Erken yaşlanmanın yaygın uygulaması yok |
24.02.2010 |
|
| ||
Erken yaşlanmanın yaygın uygulaması yok Ekrem Sarısu - ekremsarisu@yaklasim.com - 24 Şubat 2010 Çarşamba - Posta Soru: 14 Şubat 1960 doğumluyum. 1982’de SSK prim ödemem başladı. 1 Eylül 2007’ye kadar SSK’ya 3694 gün prim ödedim. Erken yaşlanmadan emekli olabilir miyim? Ya da ne zaman emekli olurum? Bilge Cevap: Emekli olmak için, 20 yıl
sigortalılık süresi, 5000 gün prim ödeme ve 40 yaş şartlarına tabisiniz. 1306
gün daha prim ödeyerek, prim ödemenizi 5000 güne tamamlayacağınız zaman emekli
olabilirsiniz. Ayrıca 15 yıl sigortalılık süresi, 3600 gün prim ödeme ve 56 yaş
şartlarına tabi olarak, bundan sonra prim ödemeseniz de, 56 yaşınızı
dolduracağınız 14 Şubat 2016’da emekli olmanız da mümkün. 5510 sayılı Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 28/7’nci maddesi, ‘55 yaşını
dolduran ve erken yaşlanmış olduğu tespit edilen sigortalılar, yaş dışındaki
diğer şartları taşımaları halinde yaşlılık aylığından yararlanır’ hükmünü
içermektedir. Bu hükme göre, kurumun sevk edeceği hastaneden erken
yaşlandığınıza dair rapor alabilirseniz, 55 yaşınızı dolduracağınız tarihte
emekli olabilirsiniz. Erken yaşlanma, fazla uygulaması olan bir konu değil. Cevap: Emekli olmak için, 25 yıl sigortalılık
süresi, 5450 gün prim ödeme ve 51 yaş şartlarına tabisiniz. 1850 gün daha prim
ödeyerek, 3600 gün olan prim ödemenizi 5450 güne tamamlamanız şartıyla, 51
yaşınızı dolduracağınız 24 Mart 2024’te emekli olabilirsiniz. Askerliğiniz
sigorta başlangıç tarihinden sonra olduğundan, askerlik borçlanması sadece prim
ödeme gün sayısını artırır. Emekli olunacak yaş haddini ve emekli olma
şartlarınızı değiştirmez. Cevap: Askerlik sürenizin 370 gününü
borçlanmanız halinde, sigorta başlangıcınız 370 gün geri gider ve emekli olmak
için 25 yıl sigortalılık süresi, 5225 gün prim ödeme ve 48 yaş şartına tabi
olursunuz. Prim ödemeniz yeterli olduğundan, borçlanmadan sonra prim ödemeseniz
de, 48 yaşınızı dolduracağınız 6 Temmuz 2011’de emekli olabilirsiniz. Cevap: Yeni yasanın yürürlüğe girdiği 1 Ekim
2008’den itibaren sizin gibi işten ayrılan kız çocukları, ana veya babaları
üstünden (sigortasından) sağlık yardımı alamıyorlar. Çalışmadığı süre içinde,
kendilerine ait Genel Sağlık Sigortası’ndan sağlık yardımını alıyorlar. Süreç şu
şekilde işliyor. İşten ayrılma tarihinden itibaren ilk 10 gün, prim ödemeden
sağlık yardımı alınıyor. 10 günden sonra 30 gün içinde Genel Sağlık Sigortası
Giriş Bildirgesi ile Genel Sağlık Sigortası’na giriş yapılıyor, buraya prim
ödeyerek sağlık yardımı alınıyor. Genel Sağlık Sigortası’na girenlerden, işten
ayrıldığı tarihten itibaren geriye doğru bir yıl içinde 90 gün zorunlu sigorta
kapsamında (4/a, 4/b,4/c’li gibi) olanlara, 90 gün prim borcu olup olmadığına
bakılmaksızın sağlık yardımı veriliyor. 90 günden sonra ise 60 günden fazla
Genel Sağlık Sigortası prim borcu olanlara sağlık yardımı verilmiyor. 60 gün ve
daha az prim borcu olanlar sağlık yardımı alabiliyor. Genel Sağlık Sigortası’na
ödenecek primin aylık tutarı kişinin gelir durumuna göre değişiyor. Bulunduğu
yerdeki kaymakamlık içinde bulunan ünitede gelir tespiti yaptıran ve aile içinde
kişi başına düşen aylık geliri, Cevap: Sosyal Güvenlik Kurumu, sigortaya
tescil, doğum nedeniyle işten ayrılma veya işten ayrılma tarihinden itibaren 300
gün içinde doğum yapma, çocuğun yaşaması ve borçlanma bedelinin bir ay içinde
ödenmesi şartlarıyla doğumdan sonraki sigortalı çalışılmayan 2 yıla kadar olan
süreleri iki doğum ile sınırlı olmak üzere borçlanılmasına izin veriyor. İşten
ayrıldığınız tarihten itibaren 300 gün içinde doğum yapmışsanız, doğum
yaptığınız tarihten sonraki sigortalı çalışmadığınız 2 yılı (720 günü)
borçlanabilirsiniz. Emekli olmak için, 20 yıl sigortalılık süresi, 5225 gün prim
ödeme ve 44 yaş şartlarına tabisiniz. Doğum borçlanmasından sonra 265 gün daha
prim ödeyerek, borçlanma ile 4960 güne yükselecek olan prim gün sayınızı 5225
güne tamamlamanız şartıyla, 44 yaşınızı dolduracağınız 11 Eylül 2012 tarihinde
emekli olabilirsiniz. Cevap: Yasa, kurum kazancından indirilecek
bağış ve yardımlara belli sınırlamalar getirmiş. Öncelikle her derneğe yapılan
bağış ve yardımın, vergilendirilecek kurum kazancından düşülmesi mümkün değil.
Derneğe yapılan bağışın kazançtan düşülebilmesi için, bağış yapılan derneğin
kamu yararına çalışan dernek olması, bağışın makbuz karşılığı ve karşılıksız
yapılması, beyannamede ayrıca gösterilmesi ve o yıla ait kurum kazancının yüzde
5’ini geçmemesi gerekiyor. Şayet bağış yapacağınız dernek, kamu yararına bir
dernekse, makbuz karşılığı yapmanız, bağışın karşılıksız olması, Kurumlar
Vergisi beyannamesi üstünde ayrıca göstermeniz ve bağış yaptığınız yıla ait
şirket kazancının yüzde 5’ini aşmaması koşuluyla bağışı vergilendirilecek kurum
kazancından düşebilirsiniz. İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti - Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |
Ekrem Sarısu
Okunma: 613 | |||
Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı
|