|
İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK
(Sorular-Cevaplar)
İş güvencesinde "işyerinin veya işin
gereklerinden kaynaklanan nedenlerle" iş sözleşmesinin feshi
Resul Kurt - e-mail: info@ resulkurt.com - 21 Temmuz 2006 Cuma - Dünya
İş güvencesine ilişkin koruyucu hükümlerin ilk defa uygulamaya girdiği
15.03.2003 tarihinden beri, özellikle küçük ve orta ölçekli işletmelerin iş
güvencesini yeterince önemsememesinden dolayı yüksek tutarlarda tazminatlar
ödediği görülmektedir. Uzun zamandır okurlarımızdan gelen talepleri dikkate
alarak iki haftadır, iş güvencesi konusunu açıklamaya çalışıyorum. Daha önce de
belirttiğim gibi, otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı
aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren,
işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya
işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır. Önce, iş
sözleşmesinin işçinin yetersizliği nedeniyle feshedilmesini, daha sonra da iş
sözleşmesinin işçinin davranışları nedeniyle feshedilmesini açıkladık. Bu hafta
da "İş sözleşmesinin işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan nedenlerle
feshedilmesi" konusunda bilgi vermeye devam edeceğiz.
4857 sayılı İş Kanunu'nda, işçinin iş sözleşmesinin geçerli bir nedenle
feshedilebilmesine olanak tanıyan üçüncü düzenleme işletmenin, işyerinin veya
işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerdir. 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/III.
bendinde, işyerinde işçiyi bir haftadan fazla süre ile çalışmaktan alıkoyan bir
zorlayıcı sebebin ortaya çıkması durumunda işverene iş akdini feshetme hakkı
tanınmıştır.
Bu durumun haricinde, işyerinde talep daralması, hammadde azlığı gibi nedenlerle
üretimin devam etmesi halinde iş sözleşmesi feshedilebilecektir. İşletmenin,
işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; işyerinin dışından ve
içinden kaynaklanan sebepler olarak iki yönde değerlendirilmiştir.
İşyeri dışından kaynaklanan sebepler;
. Sürüm ve satış olanaklarının azalması,
. Talep ve sipariş azalması,
. Enerji sıkıntısı,
. Ülkede yaşanan ekonomik kriz,
. Piyasada genel durgunluk,
. Dış pazar kaybı,
. Hammadde sıkıntısı gibi sebeplerle işyerinde işin sürdürülmesinin olanaksız
hale gelmesi,
İşyeri içi sebepler
. Yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması,
. İşyerinin daraltılması,
. Yeni teknolojinin uygulanması,
. İşyerlerinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi,
. Bazı iş türlerinin kaldırılması,
. İşletmenin belirli bir faaliyet alanından çekilmesi ve/veya belirli bir
bölümün kapatılması,
. Mevsimlik işlerde çalışma mevsiminin sona ermesi,
. Özel inşaatlarda inşaatın tamamlanması,
. İhale konusu işin tamamlanması,
olabilecektir. Şüphesiz işverenler sadece bu sebeplerle sınırlı olmayıp hukuka
uygun başka sebepler de geçerli neden olabilecektir. Yukarıda açıklanan
nedenlerle iş sözleşmesinin feshedilmesi, sözleşmenin geçerli bir sebeple feshi
olarak değerlendirilecektir. Bu uygulamaya giderken işverenden beklenen, fazla
çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresinin kısaltılması ve
bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerinin getirilmesi, işi
zamana yayarak işçileri başka işlerde çalıştırma yollarını arayarak, işçiyi
yeniden eğiterek sorunu aşması ve feshe en son çare olarak bakmasıdır. Bu
nedenle geçerli sebep kavramına uygun yorum yaparken sürekli olarak fesihten
kaçınma olanağının olup olmadığı araştırılmalıdır. Aksi halde, ağır tazminatlar
ödenmesi gerekebilecektir.
4857 sayılı kanunun 21. maddesine göre, mahkemenin veya özel hakemin yapılan
feshi geçersiz bulması, dolayısıyla işçinin işe iadesine karar vermesi
durumunda, işveren karar tarihinden itibaren bir ay içinde işçiyi işe başlatmak
zorundadır. İşveren işçiyi öngörülen süre içinde işe başlatmaz ise işçiye
tazminat ödemekle yükümlü olacaktır. Bu tazminat, iş sözleşmesinin sona
erdirilmesi ve işverenin işçiyi işe başlatmama sebepleri göz önünde tutularak,
en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında olmak üzere, mahkeme
veya özel hakem tarafından takdir edilecektir.
Okuyuculara kısa cevaplar
Memet Salıcı: SSK ve Bağ-Kur hizmetlerinin çakışması halinde, önce başlayan
Bağ-Kur sigortalılığınız esas alınacağından, 07.01.1984-31.12.1986 dönemindeki
SSK sigortalılığınız dikkate alınmayacaktır. İsminizi düzelttirmek için dilekçe
ile hem SSK hem de Bağ-Kur'a başvurun. Bağ-Kur borcunuzun bitmesi koşuluyla, 46
yaşını ve 5075 gün sayısını tamamlayarak 07.05.2007'den sonra SSK'dan emekli
olabilirsiniz.
İbrahim Gülşen: Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 83. maddesine göre, genel ve katma
bütçeli kuruluşlar, il ve belediyeler veya sermayesinin en az yarısı genel ve
katma bütçeli kuruluşlar ile il ve belediyelere ait olan teşekkül ve
müesseseler, kamu iktisadi kuruluşları ve bunların müessese, bağlı ortaklık ve
iştirakleri, kanunla ve kanunların verdiği yetkiye dayanarak kurulan kurum ve
kuruluşlar, döner sermayeli kuruluşların ihale yolu ile yaptırılan her türlü
işleri üzerine alanları ve bunların adreslerini Sosyal Sigortalar Kurumu'na
bildirmekle yükümlüdürler. Şirketinizin statüsünü ayrıntılı olarak
bilemediğimden dolayı, 83. madde kapsamında olup olmayacağına ilişkin olarak
"SSK Başkanlığı, Sigorta İşleri Genel Müdürlüğü"nden yazılı bir görüş almanızı
öneririm.
Sosyal güvenlik yetim kaldı...
Sigorta Teftiş Kurulu Trabzon eski Grup Başkanı Sigorta Başmüfettişi Erkan
Özkan, dün sabaha karşı geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etmiştir.
Henüz 35 yaşında kaybettiğimiz Erkan Özkan'ın cenazesi bugün Samsun'da toprağa
veriliyor....
Sosyal güvenlik hukuku alanında çok sayıda makalesi, bilimsel çalışması ve
yayınlanmış kitapları bulunan Erkan Özkan evli ve bir çocuk babasıydı...
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|