|
BİZE GÖRE
Aracı kurumlar "vergi dairesi değiliz" diyor
(*)
Veysi Seviğ - 28 Haziran 2005 Salı Dünya
Gelir Vergisi Yasası'nın geçici 67'nci maddesi uyarınca bankalar ve aracı
kurumlar takvim yılının üçer aylık dönemleri itibariyle;
* Alım-satımına aracılık ettikleri menkul kıymetler ile diğer sermaye piyasası
araçlarının alış ve satış bedelleri arasındaki fark,
* Alımına aracılık ettikleri menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası
araçlarının itfası halinde alış bedeli ile itfa bedeli arasındaki fark,
* Menkul kıymetlerin veya diğer sermaye piyasası araçlarının tahsiline aracılık
ettikleri dönemsel getirileri,
üzerinden 01.01.2005 tarihinden itibaren yüzde 15 oranında vergi tevkifatı (stopoj)
yapmakla yükümlü bulunmaktadırlar.
Bu hüküm; 31.12.2004 gün ve 3. mükerrer 25687 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan
"Vergi Kanunlarının Yeni Türk Lirasına Uyumu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik
Yapılması Hakkında"ki 5281 sayılı yasanın 30'uncu maddesi ile Gelir Vergisi
Yasası'na geçici 67'nci madde olarak eklenmiş bulunmaktadır.
Söz konusu yasa maddesi daha henüz tasarı taslağı halinde iken Abant da
düzenlenen bir toplantıda oluşturulan Sermaye Piyasası'nın Vergisel Sorunları
ile ilgili çalışma grubunda görüşlerimizi yüksek sesli olarak dile getirmiştik.
Buna karşılık eleştirilerimize "Biz bu konuda mutabık kaldık" diyen kesimlerin
bu günlerde "Biz bu işi yapamayız. Borsaya vergi gelirse yabancılar Türkiye'den
kaçar" diye yakınmalarını geçtiğimiz gün basından öğrenmiş bulunuyoruz.
Bu bağlamda sermaye piyasasında, yüzde 15'lik gelir vergisinin yeni yeni
algılanması, aracı kurumların "vergi dairesi değiliz" diye şimdiden yakınmaya
başlamaları gerçekten şaşırtıcı olmuştur.
Abant'taki çalışma grubunda bu uygulamanın sorun yaratacağını uzun uzun
anlatmamıza rağmen bizzat "Aracı kurum" temsilcileri uygulamada sorun
yaşanmayacağını ifade etmlerine karşın şimdi Türkiye Sermaye Piyasaları Aracı
Kuruluşlar Birliği'nin bu uygulamadan vazgeçilmesi yönünde Vergi Konseyi
nezdinde girişimde bulunması gerçekten şaşırtıcıdır.
Diğer yandan Gelir Vergisi Yasası'nın geçici 67'nci maddesi bu günkü koşullar
çerçevesinde fiilen uygulanması mümkün olmayan bir düzenlemedir. Çünkü;
* Tevkifat yapacak olan kuruluşlar alım-satış işlemlerinde alış ve satış
bedelleri arasındaki farkı hesaplarken, yasal düzenleme gereği olarak en azından
bazı ilkelere uygun davranmak zorundadırlar. Bu ilkeler teknik bilgiyi, ayrıca
söz konusu yasa maddesinin uygulanması açısından belli bir eğitimi gerekli
kılmaktadır.
Bu bağlamda, aynı menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracından değişik
tarihlerde alımlar yapıldıktan sonra bunların bir kısmının elden çıkarılması
halinde, ilk giren ilk çıkar yöntemi kullanılmak suretiyle, tevkifat matrahının
tespitinde dikkate alınacak alış bedeli belirlenecektir." Bir menkul kıymet ve
diğer sermaye piyasası aracının alımından önce elden çıkarılması halinde, elden
çıkarılma tarihinden sonra yapılan ilk alım işlemi esas alınarak üzerinden
tevkifat yapılacak tutar tespit" edilecek, alış ve satış işlemleri dolayısıyla
ödenen komisyonlar ile banka ve sigorta muameleleri vergisi tevkifat matrahının
tespitinde dikkate alınacaktır.
Ayrıca "Üç aylık dönem içerisinde aynı türden menkul kıymet veya diğer sermaye
piyasası aracı ile ilgili olarak birden fazla alım-satım işlemi yapılması
halinde tevkifatın gerçekleştirilmesinde bu işlemler tek bir işlem olarak
dikkate, alınacaktır.
Aynı türden menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası aracı alım-satımından
doğan zararlar takvim yılı aşılmamak kaydıyla izlenen dönemlerin tevkifat
matrahından mahsup edilecektir.
Dövize, altına veya başka bir değer endeksli menkul kıymet veya diğer sermaye
piyasası aracının alış ve satış bedeli olarak işlem tarihindeki Yeni Türk Lirası
karşılıkları esas alınarak tevkifat matrahı tespit edilecektir. Menkul kıymet ve
diğer sermaye piyasası aracının yabancı bir para cinsinden ihraç edilmiş olması
halinde ise tevkifat matrahının tespitinde kur farkı dikkate alınmayacaktır.
Tüm bu işlemler bankalarda veya aracı kurumlarda görevli kişilerce yapılacak ve
bu işlemler dikkate alınarak vergi kesintisine esas alınacak miktar yani matrah
belirlenecektir.
Aracı kurumların ve bankaların böylesine bir görevi üslenmeleri nedeniyle
yakınmaları kanımızda doğaldır. Ancak bu görevi başlangıçta kabullenip, şimdi
caymanın nedenleri tartışılmalı kanımızca da gün ışığına çıkarılmalıdır.
* Yasa maddesinde yer alan menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası aracı kavramı
"özel bir belirleme yapılmadığı sürece Türkiye'de ihraç edilmiş ve Sermaye
Piyasası Kurulu'nca kayda alınmış ve/veya Türkiye'de kurulu menkul kıymet ve
vadeli işlem ve opsiyon borsalarında işlem gören menkul kıymetler veya diğer
sermaye piyasası araçları ile kayda alınmamış olsa veya menkul kıymet ve vadeli
işlem borsalarında işlem görmese dahi Hazine'ce veya diğer kamu tüzel
kişilerince ihraç edilecek her türlü menkul kıymet veya diğer sermaye piyasası
aracını ifade etmektedir.
Menkul kıymet kavramının yasal tanımı bankaların ve aracı kurumların
sorumluluğunu daha da artırmaktadır.
* Gelir Vergisi Yasası'nın geçici 67'nci maddesi 01.01.2006 tarihinden önce
iktisap edilmiş olan menkul kıymetlerin elden çıkarılmasında geçerli
olmayacaktır. Bir başka anlatımla 01.01.2006 tarihinden önce iktisap edilmiş
olan menkul kıymetlerin elden çıkarılmasından sağlanan gelirlerin
vergilendirilmesinde 31.12.2005 tarihi itibariyle geçerli olan hükümler
uygulanacaktır.
Basından öğrenebildiğimiz kadarıyla söz konusu yasa maddesine karşı oluşan
eleştiriler iki nokta üzerinde toplanmaktadır. Şöyle ki;
* Tevkifat oranı yüksektir. Yabancılar "Türkiye'deki paramızı geri çekeriz"
tehdidinde bulunmuşlardır.
* Aracı kurumlar biz bu işi yapamayız, vergi dairesi değiliz demektedirler.
Buna karşılık vergi idaresi "Yasa konsensus sağlanarak çıktı" demektedir.
Yukarıda da belirtmeye çalıştığımız söz konusu yasa maddesinin teknik olarak
uygulanması zordur. Bu konuda aracı kurumlar ile bankaları sorumlu kılmak ise
ileride yeni yeni sorunların ve duraksamaların ortaya çıkmasına neden
olabilecektir.
Diğer yandan yüzde 15 stopaj kurumların üzerinde kalacaktır.
Uygulamada başlamadan yakınma başlamıştır. Yakınmanın kaynağı ise başlangıçta bu
düzenlemeye evet diyenlerdir.
(*) Referans 25.06.2005
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|