|
SOSYAL GÜVENLİK İŞ HUKUKU
İşe iade davası açan başka yerde çalışabilir
mi ?
İbrahim Işıklı - 23 Ocak 2008 Çarşamba - Dünya
4857 sayılı İş Kanunu'nun fesih bildirimine itiraz ve usulü başlıklı 20.
maddesinde, "İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep
gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile
fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde
dava açabilir. Toplu iş sözleşmesinde hüküm varsa veya taraflar anlaşırlarsa
uyuşmazlık aynı sürede özel hakeme götürülür.
Feshin geçerli bir sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi,
feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla
yükümlüdür.
Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen
kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
Özel hakemin oluşumu, çalışma esas ve usulleri çıkarılacak bir yönetmelikle
belirlenir. "hükmüne yer verilmiştir. İşe iade davasının sonucunda, feshin
geçersizliğine karar verildiğinde, işverenin, işçiyi bir ay içinde işe başlatmak
zorunda olduğu, işçiyi başvurusu üzerine işverenin bir ay içinde işe
başlatmaması halinde işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti
tutarında tazminat ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
Ancak, işe iade davasını kazanan işçi, kesinleşen mahkeme veya özel hakem
kararının tebliğinden itibaren on işgünü içinde işe başlamak için işverene
başvuruda bulunmak zorundadır. İşçinin bu süre içinde başvuruda bulunmaması
halinde, işverence yapılmış olan fesih geçerli bir fesih sayılacak ve işveren
sadece bunun hukuki sonuçları ile sorumlu olacaktır.
Buna göre, işçinin fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde
iş mahkemesinde işe iadesine ilişkin dava açması gerekmektedir. İşçinin olayı
mahkemeye götürmesi ve yetkili bir iş mahkemesinde dava açması halinde, bu dava
seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılacaktır. Mahkemece verilen
kararın temyizi halinde, Yargıtay'ın bir ay içinde kesin olarak karar vermesi
gerekmektedir.
Ancak, uygulamada bu tür davaların aylarca sürdüğü, hatta birkaç yıldan önce
sona ermediği göz önüne alındığında, işe iade davası açan işçinin bu sürede bir
başka işyerinde çalışmasının mümkün olup olmayacağı sorunu ortaya çıkmaktadır.
Kanunda ve mevzuatta işçinin, işe iade davası sürecinde bir başka işyerinde
çalışmasının bir önemi bulunmamaktadır. Ayrıca, Yargıtay'ın kararları da bu
yönde olup, işçinin yargılama sırasında yada boşta geçen süre içerisinde başka
bir işyerinde çalışmasının, bu tazminat ve boşta geçen süre ücret alacağını
hiçbir şekilde etkilemediği hükmündedir. Yargıtay, işçinin boşta geçen süre
içinde bir başka yerde çalışmaya başlamasının, işe iade davası sürecinde
belirlenecek olan işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin daha az
miktarda belirlenmesini gerektirmediği görüşündedir. Aşağıda örnek bir Yargıtay
kararı alınmıştır.
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2006/27673, K: 2007/117, Tarih: 22.01.2007
Özet: 4857 sayılı İş Kanunu'nun 21/1 maddesine göre, feshin geçersizliğine karar
verilmesi halinde işçinin başvurusu üzerine işveren bir ay içinde işe
başlatmadığı takdirde iççiye en az dört, en çok sekiz aylık ücret tutarında
tazminat ödemekle yükümlü olur. Aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca da, kararın
kesinleşmesine kadar en çok dört aya kadar doğmuş bulunan ücret ve diğer
hakların ödeneceği belirtilmiştir. Görüldüğü gibi gerek işe başlatmama
tazminatının belirlenmesi ve gerekse boşta geçen süre ücret ve diğer hakların
ödenmesi, işe başlatmama ve başvuru şartlarına bağlanmıştır. İşçinin yargılama
sırasında yada boşta geçen süre içerisinde başka bir işyerinde çalışması, bu
tazminat ve boşta geçen süre ücret alacağını hiçbir şekilde etkilememektedir.
Bir başka anlatımla işçinin boşta geçen süre içinde işe başlaması, işe
başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretinin daha az miktarda
belirlenmesini gerektirmez. Anılan madde de bu yönde bir düzenlemeye yer
verilmediğinden, davacı aleyhine yazılı şekilde, işe başlatmama tazminatının
yasal sınırların altında 3 ay olarak belirlenmesi ile boşta geçen süre 4 aydan
fazla olduğundan, düzenleme gibi 4 aya kadar ücret ve diğer hakların ödenmesi
gerektiğine karar verilmesi gerekirken, 3 ay ile sınırlanması hatalı
bulunmuştur.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -
Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına Hoş Geldiniz. |