yoğunlaşmaktadır.
Diğer yandan vergi yükünün artması ve yükü taşıyanların yakınmaları gündem
oluştururken, vergi gelirlerinin dağılımı anlamına gelen kamu harcamalarının
milli gelir oluşumu üzerindeki etkisi dikkate alınmamaktadır.
Bir başka açıdan "Bütçe tartışmaları her yıl gündemi önemli ölçüde meşgul ettiği
halde, mevcut istatistiklerin yeterince bilgiyi üretememesi nedeniyle vergi ve
kamu harcamalarına ilişkin tartışmalar, özellikle vatandaşı ilgilendiren yönüyle
sağlıklı yapılamamaktadır." (Pınar, Abuzer "Türkiye'de Net Mali Yansıma: DİE
Hanehalkı Verileri ile Bir Tahmin Denemesi,")
Vergi gelirlerinin harcama yolu ile dağılımı sonucunda ülke ekonomisinin
güçlenmesine katkı sağlanabiliyorsa, bu takdirde konunun daha anlamlı
değerlendirilmesi söz konusu olabilecektir. Bu bağlamda da toplumun değişik
kesimlerinin yüklenmek zorunda kaldığı vergi ve yararlandıkları kamu hizmetleri
açısından yapılacak olan değerlendirmeler vergilendirme olgusunun önemini ve
başarısını daha net ve açık ortaya koyacaktır.
Günümüzde özellikle ülkemizde vergilendirmeye yönelik getirilen eleştirilerin
önemli bir bölümü uygulamada çıkardığı sorunlara veyahut da belli kesimler ve
işlemler üzerine getirilen yeni vergi yüklerine yönelik olmaktadır. Örneğin "en
çok vergiyi biz ödüyoruz" veya bazı rakamlar verilmek suretiyle uygulanan vergi
oranlarının veyahut da tarifelerinin yüksekliğine dikkat çekmeye yönelik
başlıklar bu eleştirilerin manşetleri haline gelmektedir.
Buna karşılılık her nedense ülkemizde bütçe harcamalarının toplumun değişik
kesimlerine nasıl yansıdığı konusunda açık, anlaşılabilir çalışmalara
rastlanamamaktadır. Ancak Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim
üyelerinden Doç. Dr. Abuzer Pınar yapmış bulunduğu bir çalışma ile
"...vatandaşın ne kadar vergi ödediğini ve bunun karşılığında kamu
hizmetlerinden ne kadar yararlandığını amprik olarak test etmeyi" denemiştir.
23-27 Mayıs 2005 tarihlerinde Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi tarafından ev sahipliği üstlenilen 20. Türkiye Maliye Sempozyumu'nda
Doç. Dr. Sayın Abuzer Pınar tarafından sunulan "Türkiye'de Net Mali Yansıma: DİE
Hanehalkı Verileri ile Bir Tahmin Denemesi" konulu tebliğ bu bağlamda önem arz
etmektedir.
Söz konusu tebliğde yer alan net mali yansıma analizi"nin en genel tanımı "gelir
dağılımının vergi ve harcama öncesi ve sonrası yapısının karşılaştırılmasıdır.
Bu bağlamda "Vergi yansıması analizi dolaylı ve dolaysız vergilerin tümü hesaba
katılarak yapılmaktadır. Harcama yansıması analizi ise önemli gelir dağlımı
etkisi yaratan altyapı, eğitim ve sağlık gibi harcama alanlarına göre
yapılabilmektedir."
"Vergi yansıması analizinde belirli vergilerin tahsili öncesi ve sonrasında
ortaya çıkan gelir dağılımı karşılaştırılması yapılmaktadır." (agç)
Söz konusu çalışmada da ifade edildiği üzere "... önemli olan... harcamaların
hayat standardı üzerindeki etkisidir. Örneğin eğitime ayrılan harcamaların
artması eğitimin kalitesini, ya da sağlık harcamalarının artması sağlık
hizmetinin kalitesini artırmakta mıdır? Dolayısıyla uygulanan politikanın geliri
nasıl yeniden dağıttığından ziyade refah düzeyini artırıp artırmadığı önemlidir.
Diğer yandan bazı harcama programlarının dolaylı etkisi de ortaya çıkabilir,
örneğin yüksek öğretim doğrudan düşük gelir gruplarına katkıda bulunmadığı
halde, yönetimde ve diğer kamu hizmetlerinde meydana gelen iyileşmeler yoksul
kesimin hayat standardını yükseltebilir. Bu etkileri ölçmek zor olmakla beraber,
varlığı halinde bu tür analizlerden çıkan politika önerilerinin ciddi bir
şekilde gözden geçirilmesi gerekebilir. Kamu hizmetlerinin daha ziyade bir
altyapı hizmeti olarak, ya da özel sektörü tamamlayıcı nitelikte görülmesi
halinde aynı miktardaki kamu harcamalarının değişik gelir grupları üzerindeki
etkisi farklı olacaktır. Örneğin bina, personel ve diğer cari ödemelerin devlet
tarafından yapılması yanında hane halkının bilgisayar benzeri altyapı
harcamalarına katkıda bulunması öğrenim gören çocuklara verilecek hizmetin
kalitesini artıracaktır. Katkıda bulunamayan düşük gelirli gruplar ise aynı
miktardaki kamu harcamalarına rağmen daha düşük kalitede hizmet alacaklardır.
Ülkemizde vergi gelirlerinin harcamaya dönüşüm aşamasında daha çok faiz geliri
elde edenlerin bu bağlamda ön plana çıktıkları gözlenmektedir. Bir başka
anlatımla 80'li yıllardan itibaren kamu harcamalarının finansmanında tercihin
borçlanma politikalarının üzerine oturtulmuş olması sonucunda vergi gelirlerinin
borç faizlerinin ödenmesine tahsis edilmesi zorunluluğu ile karşı karşıya
kalınmıştır.
Sayın Abuzer Pınar'a göre de "Genel olarak reel harcamalar ve sosyal
transferlerin düşük gelir grupları lehine bir sonuç doğurduğu söylenebilir.
Ancak iki önemli noktanın vurgulanması gerekir. Bunlardan birisi, en yüksek
gelir grubu bütçeye net katkıda bulunan kesim olarak ortaya çıkmakla beraber, en
düşük gelir grubunun aldığı pay sınırlı kalmaktadır. Diğeri ise, ele alınan
dönemde harcamaların yaklaşık olarak yarısını oluşturan faiz giderleridir.
Hanehalkı bazında yapılan bir çalışmada bu kalemin dağılım etkisini ölçmek
zordur. Ancak, faiz ve kira gelirlerinin değişik gelir dilimlerine dağılımı çok
çarpıcı sonuçlar vermektedir. Bu gelirlerin hemen hemen tamamı üst gelir grubu
tarafından elde edilmektedir."
Yıllar öncesinde katma değer vergisi uygulamasına geçilmeden önce Maliye
Bakanlığı bünyesinde kurulan bir komisyonda bu verginin hangi kesimler üzerinde
gelir gruplarına göre ne gibi bir etkisi olabileceği yönünde özel bir çalışma
yapılması denenmiştir.
Ülkemizde bu güne kadar vergi gelirlerinin yansımasına yönelik ayrıntılı
herhangi bir akademik çalışmanın yapılmamış olması konuya gereken önemin
verilmemiş olduğunu göstermektedir.
"Türkiye'de net mali yansıma: DİE Hanehalkı Verileri ile Bir Tahmin Denemesi"
başlıklı çalışması nedeniyle Doç. Dr. Abuzer Pınar'ın göstermiş olduğu özveri ve
konuyu seçimindeki bilimsel tercihi nedeniyle örnek olmasını dileriz.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|