İtibari hizmet süresi sigortalılık süresine artırarak yaş haddini düşürerek avantaj sağlar

 

01.11.2007

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

İtibari hizmet süresi sigortalılık süresine artırarak yaş haddini düşürerek avantaj sağlar

Ekrem Sarısu - 01 Kasım 2007 Perşembe - Posta

İtibari hizmet süresi sigortalılık süresine artırarak yaş haddini düşürerek avantaj sağlar

Soru:
1964 doğumluyum. 17.01.1987’de sigortaya giriş yaptım. 1995 senesinin 2. döneminden itibaren primlerim, A2 ve A3’ten ödenmekte. Normal prim sayım 1700, A2 ve A3 prim sayım ise 3281’dir. Normalde 5375 prim gün sayım ve 50 yaş sınırı istenmektedir. Ben ağır iş primlerinden ne kadar yararlanabileceğim? nasıl yararlanabileceğim? Emeklilik yaşımı geri çekecek mi? Askerlik ödersem yararı olur mu?

Cevdet ŞARLAK / Amasra

Cevap:
Kanun koyucu bazı işlerde çalışanların diğerlerine göre daha fazla yıpranacağını düşünerek, bu tür işlerde çalışanların sigortalılık sürelerine yasa ile belirlenmiş oran veya tutarda “İtibari Hizmet Süresi” adı altında bir süre ekleyerek, daha erken emekli olmalarına imkan sağlamıştır.

SSK Ek Md. 5 de yapılan düzenlemeye göre, 212 sayılı Kanunla değişik 5953 sayılı Kanun kapsamında basın işinde çalışanlar, solunum ve cilt yoluyla vücuda geçen gaz veya diğer zehirleyici maddelerle çalışılan işyerlerinde, patlayıcı maddelerin yapılmasında, kaynak işyerlerinde, çalışanların fiili hizmet sürelerine, her yıl için 90 gün itibari hizmet süresi verilmektedir. Ancak, itibari hizmet süresi alabilmek için, söz konusu işlerde en az 3600 gün çalışmış olmak gerekiyor.

Ne iş yaptığınızı belirtmemişsiniz. Sorunuza, 360 gün çalışmaya 90 gün itibari hizmet alan bir işte çalıştığınızı varsayarak cevap vereceğiz. İtibari hizmet süresi alabilmeniz için, A2 ve A3 olarak prim ödeme gün sayınızın en az 3600 gün olması gerekiyor. 319 gün daha prim ödeyerek 3281 gün olan prim ödemenizi, 3600 güne tamamladığınız tarihte, 900 gün(2.5 yıl) itibari hizmet süresi kazanırsınız. İtibari hizmet süresi sigortalılık sürenize eklenir, yaş haddinden düşer. 3600 gün prim ödemenizi 17.12.2008 de yerine getirdiğinizi varsayarsak, bu tarihte 21 yıl 4 ay olan sigortalılık süreniz, 900 gün itibari hizmet sürenizin eklenmesiyle, 23 yıl 10 aya yükselir ve 14 ay sonra emeklilik için aranan 25 yıl sigortalılık süresi şartını yerine getirmiş olursunuz. Ayrıca, 900 gün emeklilik için aranan yaş haddinden düşüldüğünde, emekli olacağınız yaş haddi 50 den, 47 yaş 7 aya düşer.

75 gün daha prim ödeyerek prim ödeme şartını da yerine getirir ve 47 yaş 7 aylık olacağınız tarihte emekli olabilirsiniz. Aynı işe devam ettiğiniz sürece, her 30 gün prim ödemeniz karşılığı 7.5 gün itibari hizmet süresi kazanırsınız. Kazandığınız itibari hizmet sürelerini sigortalılık sürenize ekleyerek ve yaş haddinden düşerek, emekli olacağınız tarihi hesap edebilirsiniz.

Taban aylık uygulaması aynı tutarda aylık almanıza yol açıyor

Soru:
SSK’dan 6800 iş günümden emekli oldum. 545 YTL emekli aylığı alıyorum. İsteğe bağlı sigortaya 5000 gün prim ödeyerek emekli olan arkadaşlar da 545 YTL maaş alıyor. Ben 1800 gün boşuna mı çalışmışım. Ben normalde isteğe bağlı emeklilerden biraz daha farklı almam gerekmiyor mu?

Nafiz AYDIN /İstanbul

Cevap: Emekli aylığının tutarı açısından baktığımızda, belirttiğiniz gibi 1800 gün boşa çalışmışsınız denebilir. Çünkü; 6800 günle emekli olan ile, 5000 günle emekli olanın aynı tutarda aylık alması, ister istemez böyle bir düşünce doğuruyor. Bu duruma taban aylık uygulaması yol açıyor. Sizin de, sorundaki arkadaşınızın da, hesaplanan emekli aylığının tutarı (hak ettiğiniz gerçekte bağlanması gereken aylık), taban aylık tutarının altında kaldığından, her ikinizde hak ettiğiniz aylık(hesaplanan aylık) yerine, taban aylık tutarı üstünden emekli aylığı bağlanmış. 5000 gün prim ödeseniz de aynı tutarda aylık bağlanacaktı. Esasında asgari kazanç tutarı üstünden prim ödediğinizden bu sonuç çıkıyor ortaya. Tavandan prim ödemiş olsaydınız sorunuzdaki kişiden daha fazla tutarda aylık alabilirdiniz.

İcra Mahkemesine “Haczedilemezlik Şikayeti” nde bulunun

Soru:
SSK emeklisiyim. Fortisbank’tan kredi kartı çıkartmıştım. Nakdi 500 alışverişi 750 YTL idi. 2002 senesinin sonunda aldım ve geri ödemelerimi yapamadım beni icraya verdiler. Adresimi bulamadıkları için, mal beyanında bulunmadığımdan Ümraniye F Tipi cezaevinde 7 gün hapis yattım. Çıktıktan sonra, avukatları aracılığı ile aradılar 2.000 YTL yatır, borcunu sıfırlayalım dediler. Önerilen bedeli yatıramadım. Daha sonra emekli maaşımı haczettiler. 7 aydır maaşımın belli bir kısmı kesiliyor. Borcum 8.000 YTL imiş. Emekli maaşımın kesilmemesi için ne yapabilirim?

B. Bülent ÖGECAN

Cevap: SSK emekli aylıkları nafaka borcu ve SSK prim borcu için haczedilebilir. Diğer borçlar için haciz edilemez. Haczin kaldırılması için İcra Mahkemesine “Haczedilemezlik Şikayeti” nde bulunun. Mahkeme haczi kaldıracaktır. Şayet kaldırmazsa, mahkeme kararını Temyiz edin. Yargıtay mahkeme kararını bozar ve haczin kaldırılmasını sağlar.

Emeklide olsa, hayattaki eşe vefat eden eşinden dul aylığı bağlanır
Soru: Eşim ve ben Bağ-Kur’dan emekliyiz. İkimizden birinin vefatı halinde bir diğer eşinin maaşını almaya hak kazanır mı?

Fazilet YILDIRIM / İstanbul

Cevap: Emekli eşlerden birinin vefatı halinde, kalan eşe ölüm(dul) aylığı bağlanır. Hayatta kalan eşin emekli aylığı alması veya herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olarak çalışmasının dul aylığı almasına mani bir durumu yoktur. Herhangi birinizin vefatı halinde diğerine dul aylığı bağlanır.

Yeni yasayı beklerseniz günlerinizi kazanabilirsiniz

Soru:
1940 doğumluyum. Esnaf Bağ-Kur’ luyum. İlk işe başlangıç tarihim 26.12.1996 dır. 05.12.1997’de maliyeye kapanış verdim. Fakat bir yıl süre içinde Bağ-Kur’a hiç ödeme yapmadım. Ancak, esnaf ve sanatkarlar odasına tüm aidatlarımı ödedim. Borcum yoktur. 22.03.2002 tarihinde yine esnaflığa başladım. Halen esnaflığa devam ediyorum. 26.12.1996 ve 05.12.1997 arasındaki boşluğumun primlerini ödemek istiyorum. Bağ-Kur kabul etmiyor. Askerliğimi de ödemedim. Ne yapabilirim? 22.03.2002 tarihinden bu yana Bağ-Kur’umu aksatmadan ödüyorum.

Hasan ŞAHİN / Samsun

Cevap:
04.10.2000 tarihine kadar Bağ-Kura kayıt ve tescilini yaptırmayanların, sigortalılık hak ve yükümlülükleri, bu tarihten itibaren başlatılmaktadır. Bağ-Kur’un 1996-1997 yılları için tescil yapmaması doğru. Maalesef yasa bu şekilde. Ancak; 2008 de uygulamaya konmaya çalışılan yeni yasa, şayet değiştirilmeden yürürlüğe girerse, vergi mükellefi olduğunuz sürelere ilişkin primleri, günün değerleri üstünden ödeyerek 1996-1997 yıllarına ilişkin günlerinizi kazanabilirsiniz.

Senet İptal Davası açın

Soru:
Devlet memurluğundan emekli oldum. 15.05.2007 tarihinde evime doğalgaz tesisatı döşetmek için bir firmayla anlaştık. Bir miktar peşin ödeme yaptım. Geri kalanını da 300 YTL olmak üzere 22 senet yaptırdım. 1 günlük çalışmadan sonra bir daha gelmediler. Sonradan öğrendiğime göre dolandırıcıymış. Aynı şahıs benim gibi 5-10 kişiyi daha dolandırmış. Senetleri kendi borçlarını ödemek için farklı yerlere dağıtmış. Senetleri ödemezsem, icraya veririler mi? Daha önceki yazılarınızda SSK ve Emekli Sandığı mensuplarının icraya verilemeyeceğini okumuştum.

Hayrettin KAYA / Bursa

Cevap:
Ödenmeyen senet, kimin elinde olursa olsun icraya konur. SSK ve Bağ-Kur emekli aylıklarına nafaka borcu hariç diğer borçlar için haciz konamıyor. Ancak, sizin gibi memur emeklilerinin emekli aylıklarına haciz konabiliyor. Senet alıp, karşılığında iş yapmamışlar. Hem de aynı işi farklı kişilere de yapmışlar. Yani insanları dolandırmayı meslek edinmişler. Emekli aylığına haciz konup konamayacağını araştırmak yerine, senet içeri işin yapılmadığını ve hizmet almadığınızdan bahisle senet iptal davası açarak senetleri ödemekten kurtulmaya bakın.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Ekrem Sarısu

 

Okunma: 4373

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

İtibari hizmet süresi sigortalılık süresine artırarak yaş haddini düşürerek avantaj sağlar