|
Kaçın Bakalım
(Yurtdışına Giden Türk Sermayesi)
Cevdet Akçakoca - Yeminli Mali Müşavir - 08
Şubat 2007 Perşembe - Bursa
29.Ocak.1993 tarihli bir yazımı aynen alıyor ve bugünkü durumla ilgili olarak
birkaç satır ilave ediyorum. Bakın bakalım, şartlar ne kadar değişmiş ve neler
olmuş.Yurtdışına yatırım yapanlar ne derecede haklılar?
Yukarıdaki başlık Sabahat EMİR’ in bir gazetede 17 Nisan 2001 tarihinde
yayımlanan yazısının başlığı. Bu yazıdan bazı ifadeleri aşağıya alıyorum. Sonra
kendi düşüncemizi açıklayacağız.
Analar babalar çocuklarına “Evladım, varımız yoğumuz sensin! Bu memleketten
hayır yok!.. Aman kaç, kendini kurtar!.. Düzenini dışarıda kur, adam gibi yaşa!
“ diyorlar.
Herkes öfkeli, herkes herkesi suçluyor, kıyasıya eleştiriyor. Yani, insafın
artık bu yerde namı kalmamış!
İyi de, kendinden başka herkesi eleştirenlere sormak istiyorum. Bugünlere
gelmemizde sizin de hiç sorumluluğunuz yok mu?
Şimdi, sizden başka herkes suçlu ve siz buna katlanamadığınız için kaçmak
istiyorsunuz. Pekalâ.
Kaçın bakalım!
Batan gemileri ilk önce kimlerin terk ettiğini unutmayın, kaçın..
Ama krizin sillesini en ağır biçimde yiyen biz, bu ülkenin kara sevdalıları
burdayız.
Yeniden yapılanmak için; pırıl pırıl ve güçlü bir Türkiye’ nin yeniden inşası
için... Burdayız!
Yazıyı kesip saklamıştım. Bugün, yeniden okuyunca yazı, milliyetçilik
duygularının dışında bana başka çağrışımlar yaptırdı.
Son yıllarda, bir takım sanayici ve tüccarlarımız, gerek ekonomik problemler,
gerek bürokrasi ve gerekse de siyasi baskılardan dolayı Bulgaristan, Romanya,
Ukrayna gibi ülkelerde milyarlarca dolar harcayarak tesisler kurdular. Kendi
vatandaşımız yerine bu ülke vatandaşlarına ekmek verdiler. Bu ülkelerin
kalkınmalarına yardım ettiler. Yapılan yatırımların milyarlarca $ olduğu,
buralardaki Türk firmalarında çalışan işçi sayısının yüz binlerce olduğu ifade
ediliyor.
Neticede, bu ülkelerde ihracat, fert başına milli gelir, biz Türklerin de
katkısıyla arttı. 2003 yılında Bulgaristan-Romanya-Macaristan-Polonya vs. gibi
ülkeler Avrupa Birliği’ ne aday oldular.
İşçi ücretleri aylık 30-50 $’ lardan 150-300 $’ lara tırmandı. Şimdi, bizim
firmaların o ülkelerdeki yatırımlarının rekabet gücünü kaybettiğini, hatta
tesislerini olduğu gibi bırakarak geri geldiklerini görüyoruz.
Ne olurdu? Son senelerdeki çalkantılar olmasaydı. O ülkelere yapılan yatırımlar
ülkemizde yapılsaydı.
O gün kaçanlar, bugün oradaki yatırım ve tesislerinizi terk edip yine kaçın
bakalım! Çoluğunuzu, çocuğunuzu, ülkenizi düşünmeden kaçın bakalım. Oysa, şimdi
orada bir köprübaşı tuttunuz. Bence kaçmayın. Direnin. O pazarlarda önderlik
yapın bakalım derim. ŞEKLİNDE BİR YAZI İDİ YAZIM.
2001 krizinden sonra Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Polonya, Ukrayna,
Moldavya vs. gibi Avrupa ülkelerinde yatırımlar yapanlardan bir kısmının daha
sonra
büyük hayal kırıklıkları ile karşılaştıkları, yazımın son satırında belirttiğim
gibi o ülkelerden de kaçtıklarını biliyorum.
Direnenler ise o ülkelerde köprü başları tuttular ve Avrupa Birliğine girdiler.
Şimdi bu ülkelere ilaveten başımıza Mısır çıktı. Zannediyorum ileride, Tunus,
Dubai, Ürdün, İran, Pakistan, Fas , Cezayir ve hatta hatta Kaddafi’ye rağmen
Libya da çıkacak gibi.
Ben önceki yazımda, dışarıya kaçanların mümkünse içeride yatırıma devam ederek
direnmelerini istemiş ve direnemeyip gittilerse bu defa o ülkelerde
direnmelerini ve başarı kazanmalarını dilemiştim.
Aradan 5 sene geçti. Yeni bir furya başladı. Bu defa azgelişmiş ülkelere kayma
başladı. Bu yatırımları da iki şekilde olumlu veya olumsuz düşünebiliriz.
Olumlu düşünce: Globalleşmeye uyuyor, Türk sermayesini dünya sermayesi haline
getiriyoruz.
Olumsuz düşünce: Ülkemizdeki yatırımları göz ardı ediyor, ülkemizi işsizliğe,
fakirliğe terk ediyoruz.
Bunun orta yolunu bulmalı. Hem ülkemizi kalkındırmalı , hem de dünyada global
rekabette öne çıkmalıyız.
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|