|
SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU
SSK ve Bağ-Kur prim affı, beklentileri
karşılayacak mı?
İbrahim Işıklı - 01 Mart 2006 Çarşamba - Dünya
2000 ve 2001 yıllarında yaşanan ekonomik krizler sonucunda, işverenler finansal
sıkıntıları nedeniyle sosyal güvenlik kurumlarına ödemeleri gereken primlerin
ödenmesinde çeşitli zorluklar yaşamışlardır. Yaşanan bu olumsuz gelişmeler
sonucunda Bağ-Kur ve SSK'ya olan borçlar 2002 yılından 2004 yılı sonuna kadar
yüzde 74 oranında artmıştır.
Sosyal Sigortalar Kurumu'nda (SSK) özel sektörden 2005 Mart ayı itibariyle prim
aslı 2.3 milyar YTL (2.3 katrilyon TL) ve 2005 Temmuz ayı itibariyle 2.3 milyar
YTL (2.3 katrilyon TL) gecikme cezası olmak üzere toplam 4.6 milyar YTL (4.6
katrilyon TL) alacağı olup, bu tutar SSK'nın toplam alacağının yüzde 63,7'sidir.
Bağ-Kur'da ise 1479 sayılı kanun kapsamında borçlu durumda olan 1.471.424 kişi
ve 2926 sayılı kanun kapsamında borçlu durumda olan 716.116 kişi olmak üzere
toplam 2.187.540 borçlu sigortalısı söz konusu yeniden yapılandırma kapsamında
bulunmaktadır. Bağ-Kur'un 31 Mart 2005 tarihi itibariyle, kayıtlı toplam prim
alacağı ise 16.7 milyar YTL'dir (16.7 katrilyon TL).
Sosyal güvenlik prim borçlarının ödenmesini kolaylaştırmak için 5458 sayılı
kanun çıkarılmış olup bu yazı yazılırken söz konusu kanun henüz Resmi Gazete'de
yayımlanmamıştır. Yapılan düzenlemede en büyük hayal kırıklığını geçmiş
dönemlerdeki herhangi bir sosyal güvenlik kurumu kapsamında olunmayan gün
boşluklarının da ödenebileceğini düşünenler yaşadı. Getirilen bu yasa ile sadece
işverenlerin SSK'ya olan borçları yeniden yapılandırılacak olup, geçmiş
yıllardaki gün boşlukları doldurulamayacaktır.
Yine, isteğe bağlı sigortalılığı sona erdirilenlerin borçlanması da söz konusu
olmayacak. Daha önce bir şekilde isteğe bağlı sigortaya girdikten sonra ödemeye
devam etmeyen sigortalılar kendileri için bir af geldiğini ve isteğe bağlı
sigortada ödemedikleri geriye dönük boşlukları tamamlayabileceklerini
düşünmektedirler. 5458 sayılı kanuna göre, sadece 1 Mayıs 2003 tarihinden sonra
isteğe bağlı sigortaya borcu olan ve halen isteğe bağlı sigortalılığı devam
edenler için ödeme kolaylığı getirilmiş bulunmaktadır.
Bağ-Kur'a tescilli olup, vergi mükellefiyeti devam ettiği halde primlerini
ödemeyenler bu yapılandırmadan faydalanabilecektir. Bağ-Kur Kanunu'na göre
sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve
tescilini yaptırmamış olanların sigortalılık hak ve mükellefiyetlerinin
4.10.2000 tarihinden itibaren başlayacağından, 04.10.2000 tarihinden öncesi
borçlanılamayacaktır. Örneğin, 1990 yılında limitet şirket ortağı olan ve bugüne
kadar Bağ-Kur'a kayıt ve tescilini yaptırmayanlar (halen vergi kaydının devam
etmesi koşuluyla) 04.10.2000 tarihinden sonrası için borçlanabilecektir. 1990
yılından 04.10.2000 tarihine kadar olan süre içinse borçlanma mümkün
olmayacaktır.
1479 ve 2926 sayılı kanunlar kapsamında bulunan ve borçları bu kanuna göre
yeniden yapılandırılan sigortalılar veya bunların hak sahipleri; toplam
borçlarının yüzde 25'ini peşin veya dört taksidini carî ay primleri ile birlikte
ödemeleri durumunda sağlık sigortasından yararlandırılacaklardır.
Bu kanun hükümlerinden yararlanmak üzere başvuran borçluların, kapsama giren
borçları dolayısıyla Sosyal Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur'a yaptıkları
itirazlardan ve yargı nezdinde sürdürdükleri davalardan feragat etmeleri ve
ihtilaf yaratmamaları şarttır.
İşverenlerin borçlarını yeniden yapılandırmasını teşvik etmek için; borçlarını
yapılandırmaması halinde, başvuru süresinin sona erdiği tarihten itibaren;
yapılandırılmış borçları ile ilgili ödeme yükümlülüklerinin yerine getirilmemiş
olmasından dolayı anlaşmaları bozulanlar ise anlaşmalarının bozulduğu tarihi
takip eden aybaşından itibaren; kanun, kararname veya diğer mevzuatla sağlanan
üretim, yatırım ve benzeri devlet yardımları ile teşvik ve desteklerden, daha
önce başlayıp devam eden nakdî olmayan teşvikler hariç, yararlandırılmayacakları
ve yararlanmaması gerektiği sonradan anlaşılanlardan da yapılan devlet yardımı,
teşvik ve destek ödemeleri kanunî faizi ile birlikte geri alınacağı hükme
bağlanmıştır. Söz konusu destek, teşvik ve devlet yardımları, ilgili sosyal
güvenlik kurumundan borçlulara ilişkin bilgilerin temin edilmesinden sonra
sağlanacaktır.
8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile
506, 1479, 2925 ve 2926 sayılı kanunlardan birine tâbi sigortalı iken, aynı
sürede bir diğer sosyal güvenlik kurumuna, adına prim ödendiği anlaşılan
sigortalılardan yersiz tahsil edilen prim asılları, sigortalı ya da hak
sahiplerinin talebi, TC Emekli Sandığı bakımından ayrıca kurumların da talebi
halinde işsizlik sigortası primi hariç olmak üzere hizmetlerin çakıştığı sürede
prim borcu aslına mahsup edilmek üzere en geç 6 ay içinde tâbi olması gereken
sosyal güvenlik kurumuna devredilecektir. Çakışan hizmet süresine ilişkin
devredilen miktarın prim borcu aslını karşılamaması halinde, bakiye prim borcu
ilgili kanun hükümlerine göre sigortalıdan veya 5434 sayılı kanuna tâbi kurumdan
tahsil edilecektir.
Sonuç olarak, hesaplama sisteminin karmaşıklığı ve kamuoyundaki beklentilerin
tam olarak karşılanamaması nedeniyle prim affının vergi barışında olduğu gibi
başarılı olması zor görünüyor.
|