|
SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU
Sosyal güvenlik reformu geliyor
İbrahim Işıklı - e-mail:
ibrahimis@hotmail.com - 20 Nisan 2005 Çarşamba - Dünya
Halen ülkemizde, TC Emekli Sandığı, Sosyal
Sigortalar Kurumu ve Bağ-Kur aracılığıyla devlet memurlarına, bir hizmet
sözleşmesine istinaden bir veya bir kaç işveren emrinde çalıştırılanlara ve
kendi adına bağımsız çalışanlar ile bunların bakmakla yükümlü oldukları
ana-baba, eş ve çocukları ile hak sahiplerine sosyal sigorta ilkelerine uygun
olarak sosyal güvence sağlanmaktadır. Bu üç büyük kuruluşun yanında 506 sayılı
Sosyal Sigortalar Kanunu'nun geçici 20. maddesine istinaden faaliyette bulunan
bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, borsalar veya
bunların teşekkül ettikleri birliklerinin personelinin sosyal güvenliğinin
sağlanması amacıyla oluşturdukları yirmiden fazla sandık tarafından da sosyal
güvenlik hizmeti verilmektedir. Sosyal güvenlik alanında faaliyet gösteren çok
sayıda kurumun bulunması, bu kurumlar kapsamında bulunan kişilerin hak ve
yükümlülüklerinin farklılaştığı bir sosyal güvenlik sistemi yaratmaktadır.
Uzun bir süreden beri sosyal güvenlik kurumları arasında norm ve standart
birliği sağlanmasına yönelik çalışmalar yapılmıştır. Bu konuda en önemli
çalışmalardan birisi de İSMMMO (İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler
Odası) tarafından yapılmıştı. İSMMMO tarafından hazırlanan 2003 Sosyal Güvenlik
Raporu'nda da sosyal güvenlik sisteminde tek çatı sisteminin kaçınılmazlığı ve
sosyal güvenlik kurumlarının norm ve standart birlikteliğinin sağlanması
gerektiği belirtilmişti.
Toplumdaki beklentilere uygun olarak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
tarafından hazırlanan sosyal güvenlik reformuna ilişkin yasa taslakları
önümüzdeki günlerde TBMM'nin gündemine gelecek. Yapılacak düzenlemeye göre
"Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu" çıkarılacak.
Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun uygulanmasında sigortalı,
genel sağlık sigortalısı ve isteğe bağlı sigortalı olmak üzere üç ayrı tanımlama
getirilmektedir. Kısa ve uzun vadeli sigorta kollarına tabi olanlar sigortalı
olarak, kanunun üçüncü kısmında yer verilen genel sağlık sigortasına tabi
olanlar ise genel sağlık sigortalısı olarak tanımlanmıştır. Kısa ve uzun vadeli
sigorta kollarına zorunlu olarak katılmayanların bu sigorta kollarına isteğe
bağlı devam edebilmelerini sağlamak amacıyla oluşturulan sigortalılık da isteğe
bağlı sigortalı olarak tanımlanmıştır. Sosyal güvenlik reformunun ana
bileşenlerinden biri olan yeni emeklilik sigortası rejimi ile halen devlet
memurları, hizmet akdine göre ücretle çalışanlar, tarım işlerinde ücretle
çalışanlar, kendi hesabına çalışanlar ve tarımda kendi hesabına çalışanları
kapsayan beş farklı emeklilik rejiminin, aktüeryal olarak hak ve yükümlülüklerin
eşit olacağı tek bir emeklilik rejimine dönüştürülmesi planlanmaktadır.
Emeklilik yaşı, aylık bağlama oranı, aylıkların hesaplanması gibi parametrik
konularda yeni düzenlemeler getirilmektedir. Bu parametrik düzenlemelerin
amaçları; yaşlılık, malûllük, ölüm aylıkları, iş göremezlik ödenekleri, isteğe
bağlı sigortalılık, fiilî ve itibari hizmet zamları, kadrosuzluk nedeniyle
emeklilik, tam ve kısmi emeklilik gibi sigorta haklarının verilmesinde
nimet-külfet dengesinin sağlanması; işgücünün korunması; kayıtdışı istihdamın
emeklilik rejiminden kaynaklanan nedenlerinin azaltılması olarak özetlenebilir.
Hastalık halinde ise, vatandaşların en etkin ve hizmete kolay ulaşabilecekleri
bir yöntemle tedavi edilmesine, normal ve üretken yaşamlarına dönmelerine
yönelik uygulamalar hayata geçirilmeye çalışılmaktadır. Bu temel politika
hedeflerini gerçekleştirmek çağdaş bir yönetim anlayışı ile vatandaşların
tamamını kapsayan bir genel sağlık sigortası oluşturulması amaçlanmıştır. Genel
sağlık sigortası kapsamında olan kişilere sağlık hizmetlerinden yararlanmaları
esnasında hizmet basamaklarına uyma yükümlülüğü getirilmektedir. Bu düzenleme
ile ülkemizde sağlık hizmet sunumunu ve yönetimini yeniden yapılandırmak üzere
yürütülen sağlıkta dönüşüm programı ile Sağlık Bakanlığı'nın uygulamaları
arasında paralellik sağlanması amaçlanmaktadır. Bu nedenle sağlık hizmetinden
yararlanmak isteyen kişilerin acil haller, iş kazası ve meslek hastalığı dışında
öncelikle aile hekimlerine veya birinci basamak sağlık hizmet sunucularına ve
tıbben gerekli görülmesi halinde sıra ile ikinci ve üçüncü basamak sağlık
hizmeti sunan sağlık kurum ve kuruluşlarına başvurması öngörülmektedir. Bu
düzenleme ile sağlık hizmet sunucularının tıbbî ihtiyaç ve durumlara göre
ayrıştırılmamış ve gereksiz başvurularla gerçek görevlerini yerine
getirememelerine ve yersiz yığılmalara engel olunması, sağlık hizmetlerinin daha
etkili ve verimli sunulması planlanmaktadır.
Esas olarak sosyal güvenlikte yeniden yapılanmayı amaçlayan bu düzenlemeler,
Prof. Dr. Müjdat Şakar, Prof. Dr. Kadir Arıcı, Prof. Dr. Yusuf Alper, Prof. Dr.
Ali Rıza Okur, Prof. Dr. Ali Nazım Sözer, Prof. Dr. Ali Güzel, Prof. Dr. Fevzi
Demir gibi sosyal güvenlik alanında son derece birikimli hocalarımız dururken,
konunun uzmanı olmayan bürokratlar tarafından, halen yürürlükte bulunan
yasaların kes-kopyala-yapıştır sistemi ile hazırlanmasından dolayı tasarıda bir
çok teknik hata ve noksanlıklar bulunmaktaydı.
Tasarı, Emeklilik Sigortaları Kanunu ve Genel Sağlık Sigortası olmak üzere iki
farklı düzenleme olarak Başbakanlık'a gönderilmiştir. Ancak, aynı zamanda sosyal
güvenlik uzmanı da olan Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı Dr. Mehmet Emin Zararsız
tarafından aksaklık ve noksanlıkların büyük bir bölümü düzeltilen tasarı "Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu" olarak yeniden düzenlenmiştir.
Umarım, ülkemiz için son derece gerekli olan bu tasarı ile ilgili olarak, TBMM
tarafından sosyal güvenlik hocalarımızın da görüşleri alınır ve ileride telafisi
imkansız hatalar yapılmaz.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik
Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|