|
Kira geliri beyanında özellikli durumlar
Ekrem Sarısu - 06 Mart 2008 Perşembe - Posta
2007 yılı kazanç ve iratları 25 Mart 2007 Salı günü mesai saati sonuna kadar
beyan edilecek. Bu kapsamda beyan edilmesi gereken kira gelirlerini üç günden
beri açıklamaya çalışıyoruz. Bugünde kira geliri beyanında özellikli durumları
açıklayacağız.
Kira geliri beyan etmek için mal sahibi olmak gerekmiyor
Kira geliri beyan edecek dendiğinde, ilk akla gelen mal sahipleri oluyor. Oysa
kira gelir beyan etmek için malın sahibi olmanın pekte önemi yok. Çünkü; vergi
mevzuatımıza göre, önemli olan “gelir elde etmek”. Mal sahibi olmanın beyan
açısından önemi yok. Kira geliri beyan etmek zorunda olanlar aşağıdaki başlıklar
altında özetleyebiliriz.
Gayrimenkul ve kiraya verilen mal ve hakların;
Sahipleri
Sahip deyimi hem “malik”, hem de “hak” deyiminin karşılığı olarak
kullanılmaktadır. Gerek maddi gerekse gayrimaddi hak üzerinde mülkiyeti olanları
kapsıyor. Medeni Kanunu’na göre gayrimenkul üzerindeki sahiplik, tapuya tescil
ile meydana gelir. Sahibi olduğu mal ve haklardan, 2007 yılı içinde kira geliri
elde edenler, gelir vergisi mükellefi olarak, kiralarını beyan etmek zorundalar.
Mutasarrıfları
“Mutasarrıf” sözcük anlamı itibariyle tasarruf eden demektir. İster sahip veya
malikleri, isterse bunlardan başka kimseler tasarruf etsin, mal ve haklara
hukuken veya fiilen tasarruf eden kişilere mutasarrıf denir. Başka bir deyimle,
bir mal veya hak üzerinde, fiilen kullanma yetkisi olan kişi “mutasarrıf”tır. Bu
kişi çoğu zaman sahip ya da zilyet durumundadır. 2007 yılı içinde mutasarrıfı
olduğu gayrimenkul ve diğer mal ve haklardan kira geliri elde edenlerin, gelir
vergi mükellefi olarak beyan yükümlülükleri bulunuyor.
Zilyetleri
“Zilyed” sözcük anlamı itibariyle kendisinin olsun veya olmasın bir malı
kullanmakta olan, elinde tutan kimsedir. Zilyetlik ise bir malı kullanmakta olma
durumunu ifade etmektedir. Zilyetlik bir mala sahibi gibi tasarruf etmek
demektir. Kendisinin olup, olmamasına bakılmaksızın, malı kullanan kişi o malın
zilyedidir. Zilyetlik Medeni Kanuna göre, “bir şey üzerinde fiilen tasarruf
sahibi olan kimse o şeyin zilyedidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Zilyedinde
bulunan gayrimenkul veya mal ve haklardan 2007 yılı içinde kira gelir elde
edenlerin, mükellef olarak beyan zorunlulukları var.
İrtifak Hakkı Sahipleri
Bir gayrimenkul üzerinde, diğer bir gayrimenkul veya şahıs lehine tesis edilen
ayni bir haktır.
Tapuya tescil ile geçerlilik kazanır. İrtifak hakkı bir gayrimenkul sahibinin,
başka bir gayrimenkulün bir kısmı veya tamamını doğrudan doğruya kullanması veya
ondan yararlanmasına yetki veren ayni veren bir haktır. Bu hakka geçit hakkı da
denilmektedir. Sahibi olduğu irtifak haklarını kiraya verilmesinde 2007 yılında
kira geliri elde edenler, kira gelirlerini beyan etmek zorundalar.
İntifa Hakkı Sahipleri
İntifa hakkı yararlanma hakkı olarak da ifade edilebilir. Bu hak bir kişiye,
başka bir kimseye ait menkul ve gayrimenkul mallar ve haklar üzerinde tam bir
yararlanma ve kullanma hakkını veren şahsi irtifak hakkıdır. İntifa hakkı
Kanun’dan veya sözleşmeden doğar. Gayrimenkullerde tapuya tescil gereklidir.
2007 yılı içinde İntifa hakkı kiralanmasından gelir elde edenler, bu gelirlerini
beyan etmek zorundalar.
Kiracılar
Kiracı bir şeyi kullanmak üzere tutan kimseye verilen addır. Gayrimenkul sayılan
mal ve haklar, sahipleri tarafından kiraya verilebileceği gibi, kiracılar
tarafından da kiraya verilebilir. Bu durumda kiracının da kiracısı olur.
Vergilendirmede bunun bir önemi yoktur. Vergilendirme için önemli olan herhangi
bir mal ve hakkın kiraya verilmesinden gelir elde edilmesidir. Kiraladığı mal ve
hakkı başkasına kiraya veren de bir gelir elde ettiğine göre, bu gelirin de
vergilendirilmesi son derece doğaldır. Bu nedenledir ki, Kanun’da açıkça mal
hakların kiracıları tarafından kiraya verilmesinin de vergiye tabi olacağı hükme
bağlanmıştır.
Örneğin: Ahmet Bey, sahibi olduğu işyerini Mehmet beye aylık 2.500 YTL
den kiraya vermiştir. Kiracı Mehmet bey de bu işyerini Hasan beye aylık 3.000
YTL den kiraya vermiştir.
Bu durumda asıl mal sahibi Ahmet bey, kiracısı Mehmet bey den aldığı yıllık
30.000 YTL milyar lira kiradan dolayı, yıllık gelir vergisi beyannamesi
verecektir.
Kiraladığı işyerini Hasan beye kiralayan kiracı, Mehmet bey de, Hasan Beyden
aldığı yıllık 36.000 YTL kira gelirinden dolayı, yıllık gelir vergisi
beyannamesi verecektir. Ancak, Mehmet Bey vergilendirilecek kira gelirinin
hesabında, gerçek gider usulünü seçerek, asıl mal sahibi Ahmet beye ödediği
kirayı (30.000 YTL yi), Hasan beyden aldığı kiralardan (36.000 YTL den)
indirebilecektir.
Beyanı Zorunlu En Az Kira
Gelir vergisi, beyan üzerinden alınan bir vergidir. Vergilemede mükellef beyanı
esastır. Mükelleflerin beyanlarının doğruluğunu temin etmek için sistemde bir
takım oto-kontrol müesseselerine de yer verilmiştir.
Kira gelirlerinin oto-kontrol müessesesi de, Gelir Vergisi Kanunu’nun 73.
maddesinde bulunan “Emsal Kira Bedeli” uygulamasıdır.
Emsal Kira Bedeli Nedir?
Gelir Vergisi Kanunu’nun 73. maddesi; kiraya
verilen mal ve hakların kira bedellerinin emsal kira bedelinden düşük
olamayacağını emretmektedir. Emsal kira bedelinin; özel mercilerce veya
mahkemece takdir ve tespit edilmiş bir kira bedeli mevcut değilse, bina ve
arazide emlak vergi değerinin % 5’i, diğer mal ve haklarda maliyet bedelinin, bu
bedel bilinmiyorsa, Vergi Usul Kanunu’nun, servetlerin değerlendirilmesi
hakkındaki hükümlerine göre belirlenecek değerin % 10’u olduğu vurgulanmıştır.
Kanun’un bu hükmüne göre, beyan edilecek kira, kiraya ilişkin gayrimenkulün
emlak vergi değerinin % 5’inden az olamayacaktır. Ancak, Maliye Bakanlığı’nca
yayımlanan 5 Ocak 1999 tarih ve 1999/1 Sıra No.lu Gelir Vergisi Kanunu İç
Genelgesi ile, elde edilen gerçek kira gelirinin kira sözleşmesi, ödemeye
ilişkin banka dekontu, havale makbuzu ve benzeri belgelerle veya kiracının
ifadesiyle ispat ve tesvik edilmesi halinde emsal kira uygulaması
yapılmayacağını açıklamıştır.
Emsal Kira Bedeli Uygulanmayacak Haller
Emsal Kira Bedeli ile ilgili GVK’nun 73’ncü
maddesinde, Emsal Kira Bedeli esası uygulanmayacak haller şu şekilde
sıralanmıştır.
- Boş kalan gayrimenkullerin ve muhafazası için bedelsiz olarak başkasının
ikametine bırakılması,
- Binaların mal sahiplerinin ana-baba, çocukları ve kardeşlerinin ikametine
tahsis edilmesi (Her birinin ikametine tahsis edilen konutun bir tanesi için),
- Mal sahibi ile akrabaların, aynı evde veya dairede ikamet etmeleri halinde,
- Genel bütçeye dahil daireler ve katma bütçeli idareler, il özel idareleri ve
belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan kiralamalarda,
emsal kira bedeli uygulanmayacaktır.
Ancak, çocuk, ana-baba, kardeşlerin kullanımına kirasız olarak tahsis edilen
işyerleri için emsal kira bedeli uygulanacaktır.
Diğer taraftan konut da olsa, akrabalara (ana-baba, çocuk ve kardeşler hariç),
hısımlara veya arkadaşların ikametine tahsis edilen ve kira alınmayan konutlara
ve mal sahibinin akrabaları dışında, evinde ikamet eden kişilerden dolayı da,
emsal kira bedeli uygulanacaktır.
Mal sahipleri, emsal kira bedeli uygulanması gereken kira almadıkları
gayrimenkulleri için, vergi değerlerinin yüzde 5’ini kira geliri olarak beyan
ederek, üzerinden hesaplanan gelir vergisini de ödemek zorundadırlar.
Örneğin; Ahmet bey Anadolu dan İstanbul’a çalışmaya gelen okul arkadaşı Mehmet
beye mali durumu düzelene kadar sahibi olduğu daireyi kira amadan konut olarak
kullanması için tahsis etmiştir. Dairenin emlak vergi değeri 300.000 YTL dir.
Kira almayan Ahmet beyin beyan yükümlülüğü var mıdır? Varsa beyan edeceği tutarı
nasıl belirleyecektir?
Ahmet bey, arkadaşı Mehmet bey’den kira almasa da, emsal kira bedeli uygulaması
nedeniyle, emlak vergi değerinin yüzde 5 i olan 15.000 YTL yi kira almış gibi
beyan edecektir. Ahmet beyin bu daireyi kızı Fatma’ya tahsis ettiğini
varsayarsak, ana, baba, çocuklar ve kardeşler için emsal kira bedeli
uygulanmadığından, Ahmet bey kira geliri beyan etmeyecekti.
İşyeri Kiralarındaki Vergi Kesintisi
İşyeri kirası ödemeleri sırasında kiracı,
ödediği kiranın yüzde 20’sini gelir vergisi olarak, mal sahibi adına keserek,
takip eden ayın 23. günü akşamına kadar ilgili vergi dairesine muhtasar
beyanname ile bildirerek aynı süre içinde öder.
Kiradan kesilen yüzde 20 oranındaki vergiden sonra mal sahibine ise kiranın
yüzde 80’i kalmaktadır. Piyasada işyerleri genellikle net kira üzerinden kiraya
veriliyor. Net kira üstünden kiralanan yerlerde kiranın brütünün bulunarak vergi
kesintisinin brüt kira üstünden yapılması gerekiyor.
Netten Brüte Kiranın Hesaplanması
Kiralamalarda, kiracı ile mal sahibi genellikle net kira üzerinden anlaşma
yapmaktadırlar. İşyeri kiralamalarında net kira üzerinden anlaşma yapılması
halinde brüt kira;
Net Kira
Brüt Kira=...............................
0,80
formülü ile bulunacak ve vergi stopajı brüt kira üzerinden yapılacak, mal sahibi
de kira beyanını brüt kira üzerinden yapacaktır.
Örneğin; Ahmet bey dükkanını aylık net 2.000 YTL Mehmet beye
kiralamıştır. Mehmet bey vergi kesintisini brüt kira tutarı üstünden yapmak
zorunda olduğundan, brüt kirayı; Brüt Kira = net kira/0.80 formülüyle 2000/0.80
= 2.500 YTL olarak hesaplayacaktır. 2.500 YTL üstünden her ay % 20 oranın da 500
YTL vergi kesecek ve vergi dairesine yatıracak, kalan 2.000 YTL yi de Ahmet beye
ödeyecektir.
Ticari İşletmeye Kayıtlı Gayrimenkulde stopaj yok KDV var
Ticari işletmeye kayıtlı bulunan gayrimenkullerin kira gelirlerinin
vergilendirilmesi gerçek kişilere ait kira gelirlerinin vergilendirilmesine göre
farklılık göstermektedir. Ticari işletmeye kayıtlı olan gayrimenkullerin işyeri
olarak kiraya verilmesinde kiracı, kira ödemelerinden % 20 oranında stopaj
(vergi kesintisi) yapmayacak, buna karşılık % 18 oranında Katma Değer Vergisi
ödeyecektir.
Ticari işletme bünyesinde bulunan gayrimenkullerin kiralanmasından elde edilen
kira bedeli, miktarı ne olursa olsun işletme bünyesinde ticari kazanç olarak
beyan edilerek vergilendirilecektir. Ayrıca işletme bünyesindeki gayrimekullerin
konut olarak kiraya verilmesinden elde edilen kira gelirlerinden 2.300 YTL lik
istisna düşülmeyecektir.
Kiranın Döviz Olarak Ödenmesi
Rantı yüksek semtlerde ve özellikle büyük kent
merkezlerinde gayrimenkul kiralamalarının döviz (yabancı para) cinsi üzerinden
yapıldığı görülmektedir. Bu durumda kira olarak tahsil edilen yabancı para
(döviz), kiranın tahsil edildiği günkü TC Merkez Bankası döviz alış kuru ile
değerlendirilerek, Türk parası karşılığı bulunacaktır.
Para Faizsiz Ev Kirasız Olmaz
Toplumda para faizsiz ev kirasız olmaz diye bir deyim var. “Para faizsiz Ev
kirasız” deyimi aslında bir sözleşme türüdür. Mal sahibi kiraya verdiği dairesi
karşılığında kiracıdan kira almamakta, kiracı da mal sahibine verdiği borç
paraya faiz almamaktadır. Al gülüm ver gülüm hikayesi. Biri dairesine kira
almıyor. Diğeri de verdiği borç paraya faiz almıyor. Ne güzel iş. Alan razı
veren razı. Ancak, paranın faizsiz, evin kirasız olması durumunu vergi
yasalarımız kabul etmiyor. Ve, Para faizsiz ev kirasız olmaz diyor. Bu tip
anlaşmalarda kiracının Mal sahibine verdiği paranın bir yıllık yasal faizi evin
kira bedelini oluşturmaktadır. Mal sahibi aldığı paranın bir yıllık yasal
faizini kira geliri olarak değerlendirip, 2.300 YTL lik istisna haddini aşan
kısmını beyan etmek zorundadır. Ayrıca, kiracıda borç verdiği paranın yıllık
yasal faizi kadar faiz geliri elde etmiş sayılacak ve elde etmiş olduğu geliri,
“alacak faizi” kapsamında beyan ederek vergisini ödeyecektir.
Örneğin; Ahmet bey İstanbul Nişantaşı’ndaki dairesini Mehmet beye kiraya
vermiştir. Kiracı Mehmet beyde Ahmet beye 300.000 YTL borç para vermiştir. Ahmet
bey, Mehmet beyden kira almıyor. Mehmet beyde Ahmet beyden borç verdiği parası
karşılığında faiz almıyor. Yasal faiz oranının yıllık yüzde 12, olduğunu
varsayarsak, Ahmet bey 300.000 YTL borç paranın bir yıllık yasal faizini olan
36.000 YTL konut kira geliri elde etmiş sayılacak ve bu kirayı beyan edecektir.
Mehmet beyde borç verdiği para karşılık aynı tutarda yani 36.000 YTL faiz geliri
elde etmiş sayılacaktır. Mehmet bey; 25 Mart 2008 Salı günü mesai saati sonuna
kadar 36.000 YTL yi “alacak faizi” olarak beyan edip vergisini ödeyecektir.
Sahibi olduğu Daireyi kiraya verip kirada oturanlar
Özellikle büyük şehirlerde, sahibi olduğu dairesini kiraya vererek, kendisi
başka bir konutta kirada oturanlara sıkça rastlanmaktadır. Bu durum, kendi
dairesini yüksek tutar da bir bedelle(örneğin 1000 YTL) kiraya verip, daza az
tutar da kira ödeyerek(örneğin 500 YTL) bir konutta oturulması gibi ekonomik
nedenlerle olabildiği gibi, işine yakın bir evde kirada oturup, işine uzak olan
kendi dairesini kiraya vermek gibi ulaşım zorunluluğundan, bazen de daha büyük
ve lüks bir evde kirada oturup, daha küçük ve konforsuz olan dairesini kiraya
vermek gibi sosyal sebeplerle de olabilmektedir.
Her ne sebeple olursa olsun, sahibi olduğu daireyi kiraya verip kendisi kirada
oturanların elde ettikleri kira gelirini beyan zorunluluğu bulunuyor. Genellikle
aldığım kira kadar kira ödüyorum, hatta daha fazla kira ödüyorum diye beyan
mükellefiyeti olmadığı sanılarak, beyanname verilmiyor ve cezalı duruma
düşülüyor. Sahibi olduğu daireyi kiraya verip, başka bir dairede kirada
oturanlar, elde ettiği kira tutarı 2.300 YTL lik istisna tutarını aşması
halinde, aldıkları kiraları “gayrimenkul sermaye iradı” kapsamında beyan
edecekler. Ancak, beyanda gerçek gider usulünü seçerek, ödedikleri kira
bedelini, aldıkları kira tutarından düşebileceklerdir. Bu durumda belki vergi
ödenmeyecektir. Ancak, beyan yükümlüğü yerine getirilmiş olacağından, cezalı
duruma da düşülmemiş olacaktır.
Örneğin: 2007 yılında İstanbul Göztepe’deki dairesini aylık 800 YTL’ ye kiraya
vererek, işyerine yakın olması nedeniyle Şişlide aylık 1.500 YTL kira ile bir
dairede oturan Ahmet bey; kiraya verdiği daireden elde ettiği 9.600 YTL(800 x
12) 2.300 YTL istisna haddini aştığı için kira gelirini beyan edecektir. 9.600
YTL de beyanname üstünde 2.300 YTL istisna düştükten sonra kalan 7.300 YTL den
ödediği 18.000 YTL kiranın 7.300 YTL kadarını düştüğünde orta da
vergilendirilecek bir kira tutarı kalmayacağından, ödenecek gelir vergisi
çıkmayacaktır.
Binaların dış cephesine reklam alınması
Yüksek binaların dış cephesine reklam alınması son yıllarda yaygınlaşmış
bulunuyor. Özellikle çok katlı ve yola cepheli binaların dış cepheleri reklam
panosu gibi kullanılıyor. Tabi ki bu kullandırma parasız olmuyor. Bina cephesini
reklam panosu olarak kullanan kişi veya kurum binaya belli tutarda bir para
ödüyor. Binaların dış cephesinin reklam panosu gibi kullandırılmasından elde
edilen gelir, “Gayrimenkul sermaye iradı”(kira geliri) olarak gelir vergisine
tabi bulunuyor. Binanın dış cephesine alınan reklamlardan elde edilen gelir,
apartman yönetiminin değil, daire sahiplerinin geliri olmakta ve beyan
yükümlülüğü de daire sahiplerine ait bulunmaktadır. Bina cephelerine alınan
reklam bedelini ödeyen kişi ve kurum aynen işyeri kiralarında olduğu gibi,
ödediği bedel üzerinden yüzde 20 oranında gelir vergisi kesintisi yaparak kat
malikleri adına vergi dairesine yatıracak ve vergi kesintisinden sonra kalan
tutarı da kat maliklerine ödeyecektir. Kat malikleri de aldıkları bedeli
hisseleri oranında paylaşacaklardır. Daire sahipleri binanın dış cephesinin
reklam panosu olarak kullandırılmasından paylarına düşen parayı işyeri kira
geliri gibi, 19.000 YTL lik beyan haddini aşması halinde tamamını beyan
edecektir. 19.000 YTL lik haddin altında kalan gelir beyan edilmeyecek, vergi
kesintisi bu gelirin nihai vergisi olacaktır.
Tahsil edilemeyen kira beyan edilecek mi?
Başta ekonomik nedenler olmak üzere çok değişik nedenlerden dolayı kiralar
gününde tahsil edilememektedir. Mal sahibi dairesini veya işyerini kiraya
verdikten sonra zaman kiracısından kira bedelini aylarca tahsil edememekte veya
geç tahsil etmekte hayta yargı yoluyla tahsil edebilmektedir. 2007 yılı içinde
tahsil edilemeyen kira bedelleri beyan edilip edilmeyeceği merak edilen
hususlardan biridir.
Kira gelirlerinin beyanında tahsil esası geçerlidir. Bu tahsil edilen kira
gelirinin beyan edileceği, tahsil edilemeyen kira gelirinin beyan edilmeyeceği
anlamına geliyor. 2007 yılı içinde kiraya verilen konut veya işyerlerinden elde
edilen kira gelirlerinin beyanında, kiracıdan tahsil edilen kira bedelleri
dikkate alınacak, varsa tahsil edilemeyen kira bedelleri,
Beyan edilecek gelire dahil edilmeyecektir. Tahsil edilemeyen kira bedelleri
ileride tahsil edildiği yılın geliri olarak dikkate alınacak ve tahsil edildiği
yılın geliri olarak beyan edilecektir.
Örneğin; 2007 yılı içinde dairesini aylık 500 YTL bedelle kiraya veren
Ahmet bey, 4 aylık kira bedeli olan 2.000 YTL tahsil etmiş. Ancak; Mayıs 2007
ayından itibaren 8 aylık kirayı tahsil edememiştir. Ahmet bey beyanname verecek
midir? Verecekse, Kaç YTL beyan edecektir.
Ahmet bey, 2007 yılı içinde tahsil ettiği 2.000 YTL yi beyana tabi kira geliri
olarak dikkate alacak, tahsil edemediği 8 aylık 4.000 YTL yi gelir olarak
dikkate almayacaktır. Ahmet beyin tahsil ettiği 2.000 YTL 2.300 YTL lik konut
kira geliri istisnası altında kaldığından gelirini beyan etmeyecektir.
Gelecek yıllara ilişkin peşin tahsil edilen kira beyan edilecek mi?
Kira işlemlerinde kiralar peşin de alınabilmektedir. Özellikle rantı yüksek
yerlerdeki işyerlerinde birkaç yıllık kira bedelinin peşin olarak tahsil
edildiği görülmektedir. Peşin tahsile edilen kiraların beyan edilip edilmeyeceği
ikilem yaratmaktadır.
Gelecek yıllara ilişkin olarak peşin tahsil edilen kiralar, tahsil edildiği
yılın geliri olarak beyan edilmeyecek, ait olduğu yılın geliri olarak dikkate
alınarak beyan edilecek. 2007 yılı içinde Peşin tahsil edilen gelecek yıllara
ait olan kiralar, ait olduğu yılın geliri olarak dikkate alınarak, ait olduğu
yılın geliri olarak beyan edilecek. 2007 yılının geliri olarak beyan
edilmeyecek. Peşin tahsil edilen kira tutarından sadece 2007 yılına ait olan
kısmı beyan edilecek.
Örneğin; Ahmet bey 2007 yılı içinde sahip olduğu işyerini yıllık 60.000
YTL ye kiraya vermiş ve 3 yıllık kira bedeli olarak 180.000 YTL tahsil etmiştir.
Ahmet bey 180.000 YTL yi beyan edecek mi?
Ahmet bey sahibi olduğu işyerini kiraya vererek 2007 yılında peşin olarak tahsil
ettiği 3 yıllık işyeri kira bedeli olan 180.000 YTL den 2007 yılına ait olan
60.000 YTL sini beyan edecektir. Kalan 120.000 YTL nin 60.000 YTL sinini 2008
yılı kira geliri olarak 1-25 Mart 2009, kalan 60.000 YTL sini de, 60.000 YTL
sinide 2009 yılı kira geliri olarak 1-25 Mart 2010 tarihine kadar beyan
edecektir.
Geçmiş yıla ilişkin olarak tahsil edilen kiraların durumu
Süresi içinde tahsil edilemeyen kira bedelleri ileriki tarihlerde ya uzlaşma
yoluyla, ya da yargı yoluyla tahsil edildiği sıkça görülmektedir. Kira
gelirlerinin beyanında tahsil esası geçerli olduğundan, geçmiş yıllara ilişkin
olarak tahsile dilen kira bedelleri tahsil edilen yılın geliri olarak beyan
edilmesi gerekir. 2007 yılı içinde 2007 yılından önceki yıllara ait olarak
tahsil edilen kira bedelleri 2007 yılın geliri olarak beyan edilecek.
Örneğin; Ahmet bey 2007 yılında kiradaki dairesinde aylık 800 YTL den
9.600 YTL konut kire geliri elde etmiştir. Ayrıca 2006 yılında tahsil edemediği
8 aylık kira bedeli olan 3.600 YTL yi de icra yoluyla tahsil etmiştir. Ahmet bey
bu gelirlerden hangisini beyan edecektir?
Ahmet bey 2006 yılına ilişkin olarak 2007 yılında icra yoluyla tahsil ettiği
3.600 YTL kira gelirini de 2007 yılının geliri olarak dikkate alarak toplam
13.200 YTL konut kira geliri beyan edecektir.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -
Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |