|
SOSYAL GÜVENLİK VE İŞ HUKUKU
SSK ölüm aylığına Anayasa Mahkemesi iptali
İbrahim Işıklı - e-mail: ibrahimis@hotmail.com - 26 Ekim 2005 Çarşamba - Dünya
Sigortalının ölümü halinde sigortalının eşine, çocuklarına ve bazı durumlarda
anne-babasına ölüm aylığı bağlanmaktadır. Sigortalı çalışırken vefat ederse, hak
sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için, en az beş yıldan beri sigortalı
olması ve sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak en az 180 gün
veya toplam olarak en az 1800 gün prim ödemiş olması şartı aranmaktadır.
Ölen sigortalının geride kalan eş, çocuk, ana ve babasına aylık bağlanması için
gerekli olan belirli bir sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı ile ilgili
uygulamada önemli sorunlar yaşanmakta ve birçok hak sahibi önemli mağduriyetlere
uğramaktadır. Ölen sigortalının malullük veya yaşlılık aylığına hak kazanmış
veya bu aylıkları almaya başlamış olması halinde hak sahiplerine dul ve yetim
aylığı bağlama ile ilgili bir sorun bulunmamaktadır.
Daha çok; "en az 1800 gün prim ödemesi veya az 5 yıldan beri sigortalı bulunup,
sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün prim gün sayısı
dikkate alınarak bağlanacak dul ve yetim aylığında" sorunlar ortaya çıkmaktadır.
Diğer bir deyişle, 10 yıllık sigortalılık süresi olduğu halde 1799 gün prim
ödemesi olan sigortalının ölümü halinde hak sahiplerine aylık bağlanmamaktadır.
Oysa, 5 yıl sigortalılık süresi ve 900 gün prim ödemesi olan sigortalının -daha
az prim günü olmasına rağmen- hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanmaktadır.
Anayasa Mahkemesi'ne yerel mahkemesi tarafından açılan dava neticesinde 506
sayılı kanunun 2422 sayılı kanunla değişik 66'ncı maddesinin (c) fıkrasının
anayasaya aykırı olduğuna karar verildi. Anayasa Mahkemesi'nin söz konusu
kararı, bir yıl sonra yürürlüğe girmek üzere 18 Ekim 2005 tarh 25970 sayılı
Resmi Gazete'de yayımlandı. Yüksek Mahkeme kararında özetle (Mahkeme kararının
tam metnini 18 Ekim 2005 tarih 25970 sayılı Resmi Gazete'de bulabilirsiniz);
"Sosyal Sigortalar Kurumu'nun bu yükümlülükleri arasında yer alan "ölen
sigortalının hak sahibi kimselerine aylık bağlanması"nın dayanağı olan ölüm
sigortası, uzun vadeli yardım yapan bir sigorta koludur. Ölen sigortalının hak
sahibi kimselerine ölüm sigortasından aylık bağlanabileceği durumlar, 506 sayılı
yasanın 66. maddesinde belirtilmiştir. Anılan maddenin (c) bendinde yer alan ve
sınırlama kararı uyarınca incelenen kuralda da, en az 5 yıl sigortalı bulunup,
sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün prim ödemiş olması
halinde, ölen sigortalının hak sahibi kimselerine ölüm aylığı bağlanması
öngörülmektedir.
Bu kural gereğince, ölen sigortalının hak sahibi kimselerine ölüm sigortasından
aylık bağlanabilmesinin ilk koşulu, sigortalının en az 5 yıldan beri sigortalı
bulunması, diğer koşulu da, sigortalının sigortalılık süresinin her yılı için
ortalama olarak 180 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş
olmasıdır. Bu durumda, sigortalı, sigortalılık süresi 5 yıl iken ölmüş ise 5 yıl
x 180 gün= 900 gün, sigortalılık süresi 6 yıl iken ölmüş ise 6 yıl x 180 gün=
1080 gün, sigortalılık süresi 7 yıl iken ölmüş ise 7 yıl x 180 gün= 1260 gün,
sigortalılık süresi 8 yıl iken ölmüş ise 8 yıl x 180 = 1440 gün ve sigortalılık
süresi 9 yıl iken ölmüş ise 9 yıl x 180 gün = 1620 gün malullük, yaşlılık ve
ölüm sigortaları primi ödemiş olması halinde, hak sahibi kimselerine ölüm
sigortasından aylık bağlanabilecektir.
Kurala göre, sigortalılık süresi uzadıkça ödenmesi gereken prim gün sayısı da
artacak olduğundan belirli sigortalılık süreleri karşılığında yukarıda
belirtildiği oranda malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödeyemeden ölen
sigortalının hak sahibi kimselerine ölüm sigortasından hiç aylık
bağlanamayacaktır.
Anayasa'nın 2. ve 60. maddeleri uyarınca, Devletçe, sosyal güvenliğin ve sosyal
adaletin sağlanmasına elverişli ortamın yaratılması ve bu anlamda sosyal
güvenlik alanında getirilecek bir haktan, aynı sosyal güvenlik kurumu içinde yer
alan ve temelde birbirine yakın konumda bulunan tüm sigortalıların dengeli ve
makul ölçüler içerisinde yararlanmasını öngören düzenlemelerin
gerçekleştirilmesi gerekir.
Buna göre, itiraz konusu kuralda, malullük ya da henüz yaşlılık aylığı almayan
sigortalıların ölümü halinde, geçimi bu sigortalılara bağlı olan ve ölüm
nedeniyle bundan yoksun kalan kimseler için, sigortalılık süresi 5 yıl olup,
toplam 900 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş durumda ölen
bir sigortalının hak sahiplerine ölüm sigortasından aylık bağlanması suretiyle
bu kişiler yönünden sosyal güvenlik sağlanırken, prim ödeme gün sayısı bu
sigortalıya eşit ya da bundan daha fazla olan bir başka sigortalının ölümü
halinde, sigortalılık süresi 5 yıldan fazla olduğundan, prim ödeme gün sayısının
eksik kaldığı gerekçesiyle hak sahiplerine ölüm sigortasından aylık bağlanmaması
ve dolayısıyla bu kişilerin sosyal güvenlik hakkından mahrum bırakılmaları
sosyal hukuk devleti ve sosyal güvenlik kurumunun temel ilkesiyle bağdaşmaz.
17.7.1964 günlü, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 2422 sayılı yasa ile
değişik 66. maddesinin (c) bendinin "...veya en az 5 yıldan beri sigortalı
bulunup, sigortalılık süresinin her yılı için ortalama olarak 180 gün..."
bölümünün iptali sonucunda meydana gelen hukuksal boşluk, kamu yararını ihlâl
edici nitelikte olduğundan, bu kurala ilişkin iptal hükmünün, kararın Resmi
Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi uygun
görülmüştür" hükmüne yer vermiştir. TBMM'nin bir an önce bu haksız uygulamaya
son vermesini ve mahkeme kararlarında belirtilen hususlara uygun bir yasal
düzenleme yapmasını diliyoruz.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|