|
İŞ HUKUKU VE SOSYAL GÜVENLİK
Kıdem tazminatı ödenirse izin gün sayısı
değişir mi?
Resul KURT - info@resulkurt.com - 08
Ekim 2010 Cuma - Dünya
İş Kanunu'na göre işçilerin yıllık izinleri kıdemlerine ve yaşlarına göre
belirlenmektedir. Özellikle kıdem tazminatı aldıktan sonra işyerinde yeniden
çalışmaya devam edenler açısından yıllık izin gün sayısında sorunlar
yaşanmaktadır.
İş Kanunu'na göre, işyerinde işe başladığı günden itibaren, deneme süresi de
içinde olmak üzere, en az bir yıl çalışmış olan işçilere yıllık ücretli izin
verilecektir. Anayasal bir hak olan yıllık ücretli izin hakkından vazgeçilemez.
Niteliklerinden ötürü bir yıldan az süren mevsimlik veya kampanya işlerinde
çalışanlara bu kanunun yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümleri
uygulanmayacaktır.
İşçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi, hizmet süresi;
a) Bir yıldan beş yıla kadar (beş yıl dahil) olanlara ondört günden,
b) Beş yıldan fazla onbeş yıldan az olanlara yirmi günden,
c) Onbeş yıl (dahil) ve daha fazla olanlara yirmialtı günden,
az olamayacaktır. Ancak onsekiz ve daha küçük yaştaki işçilerle elli ve daha
yukarı yaştaki işçilere verilecek yıllık ücretli izin süresi yirmi günden az
olamaz. Yıllık izin süreleri iş sözleşmeleri ve toplu iş sözleşmeleri ile
artırılabilir.
1475 sayılı Yasa, gerek 4857 sayılı İş Kanunu'nda muvazzaf askerlik süresinin
yıllık izin sürelerinin hesabında çalışılmış gibi sayılacağına dair hükümlere
yer verilmemiştir. Bu itibarla muvazzaf askerlikte geçen sürenin izin hesabında
dikkate alınması mümkün değildir.
Bir işyerinde emekli olduktan sonra çalışmasını sürdürenlerin veya askerlik
nedeniyle iş sözleşmesi sona erdikten sonra veya askerlik dönüşü aynı işyerinde
çalışmasına devam eden ve kıdem tazminatı almamış olan sigortalıların yıllık
izin kıdemlerinin devam edip etmeyeceği konusu tartışmalara neden olmaktadır.
Hem sosyal açıdan, hem de yıllık ücretli izinle ilgili düzenlemelerin amacına
uygun olması bakımından bu durumdaki kıdem tazminatı almadan askere giden
işçilerin yıllık izin kıdemlerinin devam ettirilmesi gerekmektedir.
Askerlik dönüşü aynı işyerinde çalışmasına devam eden kıdem tazminatı almadan
askere giden işçi ile ilgili olarak Yargıtay'ın bir kararında (Yargıtay 9. HD.
E.2004/23749, K. 12114, T.17.5.2004) "1475 sayılı İş Kanunu'nun 50. maddesinde;
.. yıllık ücretli izne hak kazanmak için gerekli sürenin hesabında işçilerin,
aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalıştıkları süreler
birleştirilerek göz önüne alınır … denilmektedir.
Yasanın bu açık hükmüne ve davacı işçinin
askerlik nedeniyle işyerinden ayrılmasına ve bu ayrılışın askerlik öncesi hizmet
süresinin izin günlerinin hesaplanmasında göz önünde tutulacağı maddede açıkça
vurgulanmasına rağmen bu yönün tespiti şeklinde dava açılmasının yasal bir yönü
bulunmamaktadır." denilmek suretiyle askerlik nedeniyle işten ayrıldıktan sonra
aynı işverenin bir veya çeşitli işyerlerinde çalışmasını sürdüren işçilerin izin
kıdemlerinin devam ettirileceği belirtilmiştir.
Ancak Yargıtay emekli olup kıdem tazminatı aldıktan sonra aynı işyerinde
çalışmasını sürdüren işçinin yıllık ücretli izin hesabında kıdem tazminatını
aldığı önceki süreleri dikkate alınmayacağı görüşündedir. Yargıtay 9. Hukuk
Dairesi'nin 1991/ 451 Esas, 1991/ 8352 Karar ve 13.05.1991 tarihli kararında;
"Emekli olup, kıdem tazminatı aldıktan sonra işyerinde çalışmasını sürdüren
işçinin işyerinden ikinci ayrılışında kıdem tazminatı ve yıllık ücretli izin
hesabında kıdem tazminatını aldığı önceki süreleri dikkate alınmaz." denilerek,
işçilerin kıdem tazminatını aldıkları sürenin kıdeminin biteceği ve yeniden aynı
işyerinde işe başlarlarsa yeni işe girmiş gibi izin sürelerinin hesaplanacağı
belirtilmiştir.
Yargıtay'ın bir kararında (Yargıtay 9. HD. E. 2006/12556, K. 2007/1252, T.
30.1.2007) "Davacı 1986-1990 yılları arasındaki hizmetinin yıllık izin süresinin
hesabında dikkate alınması gerektiğinin tespiti talebinde bulunmuştur. Davacı
işçi 1986-1990 yılları arasında aynı işverenin değişik bir işyerinde çalışmış ve
iş sözleşmesinin işverence feshi üzerine ihbar ve kıdem tazminatları ödenmiş,
işçinin imzasını taşıyan ibranamede, yıllık izinlerin de ödendiği
belirtilmiştir. Anılan ibraname ile işveren ibra edilmiş, bir başka anlatımla
1986-1990 yılları arasında kalan çalışmalar işçilik hakları ödenmek suretiyle
tamamen tasfiye edilmiştir. İşçinin 1992 yılında yeniden aynı işverene ait
işyerinde çalışmaya başlaması yeni bir hizmet akti niteliğindedir. İşçilik
hakları hesabında tasfiye edilen çalışmaların, bu yeni hizmet akti çerçevesinde
yeniden değerlendirmeye alınması doğru olmaz.
4857 sayılı İş Kanunu'nun 54'üncü maddesi
hükmünün, işçinin önceki dönem çalışmalarının tasfiye edilmediği hizmet süreleri
bakımından bir anlamı bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın reddi yerine
yazılı şekilde tespit isteğinin kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir."
denilerek işçilik hakları hesabında tasfiye edilen çalışmaların, bu yeni hizmet
akti çerçevesinde yeniden değerlendirmeye alınması doğru olmadığı
belirtilmiştir.
Kıdem tazminatı ve yıllık izin ücretlerini alarak muvazzaf askerlik görevine
gidip gelen işçinin kıdemi de sıfırlandığından askerlik sonrası işe giriş
tarihi, yeni kıdem süresinin başlangıcıdır. Ve Yargıtay Kararlarına göre, bu
dönem, yeni bir iş sözleşmesi uygulama dönemidir.
Kıdem tazminatı ödemesinin yıllık izin açısından kıdemi sıfırlayıp sıfırlamadığı
da tartışılmıştır. Ancak hak edilmiş yıllık izin, kullandırılmamışsa veya ücreti
fesih sırasında ödenmemişse, kıdem tazminatı ödemesi, yıllık izin açısından
kıdemi sıfırlamayacaktır.
Çünkü yılık izin ayrı, kıdem tazminatı ayrı müesseselerdir. Yasa belli bir
çalışma süresi için bir defa kıdem tazminatı alınmasını öngörmüş olduğundan,
kıdem tazminatı almak geçmiş kıdemi sıfırlamaktadır. Ancak, yasada yıllık izin
ücretleri için geçmiş kıdemlerin sıfırlanması gibi bir düzenleme yoktur. Bu
açıdan belli bir çalışma süresinin kıdem tazminatının alınması, ayrı bir
müessese olan yıllık izin süresinin kıdemini sıfırlayamaz.
İktisadi Dayanışma
Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd.Şti
- Türkiye' nin En Büyük Mevzuat Portalına
Hoş Geldiniz
|