|
BİZE GÖRE
Serbest meslek erbabında gayrimenkul
amortismanı
Veysi Seviğ - 27 Haziran 2005 Pazartesi - Dünya
Gelir Vergisi Yasası'nın 68'inci maddesinin birinci fıkrası hükmüne göre
"Mesleki kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için ödenen genel giderler"
hasılattan indirim konusu yapılır. Aynı maddenin parantez içi hükmü uyarınca da
"İkametgahlarının bir kısmını iş yeri olarak kullananlar, ikametgah için
ödedikleri kiranın tamamı ile ısıtma ve aydınlatma gibi diğer giderlerin
yarısını indirebilirler." Bu bağlamda yasal düzenleme gereği olarak "İş yeri
kendi mülkü olanlar kira yerine amortismanı, ikametgahı kendi mülkü olup bunun
bir kısmını iş yeri olarak kullananlar amortismanın yarısını gider
yazabilirler."
Mevcut düzenlemeler çerçevesinde aydınlatma, ısıtma, telefon, kırtasiye
giderleri, işle ilgili şehir içi ulaşım, posta, telgraf giderleri, işle ilgili
bina, demirbaş, taşıt alımı dolayısıyla alınan borçlarla ilgili olarak ödenen
faizler, bina ya da demirbaş eşyaların bakım onarım giderleri, hizmetli ya da
işçilere ödenen ücretler, mesleki gelişim için açılan kurslara yapılan ödemeler,
yapılan faaliyetin hacmi ile orantılı temsil, ağırlama giderleri ve benzeri
giderler serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır.
Diğer yandan, mesleki faaliyetin yapıldığı işyerinin kirası veya amortismanı ile
aydınlatma, ısıtma, kapıcı parası, temizlik ve benzeri sair masraflar gider
unsuru olarak kabul edilmektedir. İkametgahının bir kısmını işyeri olarak
kullanan serbest meslek erbabı ise, ödediği kiranın tamamı ile ısıtma ve
aydınlatma gibi sair giderlerin yarısını indirim konusu yapabilme hakkına
sahiptir. İşyeri kendi mülkü olanlar ise kira yerine amortismanı, ikametgahı
kendi mülkü olup, bunun bir kısmını iş yeri olarak kullananlar ise amortismanın
yarısını gider yazabilirler.
Son zamanlarda özellikle banka kredisi ile iş yeri veyahut da iş yeri olarak bir
kısmının kullanılması söz konusu olabilen gayrimenkul alımlarında yoğunluk
gözlenmektedir. Bu bağlamda satın alınan bir gayrimenkulun iş yeri olarak
kullanılması halinde ödenen banka faizlerinin serbest meslek kazancının tespiti
sırasında nasıl dikkate alınacağı hususu uygulamada duraksama yaratmaktadır.
Bilindiği üzere Vergi Usul Yasası'nın 262'nci maddesi uyarınca "Maliyet bedeli,
iktisadi bir kıymetin iktisap edilmesi veyahut değerinin artırılması münasebeti
ile yapılan ödemelerle bunlara müteferri bilumum giderlerin toplamını ifade"
etmektedir.
Diğer yandan yine Vergi Usul Yasası'nın 269'uncu maddesi gereği olarak "İktisadi
işletmelere dahil bilumum gayrimenkuller maliyet bedeli ile değerlenir."
Dolayısıyla kredi kullanılarak satın alınan bir gayrimenkulün iktisap edilmesi
veyahut değerinin artırılması ile ilgili olarak yapılan ödemeler ve bunlara
ilişkin her türlü giderin maliyet bedeline dahil edilmesi mümkündür.
163 sıra numaralı Vergi Usul Yasası Genel Tebliği'nde yer alan açıklamalardan da
anlaşılacağı üzere "yatırımların finansmanında kullanılan kredilerle ilgili
kuruluş dönemine ait faizlerin sabit kıymetlerle birlikte yatırımın maliyetine
eklenmesi" zorunlu olup işletme dönemine ait olan faizlerin ise ilgili
bulundukları yıllarda doğrudan gider yazılması veyahut da maliyete intikal
ettirilmek suretiyle amortismana tabi tutulması hususunda mükelleflere seçimlik
hak tanınmış bulunmaktadır.
Böyle bir durumda tapuda serbest meslek sahibi adına kayıtlı bulunan
gayrimenkulün amortismanını serbest meslek erbabı söz konusu gayrimenkulün
kullanım şekline göre yarısını veyahut da tamamını dönem kazancının tespitinde
indirim konusu yapabilme olanağına sahiptir.
Söz konusu gayrimenkulün işletme aktifine dahil bulunması halinde; gayrimenkulün
aktifleştirildiği hesap döneminin sonuna kadar ki, finansman giderlerinin
gayrimenkulün maliyetine ilave edilmesi zorunlu olup, sonraki yıllarda oluşan
finansman giderlerinin ise maliyete eklenmesi veya gider olarak dikkate alımması
konusunda yükümlülerin seçme hakkını kullanmaları ve buna göre giderleştirme
yapmaları gerekmektedir.
Bu bağlamda da gayrimenkul ile ilgili kredi faizlerini ilgili bulundukları yılda
doğrudan gider mi yazılacağı yoksa amortismana mı tabi tutulacağı konusunda
seçimin başlangıçta yapılması gerekmektedir. Bu nedenle de gider yazma yolunun
başlangıçta seçilmesi halinde sonraki yıllarda bu tür giderlerin gayrimenkulün
maliyetine eklenerek amortisman yolu ile itfa edilmesi veya önce amortisman
ayırmaya başlayıp sonra gider yazma yoluna gidilmesine kanunen imkan
bulunmamaktadır. (İstanbul Defterdarlığı 14.04.2005 gün ve 11357/2905 sayılı
mukteza)
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|