|
BİZE GÖRE
Vergi danışmanınız
Veysi Seviğ - 25 Haziran 2005 Cumartesi - Dünya
Soru: Geçici vergi dönemleri itibariyle vergi matrahı tespit edilirken yabancı
paraların değerlendirilmesinde esas alınacak kur hangisi olacaktır? Bu dönemler
itibariyle ortaya çıkan kur değişmeleri bazen artı, bazen eksi olmaktadır.
Yanıt: Vergi Usul Kanunu uygulaması ile ilgili olarak yayımlanmış bulunan 130 ve
217 sıra numaralı genel tebliğlerle yapılan açıklamalardan ve
yönlendirilmelerden anlaşılacağı üzere değerleme günü itibariyle Maliye
Bakanlığı tarafından kur ilan edilmemiş bulunuyorsa, bu takdirde TC Merkez
Bankası tarafından ilan edilen kurların esas alınması gerekmektedir. Bu bağlamda
yapılacak olan değerlemelerde efektif cinsinden yabancı paralar için efektif
alış kurunun, bu kurun bulunmaması halinde döviz alış kurunun, döviz cinsinden
yabancı paralar için ise döviz alış kurunun dikkate alınması gerekmektedir.
Geçici vergiye ilişkin kazancın veyahut da olumsuz sonucun tespit edilmesinde
yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacağı üzere TC Merkez Bankası'nın Resmi
Gazete'de yayımlanan kurları esas alınmaktadır. TC Merkez Bankası'nın değerleme
gününün resmi tatil günü olması veya başka nedenlerle kapalı olması nedeniyle,
kur ilan etmediği durumda değerleme gününden geriye doğru en yakın gün için ilan
edilen kur dikkate alınacaktır.
Diğer yandan bilindiği üzere Maliye Bakanlığı'nın ilan ettiği kurlar efektif kur
ve döviz kuru olarak ikiye ayrılmaktadır. Bu ayrım, ülkemizdeki bankacılık
uygulamasında nakit ve yabancı paranın efektif, bunun dışındaki yabancı para
cinsinden ödeme araçlarının, örneğin çek, poliçe, Hazine bonosu, tahvil ve
benzerlerinin ise döviz olarak adlandırılmasından kaynaklanmaktadır.
283 sıra numaralı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde yapılan açıklamalardan da
anlaşılacağı üzere, efektif alış kurları yükümlülerin nakit yabancı paraları
için uygulanmaktadır. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi değerlemeye esas
alınacak yabancı nakit para için efektif kur bulunmadığı takdirde döviz alış
kurunun uygulanması gerekmektedir.
Soru: Maliye Bakanlığı'ndan yapılan açıklamalardan öğrendiğimiz üzere ülkemizde
bazı iş kollarında asgari ücretli kadar dahi kazanç beyan edilmemiştir.
Birçok iş kolunda beyan edilen matrahlar çok düşüktür. Oysa bu kişiler eğer
zarar etmiş bulunuyorlarsa neden zararına faaliyet gösteriyorlar? Bu sorunun
sorulması gerekmektedir.
Maliye Bakanlığı beyanları açıklamasına rağmen, hiçbir sektörde yapılan
açıklamalara itiraz edilmedi. Demek ki, bu konuda bilinen birçok şey var. Onun
için konuşulmuyor.
Ben de ilan edilen sektörlerden birinde faaliyet gösteriyorum. Geçtiğimiz yıl da
benim de işim geçtiğimiz yıllara nazaran durgundu. Ancak ilan edilen
miktarlardan daha yukarılarda beyanda bulundum.
Maliye Bakanlığı dilerse kimin ne kadar kazandığını belirleyebilir ve ona göre
de tarhiyat yapabilir. Ancak benim görüşüme göre artık vergi kanunlarında
otokontrol sistemi bulunmadığı için yapılan tespitler ve değerlemeler de gerçeği
yansıtmayacaktır.
Bana göre vergi matrahını düşük belirleyenlerin tümü belki sıkıntıda değildir.
Ancak Maliye Bakanlığı düşük beyan edenlerin bu durumlarını araştırabilecek
elinde geçerli silahları yoktur.
Sonuçta vergi kanunlarında otokontrol yapılabilecek düzenlemelere gerek vardır.
Yanıt: Gerçekte Türk vergi sistemi içerisinde beyanların etkileyebilecek
otokontrol müesseseleri yoktur. Daha önce var olan bazı kurumlarda zaman
içerisinde yürürlükten kaldırılmıştır.
Gelir Vergisi Yasası'nın yeniden yazılımı sırasında kanımızca bu durum dikkate
alınacaktır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|