|
BİZE GÖRE
Ceza hukukunda gün para cezası
Veysi Seviğ - 01 Temmuz 2005 Cuma - Dünya
Türk Ceza Yasası'nda yer alan adli para cezası ilke olarak hapis cezası ile
birlikte değil bu cezaya alternatif olarak uygulanmak üzere yürürlüğe
konulmuştur. Buna karşılık ekonomik kazanç elde etmek amacının güdüldüğü belli
suçlarda, yasada ayrıca gösterilmesi koşuluyla hapis ve adli para cezasına
birlikte hükmedilecektir.
Gerçekten para cezalarından söz edildiğinde ilk akla gelen ve esas para cezası
türünü oluşturan adli para cezalarıdır. Bunlara, kamu para cezası da
denilmektedir. (Karagülmez, Ali "Gün Para Cezası Sistemi," Kartal Yayınları,
Ankara Sf: 25)
Yürürlükte bulunan Ceza Yasası ile birlikte suç işleyen kişinin ekonomik durumu
dikkate alınmadan hükmolunan para cezası, eşitlik ilkesine aykırı sonuçlar
doğurduğundan, ödeme gücü olan kişi üzerinde etkisi olmayan, ödeme gücü olmayanı
ise sonuçta yine infaz kurumuna gönderilmesini sonuçlayan sistemden
vazgeçilerek, gün para cezası olarak adlandırılan ve bir çok ülkede uygulanan
bir sisteme geçilmiştir.
Gün para cezası sistemi, ceza hukukunun bir yaptırım türü olan "para
cezalarının" belirlenmesine ilişkin farklı bir sistemi ifade etmektedir. (Karagülmez,
Agk Sf: 42)
Türk Ceza Yasası'nın 52'nci maddesi uyarınca;
* Adli para cezası, beş günden az ve yasada aksine hüküm bulunmayan hallerde
yedi yüz otuz günden fazla olmamak üzere belirlenen tam gün sayısının, bir gün
karşılığı olarak takdir edilen miktar ile çarpılması suretiyle hesaplanan
meblağın hükümlü tarafından Devlet Hazinesi'ne ödenmesinden ibarettir.
* En az yirmi ve en fazla yüz Yeni Türk Lirası olan bir gün karşılığı adli para
cezasının miktarı, kişinin ekonomik ve diğer şahsi halleri göz önünde
bulundurularak takdir edilir.
* Kararda, adli para cezasının belirlenmesinde esas alınan tam gün sayısı ile
bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ayrı ayrı gösterilir.
* Hakim, ekonomik ve şahsi hallerini göz önünde bulundurarak, kişiye adli para
cezasını ödemesi için hükmün kesinleşme tarihinden itibaren bir yıldan fazla
olmamak üzere mehil verilebileceği gibi, bu cezanın belirli taksitler halinde
ödenmesine de karar verebilir. Taksit süresi iki yılı geçemez ve taksit miktarı
dörtten az olamaz. Kararda taksitlerden birinin zamanında ödenmemesi halinde
geri kalan kısmın tamamının tahsil edileceği ve ödenmeyen adli para cezasının
hapse çevrileceği belirtilir.
Türk Ceza Yasası'nın 61'inci maddesi gereği olarak hakim somut olayda;
* Suçun işleniş biçimini,
* Suçun işlenmesinde kullanılan araçları,
* Suçun işlendiği zaman ve yeri,
* Suçun konusunun önem ve değerini,
* Meydana gelen zarar ve tehlikesinin ağırlığını,
* Failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığını,
* Failin güttüğü amaç ve saiki,
göz önünde bulundurarak, işlenen suçun kanuni tanımında öngörülen cezanın alt ve
üst sınırı arasında temel cezayı belirleme yetkisine sahiptir.
Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlarda
sekiz yıllık dava zaman aşımı öngörülmüş bulunmaktadır. (Ceza Yasası Madde:
66/1-e)
Diğer yandan faiz yararına cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin bulunması
halinde beşte bir oranında indirim yapılması mümkün bulunmaktadır. Ceza Yasası
Madde: 62/1)
Takdiri indirim nedeni olarak, failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilinden
sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failin geleceği
üzerindeki olası etkileri gibi hususlar göz önünde bulundurulur. Bu bağlamda
yasal düzenleme gereği olarak "Takdiri indirim nedenleri kararda gösterilir."
Türk Cezası Yasası'nın 50'nci maddesi gereği olarak da "Kısa süreli hapis
cezası, suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama sürecinde
duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere göre adli para cezasına
çevrilebilecektir. Ancak "Suç tanımında hapis cezası ile adli para cezasının
seçenek olarak öngörüldüğü hallerde, hapis cezasına hükmedilmişse; bu ceza artık
adli para cezasına çevrilmez."
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|