|
BİZE GÖRE
Defter ve belgelerin saklama süresinin
başlangıcı
Veysi Seviğ - 14 Temmuz 2005 Perşembe - Dünya
Vergi Usul Yasası'nın 253'üncü maddesi uyarınca tutulması zorunluluğu bulunan
defter ve belgeler ile alınması ve/veya verilmesi öngörülen belgelerin, ilgili
bulundukları yılı izleyen takvim yılından başlayarak beş yıl süre ile muhafazası
(saklanması) gerekmektedir.
Yasal düzenleme gereği olarak tutulması zorunlu olan defterlerin ve bu
defterlere yapılan kayıtlara dayanak oluşturan belgelerin ilgili oldukları
tarihi izleyen yıl başından itibaren beş yıl süre ile muhafazası öngörülmüş
olmasına karşılık bazı hallerde bu sürenin başlangıç tarihi uygulamada duraksama
yaratmaktadır. Örneğin yatırım indirimi uygulamasında beyan edilen matrahın
yetersiz olması veyahut da katma değer vergisi açısından indirim konusu
yapılacak verginin hesaplanan katma değer vergisinden fazla olması nedeniyle
ertesi yıla sarkmış olması bu gibi durumların ortaya çıkmasına neden
olabilmektedir.
Türk vergi sisteminde vergiyi doğuran olayın belgelendirilmesi ve bu bağlamda da
vergiyi doğuran olayı kanıtlayan belgelerin kayda alınması ve ibrazı esası
geçerlidir.
Yasal düzenlemelere uygun bir biçimde düzenlenen ve kayda alınan belgeler ile
kayıtların birbirine uyumlu olması, bu uyumun gerektiğinde inceleme yoluyla da
belirlenmiş olması gerekmektedir.
Vergi idaresinin kendi dışında oluşan vergiyi doğuran olayın gerçek mahiyetini
ortaya çıkarılabilmesi ancak, yapılan denetimlerle yani incelemelerle mümkün
olabilmektedir.
Bu bağlamda da usulüne uygun olarak düzenlenen belge ve kayıtların
vergilendirmeye esas alınabilmesi veya yapılan vergilendirme işleminin
doğruluğuna kanıt olabilmesi için, ibrazın vergi idaresine veya karşıt
incelemeye yetkili elemanına yapılmış olması gerekmektedir. Vergi idaresinin
görev ve yetkileri ile vergilendirmede izlemek zorunda olduğu yöntemleri
düzenleyen bir idari usul yasası olması da bunun göstergesidir.
Yasada öngörülen zorunluluğa karşın, usulüne uygun olarak verilen süre
içersinde, haklı mazeret olmaksızın, belge ve defterlerin ibrazından
kaçınılması, vergi idaresinin denetiminden saklanmak istenilen kimi durumların
olduğu ve bunların karşıt inceleme yoluyla ortaya çıkarılmasının amaçlandığı
anlamına gelmektedir.
Vergi Usul Yasası'nın 30'uncu maddesinin ikinci fıkrasının üçüncü bendinde, bu
yasa hükümlerine göre tutulması zorunlu defterlerin hepsinin veya bir kısmının
vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlara herhangi bir sebeple ibraz
edilmemesinin, dönem matrahının resen takdirini gerektiren ayrı bir durum olarak
öngörülmüş olmasının nedeni de bu gerekçeye dayanmaktadır.
İdari yargı yetkisi ise idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi
ile sınırlıdır. İdari yargılama yerlerinin bu bağlamdaki denetim yetkisi,
yasaların idari makamlara bıraktığı yetkilerin kullanılışını, hukuka uygun olup
olmadığının araştırılmasını kapsamaktadır.
Vergi idaresine ait olan vergi inceleme yetkisinin ve karşıt inceleme yapma
olanağının kullanılması sırasında idare veya incelemeye yetkili olan vergiyi
doğuran olayı yasaların vermiş olduğu yetkiler çerçevesinde tespit etmekle
görevli ve yükümlüdür.
Bu aşamada söz konusu defter ve belgelerin sağladığı vergisel olanaklardan bir
sonraki yıl yararlanan bir yükümlü için Vergi Usul Yasası'nın 253'üncü
maddesinde yer alan saklama ve ibraz yükümlülüğü ile ilgili süre ne vakit
başlayacak ve/veya sona erecektir? Bu konunun hukuki açıdan belirlenmesi önem
arz eder hale gelmektedir.
Danıştay Yedinci Dairesi'nin vermiş bulunduğu bir karara göre "Beş yıl geçmesine
karşın ilgili olduğu dönemden sonraki yıl içinde katma değer vergisi indiriminde
kullanılan defter ve belgelerin korunma yükümlülüğü süresinin, bu yılı izleyen
yıldan itibaren beş yıl olarak hesaplanması" gerekmektedir. (Danıştay Yedinci
Dairesi E. No: 2003/1520, K. No: 2004/171, Süryay Danıştay/4.Cilt 2004/3)
Böyle bir durumda inceleme elemanına ibraz edilmeyen defter ve belgelerin
mahkemeye ibraz edilmesi halinde dahi resen takdir yoluna gidilebilecek, yapılan
indirim reddedilebilecektir. Aksi takdirde söz konusu Danıştay Yedinci Dairesi
kararı uyarınca vergi inceleme elemanına ibraz edilmeyen defter ve belgelerin
çıkan uyuşmazlık dolayısıyla açılan idari davada, karşıt inceleme yetkisi
bulunmayan idari yargı yerince davacı lehine verilecek karara dayanak alınması,
vergilemede esas olan "gerçek mahiyet"in biçimselliğe feda edilmesi anlamına
gelmektedir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|