İş hukukunda ibraname düzenlenmesi yükümlülüğü

 

13.04.2005

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU

İş hukukunda ibraname düzenlenmesi yükümlülüğü

İbrahim Işıklı - e-mail: ibrahimis@hotmail.com - 13 Nisan 2005 Çarşamba - Dünya

İş sözleşmesinin feshi halinde işçiye çalışma belgesi vermesi, gerekli koşulların bulunması halinde ihbar ve/veya kıdem tazminatı verilmesi, işçiden ibraname alınması, işçiye ait eşya ve belgelerin iade edilmesi, işçinin işverene ait eşya, malzeme, araç, gereç ve belgeleri, iş güvenliği aletlerini ve iş elbiselerini iade etmesi, İş-Kur'a işten ayrılma bildirgesi verilmesi ve Ek-2 işçi çıkış Bildirim Formu düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak, uygulamada ibranameye ilişkin olarak karşılaşılan sorunlar nedeniyle bu haftaki yazımı ibraname düzenlenmesi yükümlülüğüne ayırdım.

İbraname, işten ayrılan işçinin bu işyerindeki alacaklarının tümünü aldığını ve işverenden herhangi bir alacağının kalmadığını gösteren işçi tarafından imzalanmış bir belgedir. Bu konu ile ilgili olarak ne 4857 sayılı İş Kanunu'nda ne de Borçlar Kanunu'nda herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. İş Kanunu'nda ve Borçlar Kanunu'nda, ibranamenin düzenlenmemiş olması ibraname ile borcun sona erdirilemeyeceği anlamına gelmemektedir. İbraname, işverenlerin, işçinin ileriki bir tarihte alacaklarını yargıya başvurarak talep etmesi halinde mahkemeye işçinin herhangi bir alacağının kalmadığını ispatlamak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Özellikle işçi işveren ilişkilerinde yaygın olarak uygulama alanı bulan ibranameye ilişkin kanunlardaki boşluk yargı kararlarıyla doldurulmaya çalışılmaktadır. İbranamelerin amacına hizmet edebilmesi için hizmet akdinin sona ermesinden sonra düzenlenmesi gerekir. Ancak uygulamada bunun aksine durumlarla sıklıkla karşılaşılmaktadır. İşverenler tarafından işçinin işe başlaması sırasında veya işçinin çalıştığı dönemde boş kağıda ve matbu ibranameye işçinin imzası alınarak ileride işçiye ilişkin olarak karşılaşılabilecek sorunlar baştan önlenmeye çalışılmaktadır.

4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddesinin 5'inci bendinde "iş sözleşmelerinin sona ermesinde, işçinin ücreti ile sözleşme ve kanundan doğan para ile ölçülmesi mümkün menfaatlerinin tam olarak ödenmesi zorunludur" hükmü yer almaktadır. İbraname bu hüküm dikkate alınarak hizmet akdinin sona ermesini müteakip, işçiye işçilikten kaynaklanan hak ve alacakları ödendikten sonra düzenlenmesi gerekmektedir. İşçinin işe başlarken veya iş akdi sona ermeden önce işçi tarafından işverene bir ibraname verilmesi durumunda yargıda dikkate alınmayacaktır. Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin 02.12.1997 tarihinde (E.16542, K.20057) verdiği bir kararında, boş kağıda imza şeklinde düzenlenen "ibraname"nin geçerliliği kabul edilmemiştir.

Yargıtay miktar belirtmeyen ibranamelere ilişkin olarak genelde dar yoruma gitmektedir. İbranamelerle ilgili olarak kanuni bir düzenlenmenin olmaması nedeniyle, Yargıtay her davanın özel durumuna ve hukukun genel ilkelerine göre karar vermektedir. Yargıtay yukarıda bahsettiğimiz 4857 sayılı İş Kanunu'nun 32. maddesinin maddesinde düzenlenen amir hükmünü de dikkate aldığı kararlarından anlaşılmaktadır. Miktar içermeyen ibranamelerin, işçilerin haklarını tam olarak elde etmelerini sağlamak amacıyla, dar yoruma tabi tutulması gerekir. Yargıtay'ın 25.5.1993 tarihinde (Yargıtay 9. HD, E.14058, K.8969) verdiği bir kararında yerel mahkemenin, davacının ihbar ve kıdem tazminatı farkının ödetilmesine karar verilmesi yönünde açtığı davayı ret kararını isabetsiz bulmuştur. Yerel mahkemenin burada dayanağı davacının ileri sürdüğü ibranamedir. Davacı işten ayrılırken kendisine belli bir miktar kıdem ve ihbar tazminatı makbuz karşılığı ödenmiştir. Ayrıca miktar belirtilmeksizin davacıdan ibraname de alınmıştır. Asıl olan işçinin haklarını tam olarak alması olduğunu belirtilen Yargıtay kararında, ibranamenin dar yoruma tabi tutulması gerektiği, işçinin bazı haklarından karşılıksız olarak vazgeçtiğini kabul etmenin iş hukukunun işçiyi koruyucu ilkeleriyle bağdaşmayacağı, bu durumda, gerekli araştırma ve incelemenin yapılarak, davacıya işten ayrılırken hak ettiği ihbar ve kıdem tazminatlarının, eksik ödendiğinin belirlenmesi halinde, bunların davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Yerel mahkemenin aksine düşünce ile ibranameye dayanarak davanın reddine karar vermesi isabetsiz bulunup, karar bozulmuştur.

Yargıtay'ın ibranameye ilişkin olarak ibranamenin geçersizliği, makbuz niteliğinde sayılıp sayılamayacağı veya ibranamenin geçerli sayılabilmesi için kararlarında dikkate aldığı önemli bir ölçüt "açık oransızlık" ölçütüdür. İşveren karşısında ekonomik olarak güçsüz bir durumda bulunan işçinin hak ve alacaklarından ibraname ile vazgeçerken büyük orantısızlıkların olması, işçinin gerçek iradesinin sonucu olmayacaktır. İbraname ile savunulan hak ve alacağın birbirine uyumlu olması gerekir.

İbranamelerin geçerli olabilmesi için işçinin Medeni Kanun'un 9. maddesinde belirtilen medeni hakları kullanma ehliyetine sahip olması gerekir. Mümeyyiz küçüklerle, mümeyyiz mahcurların(kısıtlıların) kanuni mümessillerinin (veli-vasi) rızası olmadıkça, yaptıkları hukuki işlemler geçerli olmaz.

Eğer ibraname vekil aracılığıyla imzalanmışsa, vekaletin ibra yetkisini de içermesi gerekir. Mirasçılar da ölenin haklarına ilişkin olarak ibraname düzenleyebilirler. Ancak tabii ki bu sadece kendilerini bağlar, diğer mirasçıların hakları saklıdır. Bu sayılan durumlar dışında ibranamelerin, ibraname veren işçinin imzasını taşıması genel geçerlilik şartıdır.

İbranamelerin hukuki açıdan geçerli bir belge olarak kabul edilebilmesi için ayrıca, işçinin, tüm ücretlerini, kıdem tazminatını aldığını, yıllık izinlerini kullandığını (veya ücretini aldığını), hiçbir alacağının kalmadığının ve ayrıca, söz konusu hakların parasal tutarlarının da belirtilmesi gerekmektedir. Uygulamada örnekleri sıkça görüldüğü üzere, ibranamelerde hem işçinin iş akdini kendisinin feshettiği belirtilip hem de kıdem ve ihbar tazminatlarını aldığı şeklinde çelişkili ifadelere yer verilmemelidir. İşçinin ibraname vermiş olması, ibranamede yazılı olan tutardan daha fazla alacağı olduğunu iddia ederek yargıya başvurmasına engel değildir.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

İbrahim Işıklı

 

Okunma: 3738

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

İş hukukunda ibraname düzenlenmesi yükümlülüğü