|
BİZE GÖRE
Bugünü okumak ve anlamak
Veysi Seviğ - 10 Kasım 2005 Perşembe - Dünya
İçinde bulunduğumuz yıldan yüzyıl önce Dördüncü Ordu'ya bağlı 30'uncu Süvari
Alayı'nda göreve başlayan Mustafa Kemal Atatürk bu tarihten itibaren 1923 yılına
kadar devamlı savaş yaşamı içersinde gençlik yıllarını geçirmiş, askeri okuldan
itibaren 42 yaşına kadar tüm yaşamını bir ülkenin kurtuluşuna hasretmiştir.
Yirmi dört yaşında kurmay yüzbaşı olarak başlayan zorlu savaş yaşamı; ülkenin
kurtuluşuna ve Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyaya kabul ettirilmesine, dolayısıyla
tanınmasına kadar geçen bu süreç tam anlamı ile ulusal varlığa adanmış bir
yaşamdır.
Dördüncü Ordu'nun 30'uncu Süvari Alayı'nın görev yeri, Şam'dır. M. Kemal ilk
görev bölgesinde Suriye'yi baştan aşağı dolaşmıştı. Şamdan Selanik'teki 3.
Ordu'ya atanana kadar geçen süre içerside birçok yeniliği gündeme getiren M.
Kemal Atatürk, Selanik'te Makedonya ile yakından ilgilenmiştir.
1915 yılında Arıburnu, Anafartalar ve Ece Limanı bölgesindeki birliklerin
komutanlığını üstlenen M. Kemal Atatürk, ünlü Çanakkale Zaferinin Türk milletine
armağan edilmesini sağlamıştır.
Çanakkale savaşları hem Türk milletinin ve hem de M. Kemal Atatürk'ün yaşamında
önemli bir dönem noktasıdır. Bir milletin dünyaya varlığını bu savaş kanıtlamış,
"Çanakkale geçilmez" olmuştur. Bu zaferin hemen arkasından Osmanlı Sarayı bu
askeri dehayı daha farklı görmeye başlamıştır.
M. Kemal'in Samsun'a gitmesi, Samsun'dan başlayarak Kurtuluş Savaşı'nın
temellerini atması zannedildiği kadar kolay olmamıştır. Osmanlı İmparatorluğu'nu
parçalamayı ve bu parçalanmadan kendilerine toprak ayırımını düşünen
istilacılar. M. Kemal'ın varlığından ve çalışmalarından devamlı rahatsız
olmuşlar ve hatta kendi aralarında muhtemel gelişmeleri önleyebilmek için
değişik yöntemlere başvurmuşlardır.
23 Nisan 1920'ye kadar süren hareketli yaşam, artık kendisini dünyaya da
kabullendirmiştir. 29 Ekim 1923 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk
cumhurbaşkanı seçilene kadar geçen fırtınalı yaşam; başlı başına mucizelerle
dolu bir tarih oluşturma uğraşı olarak değerlendirilir.
1923 yılından 1938 yılına kadar geçen 15 yıllık süre içersinde genç Türkiye
Cumhuriyeti'nin başta dünya çapında elde ettiği saygınlık yanında ülke çapında
göstermiş bulunduğu gelişme kanımızca toplumbilimciler tarafından yeterince
incelenememiştir.
1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, Osmanlı Devleti'nden yarı
sömürgeleşmiş bir ekonomik yapı devralmıştır. Esasında tarıma dayanan Osmanlı
ekonomisi, yaşanan uzun savaş süreci içersinde üretim gücünü kaybettiğinden
zorlanır hale gelmiş, bu arada kapitülasyonlar ve dış borçlar genel Türk
devletinin önünü adeta kesmeye başlamıştır.
Cumhuriyetin ilanından önce toplanan Birinci İktisat Kongresi'nde ulusal ekonomi
politikalarının oluşturulmasına çalışılmıştır.
Bu aşamada ortaya çıkan milli sermaye yetersizliğini aşabilmek için yapılan
girişimler ise dikkat çekicidir.
Çünkü "Milli inkişafların tarihinde en belli başlı amillerden olan millet
sermayesinin teşekkül edememesi, tasarruf terbiyesinin halk arasında itiyat
şeklinde yapılmamış olması ve halka bu emniyetin telkin edilememiş bulunması
memleketimizin imarını senelerce geriye atmıştır."
1923 ile 1938 yılları arasında geçen süre içersinde Türkiye planlı dönem
sürecine girmiştir.
1929 dünya ekonomik bunalımında yaşanan yıkımlar karşısında Türkiye'nin 30'lı
yıllardan itibaren girdiği "planlı dönem" ülkenin istikrarlı bir ekonomik yapıya
ulaşabilmek için yaptığı önemli bir atılımdır.
M. Kemal Atatürk, 15 yıllık süreç içersinde ülkemize sayısız yenilikleri
kazandırırken, yabancı ülkeler nezdinde ülkemize kazandırmış olduğu ulusal
saygınlık ise üzerinde durulması gereken en önemli konulardan birisi belki de
başta gelen, tarihte eşine pek rastlanmamış bir oluşumdur.
57 yıllık yaşam sürecinin tam anlamı ile bir ulusa atanmasını simgeleyen bu
serüvenin sahibi aynı zamanda varlığımızın teminatı ve koruyucusu olarak
tarihteki yerini almıştır.
Dünya milletleri içersinde varlığını ulusuna benzer şekilde adayan bir lideri
tarihte bulmak mümkün değildir. O'nu anlamak ve yaşatmak bu topraklar üzerinde
yaşayan herkesin görevidir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|