|
İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK
Günlük ücretli (kısmi süreli) part-time
çalışma ve işçi bildirimleri
(Sorular-Cevaplar) Resul Kurt - e-mail:
resulkurt@hotmail.com - 28 Ocak 2005 Cuma - Dünya
Merhaba üstadım. Birkaç sorum olacak, vaktiniz
varsa ve cevap verirseniz çok memnun olurum. Şimdiden teşekkür ediyorum. Soru 1-
4857 sayılı İş Kanunu'nun "kısmi süreli ve tam süreli iş sözleşmesi" başlıklı
13. maddesinde, kısmi süre kavramı, "işçinin normal haftalık çalışma süresinin,
tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az
belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir" deniliyor.
Maddenin yorumunun yapıldığı kimi kaynaklarda da kısmi süreli çalışan personelin
aylık sigortalılık süresi "Aylık çalışma gün sayısı = Ay içindeki çalışma saati/
7,5" şeklinde formülize ediliyor. Yani benim anladığım "kısmi süreli çalışma"
kavramına esas alınan kriter "günlük çalışma saati." Peki, şimdi soruyorum
üstadım, "ayda 10 işgünü" üzerinden imzalanan bir iş akti olamaz mı? Oluyorsa bu
iş akti bir "kısmi süreli iş akti" midir?
Soru 2- İşçi giriş ve çıkışlarında bölge çalışma müdürlüğüne verilen ek-1 ve
ek-2 bildirgelerinin verilmemesinin idari para cezasına tabi olmadığı şeklinde
bir mahkeme kararı hatırlıyor gibiyim, Yanılıyor muyum? Eğer zorunluluk devam
ediyorsa cezası nedir, konuyla ilgili mevzuat nedir? (yasa ismi-maddesi) Çok
teşekkür eder, saygılarımı sunarım. Savaş GÜNGÖR/İSTANBUL
Sayın Güngör, 4857 sayılı İş Kanunu'nun "Kısmi süreli ve tam süreli iş
sözleşmesi" başlıklı 13. maddesinde; "Kısmi süreli iş sözleşmesi ile
çalıştırılan işçi, ayırımı haklı kılan bir neden olmadıkça, salt iş
sözleşmesinin kısmi süreli olmasından dolayı tam süreli emsal işçiye göre farklı
işleme tabi tutulamaz. Kısmi süreli çalışan işçinin ücret ve paraya ilişkin
bölünebilir menfaatleri, tam süreli emsal işçiye göre çalıştığı süreye orantılı
olarak ödenir.
Emsal işçi, işyerinde aynı veya benzeri işte tam süreli çalıştırılan işçidir.
İşyerinde böyle bir işçi bulunmadığı takdirde, o işkolunda şartlara uygun
işyerinde aynı veya benzer işi üstlenen tam süreli iş sözleşmesiyle çalıştırılan
işçi esas alınır.
İşyerinde çalışan işçilerin, niteliklerine uygun açık yer bulunduğunda kısmi
süreliden tam süreliye veya tam süreliden kısmi süreliye geçirilme istekleri
işverence dikkate alınır ve boş yerler zamanında duyurulur" denilmek suretiyle
kısmi çalışmaya ilişkin düzenlemeler yapılmıştır. Kısmi (part-time) çalışma,
daha çok 'maliyeti azaltıcı' etkisi yanında, 'iş gücünü daha verimli ve
fonksiyonel kullanmak' amacıyla tercih edilmektedir. Kısmi süreli (part-time)
çalışma aylık ücret karşılığı, günlük ücret karşılığı veya saat ücreti karşılığı
olabilmektedir. Yani, günlük ücretli bir kısmi süreli iş sözleşmesi de
yapılabilecektir.
13. maddede kısmi süreli iş sözleşmesinin tanımı verilirken, tam süreli iş
sözleşmesi karşısında kısmi süreliden söz edebilmek için "önemli ölçüde daha az"
bir haftalık çalışma süresinin sözleşmede tespit edilmiş olması da aranmıştır.
Örneğin işyerinde uygulanan tam süreli iş sözleşmesi için haftalık çalışma
süresi 45 saat ise kısmi süreli çalışma için, tam sürenin üçte ikisinden daha az
olan otuz saatin altındaki haftalık çalışma süresine göre istihdam edilen işçi
kısmi süreli sözleşmeye göre istihdam edilen kimse olarak kabul edilecektir.
Kısmi süreli çalışanların sosyal sigortalar kurumuna bildiriminin ne şekilde
olması gerektiği, uygulamada en çok tartışılan konulardan birisidir. Günlük
ücret karşılığı kısmi süreli çalışmada, sigortalının sözleşmede belirtilen gün
sayısı kadar sigortalı olması gerekmektedir. Aylık ücretli kısmi süreli iş
sözleşmelerinde ise sigortalının 30 gün üzerinden sigortalı olması
gerekmektedir.
Kısmi süreli çalışan sigortalıların ay içinde çalıştığı toplam sürenin (saat)
7,5'a bölünmesiyle, ayda kaç gün sigortalı olacağı hesaplanmaktadır. Burada,
kısmi süreli çalışan işçinin hafta tatiline hak kazanması halinde, toplam süreye
hafta tatilinin de (sanki çalışılmış gibi değerlendirilerek) eklenmesi gerektiği
hususuna dikkat edilmelidir.
Ayrıca, 7,5 saatin altındaki çalışmalar da 1 güne tamamlanacaktır. Yani kısmi
süreli çalışan personelin aylık sigortalılık süresi;
(Aylık çalışma gün sayısı = Ay içinde çalışma saati / 7,5)
şeklinde hesaplanacaktır.
2. sorunuza gelince, Sendikalar Kanunu'nun 62. maddesi, "işe alınan ve ayrılan
işçilerin bildirilmesi" başlığı altında işverenlerin, işe aldığı veya herhangi
bir nedenle hizmet akdi sona eren işçileri, izleyen ayın 15'ine kadar aylık
bildirimlerle işyerinin bağlı bulunduğu bölge müdürlüğüne ve Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı'na ayrı ayrı iadeli taahhütlü postayla veya ilgili kurumlara
doğrudan bildirmek zorunda olduklarını hüküm altına almıştır.
Ben belirttiğiniz şekilde bir yargı kararı hatırlamıyorum ama Çalışma Genel
Müdürlüğü'nün bir yazısı var. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel
Müdürlüğü'nün 30.07.2001 tarih ve 20696 sayılı yazısında, ek-1 ve ek-2 işçi
bildirimleri ile ilgili olarak süresinde bildirim yapılmaması halinde iş
müfettişince düzenlenmiş denetim raporu bulunmaksızın cumhuriyet savcılığına suç
duyurusunda bulunulmayacağı belirtilmiştir. Aynı yazıda, bakanlık bölge
müdürlüklerinin mevcut yasa ihlallerini ilgili İş Teftiş Grup başkanlıklarına
intikal ettirecekleri belirtilmiştir. Bakanlık iş müfettişlerinin yasaya aykırı
hallere ilişkin raporlarının sonuçlarına göre, bakanlık bölge müdürlükleri ek-1
ve ek-2 bildirimlerinin yapılmaması hallerinde ilgili cumhuriyet savcılıklarına
suç duyurusunda bulunacaklardır. Ancak söz konusu işlem genel yazıya istinaden
yapılmaktadır. İlerde değiştirilmesi söz konusu olabilecektir.
Sendikalar Kanunu'nun 59. maddesi, 62. maddede belirtilen bildirim yükümlülüğüne
uymayan işverenler hakkında, bildirilmeyen her işçi için sanayi kesiminde
çalışan 16 yaşından büyük işçiler için belirlenen asgari ücretin aylık brüt
tutarının beşte biri tutarında ceza uygulanacağı için, 2005 yılında söz konusu
asgari ücretin 488,70 YTL olduğu göz önüne alındığında beşte biri 97,74 YTL
olarak hesaplanacaktır. Ancak, ağır para cezasının alt sınırı, asgari ücretin
beşte biri tutarından (97,74 YTL) yüksek olduğundan; belirtilen suç için kanunun
belirlediği ağır para cezasının alt sınırı uygulanmaktadır. 31.07.1999 tarih ve
4421 sayılı kanunun 1 maddesi ile ağır para cezasının alt sınırının 1999 yılı
için 60.000.000 TL ve üst sınır ise 15.000.000.000 TL olarak uygulanacağı
belirtilmiştir. Bu miktarlar her yıl Vergi Usul Kanunu'nun 218. maddesi
gereğince belirlenen yeniden değerleme oranında artmaktadır.
2005 yılı için yeniden değerleme oranı yüzde 11,2 olarak belirlenmiştir. Bu
nedenle, 2005 yılı için ağır para cezasının alt sınırı 495,53 YTL ve üst sınırı
da 123.882,19.-YTL olarak hesaplandığından, ek-1 ve ek-2 işçi bildirimlerinin
süresinde yapılmaması halinde her bir belge için 2005 yılı için ağır para
cezasının alt sınırı olan 495,53 YTL olarak uygulanacaktır.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd.Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|