Şahıs İşletmelerinde Transfer Fiyatlandırması Ve Örtülü Kazanç Dağıtımı

 

07.04.2007

 

Arşiv Arama

 

Önceki Sayfa

 

Şahıs İşletmelerinde Transfer Fiyatlandırması Ve Örtülü Kazanç Dağıtımı

Cevdet Akçakoca Yeminli Mali Müşavir - 07  Nisan 2007 Cumartesi - Bursa

Bursa SMMO’nun yayımladığı Bilanço Dergisinin 91. sayısında işlemiş olduğum bu konuyu biraz daha kısaltarak okurlarımın bilgisine sunmak isterim.

Resmi Gazetede yayımlanan 5615 sayılı Gelir vergisi kanunu ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun’un 3. maddesi şahıs işletmelerinde de Transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazanç dağıtımını gündeme getirerek düzenlemeler yapmıştır.

Şahıs firmalarının bu yazıyı dikkatle okuyarak bundan sonra yaptıkları işlemlerde daha da dikkatli olmaları gerektiği kanaatindeyim. Aksi takdirde hiç umulmayan vergi ve ceza riskleri ile karşı karşıya kalınabilecektir.

193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun gider kabul edilmeyen ödemelerin sayıldığı

41. maddesi’nin bu yasa değişikliği ile ilgili ilk 4 fıkrası ve değiştirilen 5. inci fıkrasının özeti aşağıya alınmıştır.

Aşağıda yazılı ödemelerin gider olarak indirilmesi kabul olunmaz.

1. Teşebbüs sahibi ile eşinin ve çocuklarının işletmeden çektikleri paralar veya aynen aldıkları sair değerler

2. Ayni kişilere işletmeden ödenen aylıklar, ücretler, ikramiyeler, komisyonlar ve tazminatlar;

3. Teşebbüs sahibinin işletmeye koyduğu sermaye için yürütülecek faizler;

4. Ayni kişilerin işletmede cari hesap veya diğer şekillerdeki alacakları üzerinden yürütülecek faizler;

“5. Bu fıkranın 1 ilâ 4 numaralı bentlerinde yazılı olan işlemler hariç olmak üzere, teşebbüs sahibinin, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit edilen bedel veya fiyatlar üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunması halinde, emsallere uygun bedel veya fiyatlar ile teşebbüs sahibince uygulanmış bedel veya fiyat arasındaki işletme aleyhine oluşan farklar işletmeden çekilmiş sayılır.

Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır.

Bu bent uygulamasında, imalat ve inşaat, kiralama ve kiraya verme, ödünç para alınması veya verilmesi, ücret, ikramiye ve benzeri ödemeleri gerektiren işlemler, her hâl ve şartta mal veya hizmet alım ya da satımı olarak değerlendirilir.

İşletmeden çekilmiş sayılan farklar, ilişkili kişi tarafından beyan edilmiş gelir veya kurumlar vergisi matrahının hesabında dikkate alınmış ise ilişkili kişinin vergilendirme işlemleri buna göre düzeltilir. İlişkili kişiler ve bu kişilerle yapılan işlemler hakkında bu maddede yer almayan hususlar bakımından, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 13 üncü maddesi hükmü uygulanır.”

Kanunun gider kabul edilmeyen ödemeleri düzenleyen maddesinin geri kalan fıkralarını burada bırakıyor ve bilhassa yeni konulan 5 inci fıkrayı

İncelemeye devam ediyoruz.

Gelir vergisi yasası 41.inci maddesinin ilk dört fıkrasında teşebbüs sahibinin kesin olarak gider kabul edilmeyecek olan eşi, çocuğu ve sermayesi ile ilgili hususları saymış ve bugüne kadar olmayan yeni bir düzenleme yapılarak Kurumlar Vergisi kanununun 12 ve 13. üncü maddelerinde sayılan ilişkili kişi ve örtülü kazanç dağıtımı esası getirilmiştir.

Gelir Vergisi kanununun 41/5 fıkrasındaki düzenlemeye göre ilişkili kişi kimdir?

Teşebbüs sahibinin eşi, üstsoy ve altsoyu, üçüncü derece dahil yansoy ve kayın hısımları ile doğrudan veya dolaylı ortağı bulunduğu şirketler, bu şirketlerin ortakları, bu şirketlerin idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından kontrolü altında bulunan diğer şirketler ilişkili kişi sayılır

Peki Kurumlar Vergisi Kanunundaki ilişkili kişiler kimdir?

a) Ortakla ilişkili kişi, ortağın doğrudan veya dolaylı olarak en az % 10 oranında ortağı olduğu veya en az bu oranda oy veya kâr payı hakkına sahip olduğu bir kurumu ya da doğrudan veya dolaylı olarak, ortağın veya ortakla ilişkili bu kurumun sermayesinin, oy veya kâr payı hakkına sahip hisselerinin en az % 10'unu elinde bulunduran bir gerçek kişi veya kurumu,

b) Kurumların İstanbul Menkul Kıymetler Borsasında işlem gören hisselerinin edinilmesi durumunda, söz konusu hisse nedeniyle ortak veya ortakla ilişkili kişi sayılanlardan temin edilen borçlanmalarda en az % 10 ortaklık payı aranır.

(c) Yukarıda belirtilen oranlar, borç veren ortaklar ve ortakların ilişkide bulunduğu kişiler için topluca dikkate alınır.

Görüldüğü gibi gelir vergisi yasasında yapılan düzenleme Kurumlar vergisi yasasından bir adım daha ileridedir. Bu sebeple şahıs firmaları bu düzenlemeden sonra daha da dikkatli olmak zorunda kalacaklardır.

Çıkarılacak tebliğlerle yapılacak düzenlemeler bir çok firmanın canını yakacak gibi görünmektedir.

Diğer yönden şöyle bir şey aklımıza gelmektedir.

Firmalarla , şahısların şahsi harcamaları kesin olarak ayrılmaktadır. İnşallah sonuçta ileride yapılacak vergi sistemindeki düzenlemelerle firma haricindeki şahıs harcamaları gözönüne alınır ve bu arada vergi oranlarında indirimler yapılır.

Ancak şimdiye kadar görülen maalesef devletimizin yöneticileri dolaylı vergilerden vazgeçmediği gibi vergi oranlarını düşüreceklerine işte yukarıda da görüldüğü gibi daha sert uygulamaları da getirmektedir.

Yapılan düzenlenemede bu maddede olmayan hükümler için Kurumlar Vergisi kanununun transfer fiyatlandırması yolu ile örtülü kazanç dağıtımını düzenleyen 13. maddesine atıf yapılmıştır.

Bu maddenin neler getirdiğini maddeyi kısaltarak inceleyelim.

Transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü kazanç dağıtımı

MADDE 13- (1) Kurumlar, ilişkili kişilerle emsallere uygunluk ilkesine aykırı olarak tespit ettikleri bedel veya fiyat üzerinden mal veya hizmet alım ya da satımında bulunursa, kazanç tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılmış sayılır.

(2) İlişkili kişi; kurumların kendi ortakları, kurumların veya ortaklarının ilgili bulunduğu gerçek kişi veya kurum ile idaresi, denetimi veya sermayesi bakımından doğrudan veya dolaylı olarak bağlı bulunduğu ya da nüfuzu altında bulundurduğu gerçek kişi veya kurumları ifade eder. Ortakların eşleri, ortakların veya eşlerinin üstsoy ve altsoyu ile üçüncü derece dahil yansoy hısımları ve kayın hısımları da ilişkili kişi sayılır. Kazancın elde edildiği ülke vergi sisteminin, Türk vergi sisteminin yarattığı vergilendirme kapasitesi ile aynı düzeyde bir vergilendirme imkânı sağlayıp sağlamadığı ve bilgi değişimi hususunun göz önünde bulundurulması suretiyle Bakanlar Kurulunca ilan edilen ülkelerde veya bölgelerde bulunan kişilerle yapılmış tüm işlemler, ilişkili kişilerle yapılmış sayılır.

(3) Emsallere uygunluk ilkesi, ilişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanan fiyat veya bedelin, aralarında böyle bir ilişkinin bulunmaması durumunda oluşacak fiyat veya bedele uygun olmasını ifade eder.

(4) Kurumlar, ilişkili kişilerle yaptığı işlemlerde uygulayacağı fiyat veya bedelleri, aşağıdaki yöntemlerden işlemin mahiyetine en uygun olanını kullanarak tespit eder:

a) Karşılaştırılabilir fiyat yöntemi:
b) Maliyet artı yöntemi:

c) Yeniden satış fiyatı yöntemi:

ç) Emsallere uygun fiyata yukarıdaki yöntemlerden herhangi birisi ile ulaşma olanağı yoksa mükellef, işlemlerin mahiyetine uygun olarak kendi belirleyeceği diğer yöntemleri kullanabilir.

(5) İlişkili kişilerle yapılan mal veya hizmet alım ya da satımında uygulanacak fiyat veya bedelin tespitine ilişkin yöntemler, mükellefin talebi üzerine Maliye Bakanlığı ile anlaşılarak belirlenebilir.

(6) Tamamen veya kısmen transfer fiyatlandırması yoluyla örtülü olarak dağıtılan kazanç, Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarının uygulamasında, bu maddedeki şartların gerçekleştiği hesap döneminin son günü itibarıyla dağıtılmış kâr payı veya dar mükellefler için ana merkeze aktarılan tutar sayılır..

(7) Transfer fiyatlandırması ile ilgili usûller Bakanlar Kurulunca belirlenir

SONUÇ :

Bundan böyle şahıs firmaları da patronlar ve yakınlarının harcamalarını ile gelir vergisi kanununda belirtilen esasları dikkate alarak kaydedecekler veya reddedeceklerdir.

Sonuç olarak, yapılan bu düzenleme ile 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun gider kabul edilmeyen ödemeleri arasına örtülü kar dağıtımı müessesesi getirilmiş ve yeni 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu ile paralellik kurulmuştur.

Kurumları ilgilendiren Kurumlar Vergisi Kanunu ile şahısları ilgilendiren Gelir Vergisi Kanunu arasında niye paralel düzenlemeler yapılsın diyebilirsiniz.

Buna vereceğimiz cevap : Halen tasarı halinde olan Türk Ticaret Kanunudur. Türk Ticaret Kanunu tasarısında tek kişilik şirketler de gündeme gelecektir.

Diğer yönden modern bir vergi sisteminde şahıslar veya kurumların vergilendirilmesinde fark olmaması esastır.

Bu sebeple yapılan düzenleme vergi sistematiği açısından olumlu olmuş, vergiden kaçınma yollarından birini daha tıkamıştır.

Ancak, keşke dolaylı vergilerden vazgeçerek direkt vergi gelirlerini artıracak , vatandaşı rahatlatacak, vergi oranlarını düşürecek düzenlemeler yapılsa idi.

İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30

 

Cevdet Akçakoca

 

Okunma: 2230

Diğer Yazıları

 


Yazarın En Çok Okunan 5 Yazısı

 

Şahıs İşletmelerinde Transfer Fiyatlandırması Ve Örtülü Kazanç Dağıtımı