|
ANILAR
Güneydoğu’ da Bir KDV İncelemesi
Cevdet Akçakoca Yeminli Mali Müşavir - 18 Eylül 2007 Salı - Bursa
1990’lı yıllarda fazla miktarda ihracat KDV. iadesi incelemesi yapıyordum.
Belki, o zaman Yeminli Mali Müşavir sayısının azlığından, belki de benim sanayi
sektöründen Yeminli Mali Müşavir olmam ve personelimin de bu konuda ihtisas
sahibi olması işlerimin önemli bir kısmının KDV. iadesi incelemesi olması
sonucunu doğurmuştu.
Tabii, bu incelemelerde insan çok enteresan olaylarla karşılaşıyor. Yazıma konu
ihracat ve KDV. iadeleri Bursa’da bir tekstil firmasına ait. Firmanın sahipleri,
işlerini iyi bilen donanımlı, bilgili ve kibar insanlardı. Bir yandan üretim
yapılıyor, bir yandan da yatırım devam ediyor. Firma, fabrikanın bodrum katında
çalışıyor, henüz üst katlar yapılmamış. Her ay artan miktar ve tutarda ihracat
yapılıyor. O sene yaz geldi. Birdenbire firma atağa kalktı ve fabrika binası
bitti. Gösterişli, şahane bir show-room’u da olan çok güzel bir fabrika binası
oldu. İşçiler daha üst katlara, yöneticiler ise caf caflı odalara taşındı.
Bu arada ben bilançolara bakıyorum. Jet hızıyla artan kısa vadeli borçlar var.
Muhasebeci ile konuşuyoruz. (Bu yazıyı okurken muhakkak hatırlayacaktır.) Böyle
giderse bu firma gelecek sene Eylül ayında batar diye hesaplamışım.
Yine ihracat devam ederken firma Güneydoğu’ da bir ilden tişört aldı. Hem de
onbinlerce.
Direkt olarak ilgili ilin Vergi Dairesi Müdürü ile önce telefonda konuştum.
Firmanın o ilde çalışan az sayıda firmadan biri olduğu ve vergisel ödevlerini de
çok iyi yerine getirdiğini söyleyerek talebim üzerine bir de yazı gönderdi.
Yalnız firmadan istediğim Kapasite raporu ve SSK bildirgeleri bir türlü
gelmiyor.
Güneydoğu’ daki bu firma yetkililerine oraya gelip bizzat inceleme yapacağımı
söyledim. Gelme kardeşim, tutanağını herkes gibi gönder, biz imzalayalım, olur
biter işte diyorlar. Ben yine de geleceğimi söyledim. Sesler sertleşti. Gelme
yoksa........ havalarına büründü. Otel ayrılmıyor vs. vs. Ben de bayılırım böyle
tehditlere. O tarihte ve bugün de Rahmetli Özal gibi çizgi roman da okuyorum.
Silahlara da tehlikeye de bayılırım. (Mike Hammer romanı gibi oldu.)
Telefonla o ilin en güzel otelinde bir yer ayırttım. THY’den bilet aldım.
İstanbul’dan o ile gideceğim ve akşam 7’00 de orada olacağım.
Yine firmaya telefon ettim. Gece 8’00 de
muhasebe servisinin hazır olmasını, geleceğimi söyledim. Kıyamet koptu. Tabii
dinlemedim.
Ertesi gün akşam 8’00 de firmanın şehirdeki muhasebe bürosundayım. Karşımda 5-6
kişi. Ben, bir laf söylediğimde kıyametler kopuyor. Neyse, masanın başına
geçtim. Defter ve belgeleri aldım. Personele bana 4-5 adımdan fazla
yaklaşmamaları gerektiğini kibarca anlattım. Kibarlıktan çok iyi anlıyorlardı.
Defter, belge ve kayıtlar birbirine uygun ve hakikaten takdiri hakediyor.
Kapasite raporu yok. İşçi sayısı 9 kişi. Tamam dedim. Ertesi sabah fabrikaya
gidelim. Ben şu oteldeyim. Beni arabanızla alacak mısınız, yoksa ben mi geleyim
dedim. Kendileri beni sabah alacaklarını söylediler.
Gece, şehrin ileri gelenleri, ağaları ile tanıştık otelde. Sohbetler ettik.
Ertesi sabah, bir kamyonetle şehrin 10-15 km. dışındaki fabrikaya yola çıktık.
Yolda dikkatimi çeken bir şey oldu. Polisler, bizim arabayı görünce selam
veriyor ve trafik kapalı olsa bile bizim arabaya yol açıyorlar. Derhal arabayı
durdurdum ve polise bu arabanın ne özelliği olduğunu sordum.
Polis; tabii bu arabaya yol veririm, önünü açarım dedi. Bu fabrikada çalışan her
bir kişi demek dağdan en az iki kişinin inmesi demektir diye izah etti.
Uzun etmeyelim. Fabrikaya ulaştık. 5-6000 m2. lik bir tekstil fabrikası.Pastal
makinesinden, bilgisayarlı kesme makinesi ve her türlü dikiş makinesine kadar
çok modern makineleri olan bir fabrika. 100’e yakın işçi çalışıyor. İdari
kısımda İstanbul’dan gelen müşteriler. Her şey iyi. Fakat dediğim gibi resmi
evraklarda (9) işçi çalışıyor. Kapasite raporu yok.
İncelemelerimi tamamladım ve firma yetkililerine kapasite raporu alınmadığı ve
işçi sayısı düzgün olmadığı takdirde Bursa’ya mal satamayacaklarını söyledim.
Sonra da kazasız belasız Bursa’ya döndüm. Ancak, eşimin çıkan tansiyonunu ancak
(3-4) ayda tedavi ettirebildik.
Bursa’ya döndüğümde firmanın KDV. iadesini reddettim. Yazımın başında
belirttiğim gibi ertesi yıl Eylül ayı gelmeden Bursa’daki firma maalesef iflas
etti.
Güneydoğu’ daki firmanın’ da kapandığını daha sonra vergi dairesi müdüründen
öğrendim.
İşte size bir Güneydoğu’ da KDV. iadesi inceleme macerası.
Bursa’daki firma iflas etti.
Güneydoğu’ daki firma kapandı.
Sonuçta kazanan kim oldu?
İktisadi Dayanışma Gazetecilik Matbaacılık ve
Danışmanlık Ltd. Şti -(0212) 325 71 21-281 85 26 -281 85 30
|