|
BİZE GÖRE
TÜRKONFED ve Kalkınma Ajansları Yasa
Tasarısı
Veysi Seviğ - 27 Eylül 2005 Salı - Dünya
Türkiye'de girişimcilik ve örgütlenme becerisinin en somut örneği "Türk Girişim
ve İş Dünyası Konfederasyonu"dur (TÜRKONFED). 1998 yılında Türkiye SİAD
Platformu olarak örgütlenme faaliyetini başlatan ve her yıl değişik konularda
zirveler düzenleyerek faaliyetini başlatan ve her yıl değişik konularda zirveler
düzenleyerek işadamlarının bu konulardaki görüş ve düşüncelerini kamuoyuyla
paylaşan sanayici ve işadamları dernekleri, 2005 yılında bünyesinde 6
federasyonu içererek Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED)
olarak yeni bir örgütlenmeyi gerçekleştirmiştir. Konfederasyonu oluşturan
federasyonlar;
. Batı Anadolu Sanayici ve İşadamları Federasyonu (BASİFED)
. Doğu Akdeniz Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (DASİFED)
. İç Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (İÇASİFED)
. Doğu ve Güneydoğu Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (DOGÜNSİFED)
. Marmara ve Kuzey Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (MAKSİFED)
. Sektörel Dernekler Federasyonu (SEDEFED)
olarak beş bölgesel, bir sektörel örgütlenmeyi gerçekleştirme başarısını
göstermişlerdir.
Konfederasyon; 143 milyar dolarlık iş hacmine sahip olup, 42 milyar dolarlık
ihracat yapan ve bir milyon kişiyi bünyesinde çalıştıran 7.500'ü aşkın
girişimcinin gönül ve düşünce beraberliği ile gerçekleştirilmiştir.
TÜRKONFED üyelerinin bulundukları bölgelerin kalkınmadan, milli gelirden aldığı
payın büyüklüğüne veyahut da azlığına bakmadan girişimcilik becerilerini ön
plana çıkararak bulundukları bölgeye ekonomik yaşam standardını artırıcı katkı
sağlamayı hedeflemişlerdir. Bu bağlamda politik arayışlar yerine bulundukları
yörelerin kıt olanaklarını sadece ve sadece çalışma ve yaşama azmine dayanarak
ve üreterek değerlendirmeyi el ele vererek başarmaya çalışmışlardır.
Konfederasyonun bu günkü yapılanmasında gönüllülük esasının geçerli olması ayrı
bir özellik olarak dikkate alınmalıdır.
Gerçekte Türkiye'nin sürdürülebilir büyüme çizgisini yakalayabilmesi için ulusal
makro stratejilerin, sektörel-bölgesel mikro politikalarla desteklenmesi
gerektiği bilinen bir gerçektir.
Bölgesel kalkınma programları, girmeye aday olduğumuz Avrupa Birliği oluşumunda
da etkili olmuştur. Bu tür programların Avrupa Birliği ülkeleri uygulaması
dışında da olduğu bilinmektedir.
Avrupa Birliği bölgesel açıdan gelişmeyi sağlamak amacıyla 1975 yılında Bölgesel
Kalkınma Fonu'nu kurmuş ve bu fon aracılığı ile bugün AB'de bölgesel kalkınmada
belli bir iç denge oluşturulmuştur.
AB içersinde başlangıçta ülkeler arasında ve her ülkenin kendi içersinde
bölgeler arasında olan gelir dağılımı ve üretim eşitsizliği, bölgesel özellikler
dikkate alınarak yapılan programlar çerçevesinde giderilmeye çalışılmıştır.
01 Temmuz 1987 tarihinde Avrupa Tek Şartı'nın imzalanması sonucunda yapısal
fonların "ekonomik ve sosyal kaynaşma" olarak ifade edilen bir uygulama ile daha
etkili hale getirilmesi sağlanmıştır.
AB'ye aday ülke olan Türkiye'nin koşullar ne olursa olsun bölgesel kalkınmaya
yönelik düzenlemelere gereksinimi vardır. Bu bağlamda ülkemizde yaşanan Türk
Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu olgusu önemli bir gelişmedir. Çünkü
ülkemizde gönüllülük esasından yola çıkılarak oluşan ve her geçen gün büyüyen
TÜRKONFED olgusu, Avrupa ülkelerinde bundan yaklaşık 35-40 yıl önce üzerinde
çalışılan örgütlenme modellerinden daha verimli olmaya aday bir gelişmedir.
Gerçekte bu oluşum tarihi bir ihmalkarlığın ortaya çıkardığı bir gelişme, bir iç
dinamizm olarak kabul edilmelidir.
Ülkemizde bölgesel dengesizliğin giderilmesi ve Avrupa Birliği'ne aday ülke
olmanın öngörülerinden olan çalışmaların başında yer alan "Kalkınma Ajanslarının
Kuruluşu, Koordinasyonu ve Görevleri Hakkındaki Yasa Tasarısı" bu bağlamda ayrı
bir önem arz etmektedir. Söz konusu yasa tasarısı, içinde bulunduğumuz yıl
başında TBMM'ye sunulmuş ve ilk 25 maddesi Bütçe ve Plan Komisyonu'nda
görüşülmüş bulunmaktadır.
Söz konusu yasa tasarısı yıllardır ihmal edilen bir olayın zora dayalı çözümüne
yönelik olarak hazırlanmış, bu bağlamda da özellikle öngördüğü örgütsel
yapılandırma açısından duraksamaya neden olabilecek bir görüntüye sahip
bulunmaktadır.
Tabi olacağı hukuk açısından da duraksama yaratan tasarıya göre "...kamu kesimi,
özel kesim ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğini geliştirmek,
kaynakların yerinde ve etkin kullanımını sağlamak ve yerel potansiyeli harekete
geçirmek suretiyle, ulusal kalkınma planı ve programlarda öngörülen ilke ve
politikalarla uyumlu olarak, bölgesel gelişmeyi hızlandırmak, sürdürülebilirliği
sağlamak ve bölge içi gelişmişlik farklarını azaltmak üzere oluşturulacak
kalkınma ajanslarının kuruluş görev ve yetkileri ile koordinasyonuna ilişkin
esas ve usulleri düzenlemek üzere" böyle bir çalışma yapılmış bulunmaktadır.
Gerçekte TÜRKONFED çok kısa sayılabilecek bir süreç içersinde örgütlenmede büyük
ilerleme kaydetmiş bulunmaktadır. Karşılaşılan zorluklar, Türkiye ekonomisinin
son beş yılı dikkate alındığında yaşanan sorunlar ve darboğazlara rağmen bu
oluşumla sağlanan ilerleme bir mucize olarak kabul edilmektedir.
Bu güne kadar ülkemizde bu tür oluşumları maddi olarak destekleyecek bir fonun
oluşturulmamış olması ayrı bir eleştiri konusudur.
Ancak bu gün gelinen noktada yasal düzenleme ile sağlanmaya çalışılan örgütsel
model içersinde TÜRKONFED'in unutulmuş olması da ayrı bir ihmalkarlık olarak
dikkatleri çekmektedir.
Tasarı yukarıda da belirttiğimiz gibi TBMM gündemindedir. Ülkemizde ekonomik
yaşamda var olan ve geçmişte bırakmış bulunduğu maliyetlerle darboğazlara neden
olan olumsuzluğu aşabilmek üzere hazırlanan tasarının yasalaşması halinde
bekleneni verebilmesi için özenli hareket etmek zorunluluğu vardır. Çünkü
oluşturulacak bölgesel kalkınma projelerinde gönüllü örgütlenmeyi
gerçekleştirenlerin yer alması olmazsa olmaz olanların başında gelmektedir.
Diğer yönden bölgesel kalkınma programlarının oluşumunda ulusal çıkarların ön
planda tutulması konusu ise ayrı bir önem arz etmekte olup, bu bağlamda karar
alma organlarında demokratik bir yapıya ağırlık verilmesi de kaçınılmaz
olmaktadır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|